Sosyal medya çok renkli. Zaman zaman bir söz paylaşır, tepkileri değerlendiririm. Kendi paylaşımlarını beğenenler, paylaşımları ile kişiliklerini ortaya koyanlar ve en üzücü olan da birilerinin paylaşımlarını yaranmak için beğenenler…
Beğenmek; teşekkür etmek, onaylamak anlamına gelir. “Babamı kaybettim” ile başlayan bildirimleri beğendiğinde cahilliğini gösterdiğinden bi haber olanlar da var tabi. İki kelimelikte olsa yapılan bir yorum, dostunuzun size zaman ayırdığını gösterir.
Bir gönül dostumun paylaşımlarını çok dikkate alırım. Çünkü orada mutlaka yeni şeyler öğreneceğimi düşünürüm.
Tam 10 yıl önce büyük abimi, 6 ay önce kardeşimi amansız hastalıktankaybettim. Şimdi ise abim, sıra ne zaman bana gelecek diye beklemedeyim…
Yine Ankara yollarında, Hacettepe Onkoloji hastanesindeyiz. Yüce Rabbim bütün hastalara şifa versin.
Şu acımasız dünyada bütün sıkıntılara rağmen iyi ki tanımışım dediğimiz, umudumuzu bağladığımız bilim insanları olur ya. Allah onların eksikliğini göstermesin.
Hacettepe’den Prof. Dr. SaddettinKılıçkap, Prof. Dr. Erkan Dikmen, Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Adnan Şimşir… Bunları tanıdıktan sonra ölüm vız gelir insana, yaşatmak için yaşayanların neslinin tükenmediğine tanık olursunuz.
Biraz tebessüme ve düşünmeye ihtiyacımızın olduğunu düşünerek, gönül dostumun iki paylaşımını noktasına, virgülüne dokunmadan paylaşıyorum.
Einstein’in şoförü
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ilegidermiş.
Yine bir konferansagitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförüEinstein’a;“Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralardaoturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesikelimesine biliyorum” demiş.
Einstein gülümseyerek ona bir teklifte bulunmuş:
“Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar… O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen konuş,ben de arka sırada seni dinlerim.”
Şoför, gerçekten çok şahane ve başarılı bir konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru cevaplamış. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir fizik sorusu sormuş.
Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:
“Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip” demiş.
Sonra da salonun arkasında oturan Einstein’ı işaret ederek şöyle devam etmiş:
“Şimdi size arka sırada oturan şoförümüçağıracağım ve sorduğunuz soruyu,göreceksiniz, o bile cevaplayacak.”
Billy'nin eşek hikâyesi…
BillyTeksas'ta bir çiftçiden 100$'a bir eşek satın alır. Ertesi sabah kamyoneti getirip teslim alacaktır. Aksiliğe bakın ki, ertesi sabah çiftçi ona kötü bir haber verir:
"Yaa sorma evladım, senin eşek dün gece mevta!!"
Gerçekten eşek, o gece ölmüştür…
-"O zaman paramı ver geri!" der Billy
-"Veriim de oğlum, ben o parayla senden sonra çatıcıya borcumu ödedim!"
-"O zaman eşeğin leşini alayım!"
-"Leşini !?..Vereyim de,.. n'apcan eşeğin leşini oğlum!"
-"Piyangoya koycam" demiş Billy.
-"Hadi len"! demiş çiftçi. Benimle dalga mı geçiyorsun sen?"
-"Koyarım ben! demiş Billy, kimseye ölü olduğunu söylemiycem ki!!!"
Aradan bir ay geçtikten sonra pazarda karşılaşmışlar !!
-"Evlat, n'oldu ölü eşek işi??" diye sormuş çiftçi.
-"Haa... ohooo, onu koydum piyangoya"....dediydim ya sana!!!
-"Eeeee?!"
-"Eeesi 500 tane bilet sattım, x 2$'dan, 1000$ koydum cebime!!!!
-"Hadi be!! demiş çiftçi; e peki kimse seni şikayete kalkmadı mı???
"Sadece eşeği kazanan!" demiş Billy, "ona da verdim 2$ nı geri sustu!!!"
BillyGoldman bugün "GoldmanSachs" ı yönetmektedir.
Son söz “Kimi mal mülk peşinde, Kimi şan şöhret. Kimi kız, kimi erkek peşinde.
Bilmiyorlar ki Azrail Hepsinin peşinde….!”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!