Bazen bir TV reklamı, bazen birinin ağzından çıkan bir cümle çok şeyi anlatır. Tıpkı Bir TV reklamında “olmazsa da olur” mesajı gibi. Yaşamımızda birçok şey “olmazsa da olur”, olmazsa da yaşanılır... Ama eğitim olmazlarımızın başındadır. Yeme, içme, barınma gibi temel yaşam ihtiyaçlarından sonra en önemli ihtiyacın eğitim olduğu gerçeği tartışılmaz. Hukuku düzenleyen, güvenliği sağlayan, sağlığımızı koruyan ve kazandıranların, politikacıların ve hatta seçmenin almış oldukları eğitim, toplum bireylerinin birbirleri ile barışık yaşamalarında, toplumun huzuru ve sağlığı açısından çok önemli.
“Eğitim Şart” başlığını çok önemsediğim için sık kullanırım. Eğitim- öğretimde her yeni dönemin başında eğitimin önemini yazmayı, bir eğitimci olarak zorunlu görmenin yanında görev sayıyorum.
Bireyin iyi bir eğitim almamasının, öğretim ayağının çok aksamasına neden olduğunu eğitimciler iyi bilir.
Eğitime değer veren toplumlarda sağlık, güvenlik ve hukuki sorunların minimum düzeyde olduğu, siyasetin ahlaki değerlere, toplumun değer yargılarına saygılı bir düzeyde yapıldığı görülür.
İyi bir eğitim almış bireyler öğrendiklerini de içine sindirdiklerinden, ne yaptığını bilen, kendileri ile barışık, ilişkilerinde samimi ve seviyeli olurlar. Çıkmazlarda, gününü kurtarma peşinde olmazlar.
Eğitimli toplumlarda görev ve sorumluluk verilirken “Adama göre iş değil, işe göre adam” felsefesi ile hareket edilir. Bu felsefenin temelinde insana saygı, ülke sevgisi yatar.
Üstüne titrediğimiz çocuklarımızın geleceği için fedakârlıklardan kaçınmayız. İş çocuklarımızı geleceğe hazırlayan eli öpülesi öğretmenlerimize, eğitim kurumlarına gelince onları yerden yere vurmaktan da kaçınmayız. Veli öğretmeni seçme şansını kendinde görür ama öğretmen öğrencisini seçmez, seçmeyi de düşünmez. Ama kendini bilmez velilerin sayısının artması ile veliyi seçme şansı olmasını çok ister duruma getirildi. Öğretmenlerimizin yaşam şartlarının iyileştirilmesi, eğitim kurumlarımızın geliştirilmesi için oy verdikleri, iktidara taşımak istedikleri kişileri ve siyasi partileri zorlamazlar.
Sadece düşüncesi nasıl eğitirim? Nasıl öğretirim? Olanlara, birilerini arkasına alan kendini bilmezlerin ne haksızlıklar yaptığına öğretmenlik yıllarımda çok tanık oldum. Bu yüzden de belki en verimli dönemimde emekli oldum.
Kendini yönetmekten aciz insanlara sınıfları, sınıfları yönetmeyenlere okulu, okulu yönetemeyenlere milli eğitimin yönetimini teslim edenler, edilmesine katkı sunanların en büyük günahı işlediklerini anlatmaya gerek var mı?
Eğitim sisteminin dışına çıkarılan her bireyin potansiyel bir tehdit oluşturacağını, bu tehdittin çocuklarımız ile birlikte yaşayacaklarını unutmayalım.
İyi bir eğitim için yüreğinde Allah Korkusu taşıyan, vicdan ve merhamet sahibi olan, insanı, ülkesini seven insanlara ihtiyaç vardır.
Karşıyaka Türkiye’nin aydınlık yüzü. Karşıyaka, Kaymakam Sadettin Yücel, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa İslamoğlu gibiler olduğu için çok şanslı. Yaz tatilinde okulların eksikliklerini giderme uğraşısındaydılar. İslamoğlu ile son yıllarda sık görüşürüm. Bana göre iyi bir yönetici. Eğitim için yapamayacağım fedakârlığın olmadığını bilir. Bu yüzden de iyi anlaşırız. Karşıyaka’da eğitim- öğretimde aksayan yönleri eleştiririm. Yapılan güzel çalışmaları da övmekten geri kalmam. Karşıyaka AB projelerinde en fazla hibe alan ilçe. Sağlıklı Yaşam Kulüpleri Türkiye’de ilk, belki de tek. Okullardaki kantin ve yemekhanelerin denetimi çok önemseniyor. Bir kısmı dışında, genelde okul yöneticileri birbirleri ile yarışıyor. En başarılı okul olmak için. 2015-2016 yılında yeni projeler bekliyorum. İzmir’in, Türkiye’nin ilki projeler.
Son söz "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.” Mustafa Kemal Atatürk
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!