Bir eğitim öğretim yılı daha sona erdi. Öğrenciler karnelerini aldıklarında ne kadar çok mutlu olduklarını gördüm. Üzülenler de vardı tabi. Dersini çalışmayan, ihmal eden, aile, okul, sosyal yaşam üçgenine sıkışan çocukların mutsuzlukları, karnelerine yansımış gibiydi.
Gelecekte ülkeyi yönetecek bu çocuklarımızı ve gençlerimizi yetiştiren elleri öpülesi öğretmenlere kimler yardımcı oldu? Asıl sorun bu bana göre. Onların işini kolaylaştıran, veliler, yöneticiler de bu gençlerin yetişmesinde büyük katkı sundular. "Çokbilmiş" veliler ile yöneticilerin yanlış davranışları, bu öğretmenlerin motivasyonunu düşürdüğü gerçeğini bilen kaç kişi var?
Haddini bilen, soran, sorgulayan bir kuşak yetiştirmek kolay değil. Yıldız yerine yıldızlar yaratmak, gelecek için önemli bir adımdır. Bir yıldız yaratalım derken, o yıldızın güç zehirlenmesine de neden olmamak gerekir.
Çocuklar, evde çok korkutuldukları ya da her sözlerine alkış tutuldukları zaman, yalana başvurabilirler. Arkadaşlarını, bazen öğretmenlerini şikâyet ederler. Buna inanan veli, öğretmeni veya çocuğun arkadaşını dinlemeden saldırgan tavırlar takınabiliyor.
Adam bağırıyor "Öğretmen çocuğuma tokat attı. Öğretmen hem de Din dersi öğretmeni." Din dersi öğretmenlerinin tokat atacak elleri yokmuş gibi! Adam niye tokat atsın durup dururken? Bunu gidip konuşacağına şikâyete geliyor, cezalandırılmaması durumunda, kendi gidip ona haddini bildirecekmiş! Tokatı savunacak değilim. Yıllarca öğretmenlik yaptım. Şiddete, kendini güçlü görenlerin güç gösterisi olarak baktım hep. 27 yıl boyunca hiçbir öğrencime tokat atmadığım gibi, disiplin kuruluna da vermedim. Şiddete yönelmeyi acizlik olarak gördüğüm gibi, çözemediğim sorunu, başka birileri tarafından çözümünü beklemeyi de acizlik olarak görüyordum. Sorun benden kaynaklanıyor olabilir. O anki ruh halim, yanlış yapmama neden olmuş olabilir diye düşünürdüm.
Yanlışın arkasında durmak, sevdiğinize zarar vermekten başka bir şey değildir. Ticarette ve siyasette karşıdakinin gücünden, beklentilerini kaybetme korkusundan yanlışın arkasında durmakla yetinmeyip, alkış tutanları da görebilirsiniz. Eğitim öğretimde, yanlışın arkasında durmak ülkenin geleceğine vurulabilecek en büyük darbedir.
Karşıyaka'da 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılında 63 okulda 2500 den fazla öğretmen 1200 derslikte ders verirken, 40 bine yakın öğrenci eğitim öğretim gördü.
Yaz tatilinde evde bir çocuğu kontrol etmekte zorlanırken, yöneticiler, öğretmenler, hizmetliler binlerce öğrenci ile aynı yaşam alanında bütün bir iş gününü, bir eğitim öğretim yılını geçirdiler. Bu fedakâr insanlar ile görüşüp, öğrencimizi daha iyi nasıl yetiştirir, bu ülkeye yararlı birer fert olarak nasıl yetiştiririz çabası gösterildi ise ne mutlu? Öğretmenin, yöneticinin eksikliklerini cımbızla ayıklayıp, onların motivasyonunu düşürüldü ise diyecek sözü siz söyleyin.
Mum gibi yanıp etrafını aydınlatan elleri öpülesi öğretmenlerimize, öğretmen ve öğrenci sorunlarına çözüm getiren eğitim yöneticilerimize ve ülkemin geleceği olan sevgili öğrencilerimize iyi tatiller diliyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!