Yaşam kalitesi yüksek kentler arasında, bu yıl değerlendirmeye alınan en yüksek verilere sahip 150 kentin yer aldığı 2015 listesi kısa süre önce açıklandı.
Dünyanın en yaşanılabilir şehirlerini seçerken dikkat edilen unsurlar da en çok, güvenlik, suç oranı, uluslararası bağlantılar, iklim, güneş ışığı alma miktarı, ulaşım, insanların hoşgörü oranı, çevre konularına gösterilen özen, sağlık sistemi, iş dünyasına erişim, kent mimarisi ve doğal ortama ulaşım gibi etmenler göz önüne alınıyor. Yapılan değerlendirme sonucunda bir endeks oluşturuluyor. Bu endekste en yüksek değere sahip şehir bu yıl, Avustralya’dan Canberra oldu. İkinci sırada ise Kanada’dan Ottava bulunurken, üçüncü sırada İsviçre’den Zürih, dördüncü sırada ise Almanya’dan Frankfurt bulunuyor. Değerlendirmeler genelde aşağıdaki başlıklarda yapılıyor.
İstikrar: Adi suçların görülme sıklığı, şiddet suçlarının görülme sıklığı, terör tehdidi, askeri müdahale tehdidi, sosyal kargaşa tehdidi.
Sağlık Hizmeti: Özel sağlık hizmet olanağı, özel sağlık hizmeti kalitesi, kamu sağlık hizmeti olanağı, kamu sağlık hizmeti kalitesi, reçetesiz ilaç olanağı, genel sağlık hizmeti göstergeleri.
Kültür ve Çevre: Rutubet/sıcaklık ölçümü, seyahat edenler için iklimin rahatsızlığı, yolsuzluk seviyesi, sosyal ve dini kısıtlamalar, sansür seviyesi, sportif olanaklar, kültürel olanaklar, yeme ve içme, tüketici ürünleri ve hizmetleri
Eğitim: Özel eğitim imkanı, özel eğitim kalitesi, kamu eğitimi Ve tabi ki ekoloji...
Ekoloji: Yaşam kalitesi; fiziksel çevre, sosyal çevre ve ekonomik çevre kalitesine yönelik bileşenlerden oluşmaktadır. Fiziksel planlamadan ekolojik planlamaya geçiş; “doğa ile birlikte nasıl yaşarız“a geçiştir. Fiziksel çevre kalitesi; açık ve yeşil alan varlığı, ulaşım - ulaşım türü - toplu taşım, altyapı ve belediye hizmetleri, iletişim, sosyo-kültürel aktiviteler, doğal ve tarihi değerlerin korunması, konut ve yaşam çevresinin planlı olması, konut tipi ve kalitesi, çalışma alanlarının çevresel etkilerinin azaltılması, rekreasyon alanlarının varlığı gibi özelliklerle tanımlanıyor. Ekonomik çevre kalitesi; yaşam maliyeti ve alım gücü gibi özellikler ile tanımlanıyor.
Sosyal çevre kalitesi; yaşam biçimi eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim (ulaşılabilirlik/ödenebilirlik), örgütlülük ve gönüllülük esasına dayalı toplumsal çevrenin kesişme noktası, yerellik (bağlılık açısından) vb. özellikler ile tanımlanıyor. Fiziksel planlama kısa vadeli, ekolojik planlama ise, bütüncül ve uzun vadeli çözümler üretmeyi amaçlayan bir yaklaşımdır. Doğal kaynak değerleri, “olmazsa olmaz” veri olarak planlamaya katılmaktadır. İnsanın da doğanın bir parçası olması sebebiyle, doğal sistem içinde diğer varlıklarla beraber doğadan ne kadar yararlanma hakkına sahip olduğunun ortaya konmasıdır.
Son söz olarak; yaşamak istediğimiz kent, insan ve doğa arasında denge kuran, İnsanların gereksinmelerine iyi yanıt veren, gelecek kuşakların gereksinimlerinin karşılanmasını engellemeyecek bir biçimde kendi gelişmesini sağlayan, sosyo-ekonomik taleplerini, çevre ve enerji ile ilgili kaygılarla uyumlu hale getirmiş olan kenttir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!