Vizyon “Gelecek Resmi” olarak tanımlanıyor. Vizyon sahibi olmayı ise gelecekle ilgili net bir resme sahip olma anlamında kullanıyoruz. Vizyon iki önemli unsurdan oluşuyor. Birincisi; yol gösterici bir felsefesi olmak, ikincisi; bu felsefeyi görünür kılmak, yani elle tutulur bir imaja sahip olmak.
“Gelecek Resmi” dendiğinde, beraberinde hayal kurma anlaşılabilir. Ancak bir vizyon ile hayâl arasındaki fark, vizyonun temel yeterliliklerden hareket ederek, değerler bütünü içinde gelecekte ulaşılmak istenen yer olması, hayâlin ise mevcut durumla bir bağlantısı olmadan, gelecek için bir görüntü olması. Vizyon, kendimizi gelecekte gördüğümüz yer, hayâl ise gelecekte kendimizi orada görmesek de, orada olma olasılığımız olmasa da olmak istediğimiz yerdir. Vizyon sahibi olmak, gelecek ile ilgili net bir tabloya sahip olmak demektir.
Biz nasıl bir gelecek istediğimizi düşündüğümüz andan itibaren algıda seçicilik başlar diyor uzmanlar. Düşündüğümüz geleceğe ulaşmak için vücutta gereken kaynaklar harekete geçer ve bizi düşündüğümüz, istediğimiz geleceğe doğru yöneltir.
İzmir’i yönetecek başkanın ve ekibinin vizyonu olması işte bu nedenle çok önemli. Vizyoner olmak herkesin harcı değil, çünkü. Vizyoner ve yenilikçi bakış açısına sahip yöneticiler, diğer yöneticilerden farklı olarak değişik gelişmeleri ve olayları okuyabilme yeteneğine sahip olmalıdırlar. Vizyoner lider, yeni bir perspektifle, geleceğe ortak akılla bakabilen liderdir.
Yerel yönetimin vizyoner olması demek, akıllı uzmanlaşmanın, yenilikçi kalkınmanın, katılımcılığın yollarını akıllıca bulabilmesi, yerel dinamikleri hayata geçirebilmenin yollarını görebilmesi demektir. Şehirde oluşturulacak uygun yaşam ve çalışma koşullarını, paylaşılan düşünceleri, idealleri, bilgiye verilen önemi, deneyime gösterilen saygıyı, yüksek nitelikli işgücünü ve kaynakları bölgeye çekebilmenin alt yapısını oluşturabilmek demektir. Bu bakış açısıyla, üniversitelerin kalitesini korumaya, teknoloji geliştirme bölgelerini, Ar-Ge merkezlerini, iş geliştirme potansiyellerini geliştirmeye eğilmeyi öne almak, bunlarla ilgili uygulamayı planlamak demektir. Bu konuları gündeme alıp zorlamak da gerekli, tabii ki. Öğrenmek, destek almak, modeller geliştirmek ve sabırlı olmak, bu yolda gerekenlerdir. Her insanın bir yaşam görüşü olduğu gibi, bir kurumun, kurumların da kendine özgü bir kimliği ve yaşam görüşü vardır. Kurumun yaşam görüşü onun felsefesidir. Vizyon, daha çok bir ikna sözleşmesidir; işgörenler ve örgüt tarafından doğru algılanan ve zamanlaması doğru olan, işgörenlerde coşku ve bağlılık oluşturan bir sözleşmedir. Geleceğin vizyonu geçmişi yansıtmaz. Zaman tekrarı olabilir. Vizyon, örgütün kültürüyle çok ilişkilidir ve karar verme sürecine çok katkıda bulunabilir. Vizyon, yeni olayların aydınlatılmasına ve sürekli olarak değerlendirilmesine yardımcı olabilir. Yerel kalkınma, tümüyle yerel yönetimlerin görevi olmalıdır. İzmir’e de yukarıda sayılan özellikleri kapsayan bir “başkan” gereklidir. Yol gösteren bir vizyona sahip, tutkulu, tutarlı, çalışkan, güven veren, meraklı, cesur, özgür, barışçı, doğa sever, hoşgörülü, hukuka inanan, saygın bir başkan, vizyoner bir lider gerekli.
Bu şehri kemirerek değiştirecek değil, üreterek geliştirecek, verimliliği arttıracak, paylaşımcı, katılımcı, tarihini ve tüm değerlerini koruyarak turizmi geliştirecek, halkını mutlu edecek gelişmeleri sağlayacak, şehrin gelişimiyle yeni iş olanaklarını yaratacak, gerçekçi hedefleri koyup uygulama yolarını oluşturacak ve bunu sürdürebilir kılacak, katılımcı bir yönetim anlayışı olan bir sosyal demokrat lider gerekli.
İzmir bunu hak ediyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!