~~Izmir'de hava ulasimi:
Türkiye'de havayolu sektörünün genis¬lemesi ile beraber Izmir'de tamamlanan dis hatlar terminali ve baslayan direkt yurtdisi seferleri, Izmir için olumlu bir gelismedir. Bununla birlikte baslangica göre 2010-2011 kis sezonunda uçus sayinin epeyce düstügü görülmekte¬dir. Izmir'in yurtdisi baglantisi büyük oranda Istanbul aktarmali seferler ile gerçeklesmektedir. Bu durumun yanlis oldugunun alti kalin çizilmelidir. Izmir dis hatlarinin sayi ve güzergâh çesitliligi akillica bir planlama ile artirilmalidir. Uçuslarin Almanya agirlikli oldugu bilinmektedir. Direkt uçus olmayan Italya, Ispanya, Rusya, Kuzey Afrika ve Türki Cumhuriyetlere v.b. direkt uçuslarin baslamasi, ticareti ve turizmi zenginlestirerek kenti olumlu yönde canlandiracaktir. Ayrica, Izmir- Ankara hattinda pek çok sirketin uçus yap¬masi ve rekabet ortaminin dogmasi gereklidir. Izmir-Ankara arasinda günde ortalama 3-4 sefer bulunmaktadir. Bu ise, nüfuslari 4,5 ve 3,5 milyon olan iki kent arasinda, dünyada görülen en düsük "uçus frekansi" olarak istatistiklerde yerini almaktadir. Bu durumun; Izmir'in baskentten uzaklasmasina, konulari ve yerel sikintilari iyi anlatamamasina, sosyopolitik olarak gerilemesine neden oldugu düsünülmektedir.
Çesme'nin de rakipleri ile ayni kosullarda yarismasi ve turizme dahil edilmesi amaciyla "charter" uçaklari için bir piste ihtiyaci oldugunu hatirlatmakta yarar vardir. Böyle bir pist oldugu takdirde, Izmir turizminin yilda 500.000 turisti daha agirlayacagi düsünülmektedir.
Izmir'de deniz ulasimi:
Alsancak Limani, Türkiye'nin en büyük ihracat limani olma özelligini halen korumaktadir. Limanin mevcut kapasitesinin doldugu ise bilinmektedir. Uzun yillardir gündemde olan fakat yapimina henüz baslanmis olan Çandarli Limani'nin bir an önce bitirilmesi büyük önem tasimaktadir. Çandarli Limani; Akdeniz kiyilarinin en önemli limanlarindan biri olacaktir.
Izmir Limani'na gelen veya limandan çikan yüklerin Pire Limani'nda daha büyük tonajli gemilere/gemilerden yapilan elleçleme v.b. masraflarini da ortadan kaldiracak; sadece Izmir ve çevresine degil; tüm Türkiye'ye önemli ekonomik ve sosyal katki saglayacaktir. Çandarli ve Alsancak limanlarinin demiryolu baglantilarinin yapilmasi limanlarin etkinliklerini çok arttiracaktir. Kisa vadede, Alsancak Limani içinde yapilmasi gereken yaklasik 10 km uzunlugundaki demiryolu hattinin yapiminin tamamlanmasi; orta ve uzun vadede ise, her iki limanin da Anakara ve Istanbul'a demiryolu baglantilarinin gerçeklestirilmesi büyük önem tasimaktadir. Izmir Limani'nin, yük tasimaciliginin yani sira, yolcu gemilerinin de kaliteli hizmet alabildigi bir liman haline gelmesi; kentin ticari ve sosyal canliliginin yani sira kent kimliginin gelismesi açisindan da önemli oldugu düsünülmektedir. Mevcut hizmet olanaklarinin iyilestirilmesi; özellikle toplu tasimacilik imkânlarinin ve kalitesinin arttirilmasi, gelen yolcu memnuniyetini de arttiracaktir. Kuzey Ege'de eksigi duyulan bir tersanenin yapiminin da gerçeklesmesi gerekmektedir.
Tüm bunlarla ilgili olarak, "Ulasim Ana Plani"nin kamuoyuna tam duyurulmasi, kentlinin katilimini arttirarak kentlilik bilincini gelistirecektir.
Kurumlar ve belediyeler arasindaki konu ile ilgili koordinasyonun arttirilmasi gerekli olacaktir.
Izmir, bir deniz kenti olmasina ragmen, deniz ulasiminin kent içi yolcu tasimaciligindaki payi beklenenin çok altindadir. Mevcut durumda %2~%3 olan payin, %5'lere çekilmesi mümkündür. Bazi yaklasimlarda öngörülen %20~%30'luk paylarin gerçekçi olmadigi düsünülmek¬tedir. Deniz yolcu tasimaciliginin asil yogun oldugu bölge, iç körfez olarak adlandirilan ve Konak-Karsiyaka-Al¬sancak-Bostanli-Pasaport hatlarini da kapsayan bölgedir.
Özellikle, körfezin güney kesiminde belirli saatlerde yapilan kiyiya paralel yolcu tasimaciligi tekrar degerlendirilerek daha etkin bir hale getirilebilir. Bunun için daha hizli ve yolcu indirme-bindir¬me süreleri daha kisa olan yolcu gemi tipleri degerlendirilmelidir. Bu baglamda yeni iskelelerin yapimi da önemli bir konu olarak ön plana çikmaktadir. Özel¬likle Karsiyaka-Mavisehir'de yapilacak yeni bir iskele, sadece çevre yerlesim¬lere degil, Çigli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'ne de olan yolculuk talebi üze¬rinde önemli bir etkiye sahip olacaktir.
Önceki yazimizda bahsi geçen Izmir-Istanbul otoyolu yatirimi, istemesek de, Izmir Körfez geçisi konusunu gündeme getirecektir. Ister tünel, ister köprü geçisi olsun, mutlak surette yapim sira¬sinda arazi kullaniminin ne sekilde etki¬lenecegi, Izmir ulasim sistemi ve çevre üzerindeki etkisinin ne olacagi, çok de¬tayli bir biçimde arastirilmali ve saglikli bir sekilde belirlenmelidir. Bundan sonra geçidin yapilabilirligi üzerinde bir görüs belirtilebilir. En önemli seylerden biri de, bu süreç gerçeklesirse, yerel yönetimin gelismeleri aktif olarak takip etmesi ve karar verme sürecinde etkin olarak rol almasi gerekliligidir. Karayolu tasima¬ciligi vazgeçilmesi mümkün olmayan ama dogru oranda ve dogru sekilde planlandigi takdirde etkin olabilecek bir sistemdir. Rayli sistemlerin ve deniz ulasiminin basarisi, direkt olarak ka¬rayolu toplu tasimaciliginin etkinligine baglidir. Mevcut otobüs güzergâhlarinin tekrar ele alinarak düzenlenmesi; diger ulasim sistemleri ile olan entegrasyo¬nun daha saglikli olmasini saglayacak ve de yolculuk sürelerinin kisalarak za¬man ve yakit kayiplarinin mümkün olan en az seviyeye inmesini saglayacaktir.
Tüm bu çalismalara bir an önce bas¬lanmasi ve gecikmeden sonuçlanmasi, kentlinin yararinadir. Izmir'in EXPO ve veya bunun gibi bir global organizasyon için seçilmesi ise, ulasim konusunda tüm yapilmasi istenen çalismalari hiz¬landiracaktir.
13-14 Ekim tarihinde, "CHP Izmir Il Baskanligi Bilim Yönetim ve Kültür Platformu" tarafindan düzenlenen "Büyük Izmir Konferansi"ni iki gün boyunca izledim. Genel Baskan Yardimcilarimiz Sn.Sencer Ayata, Sn. Umut Oran ve Sn.Gökhan Günaydin‘in, parti meclisi üyemiz Sn. Murat Karayalçin'in , Izmir Büyüksehir Belediye Baskanimiz Sn. Aziz Kocaoglu'nun, Il Baskanimiz Sn. Ali Engin'in de konusmaci olarak katildigi bu iki günlük çok faydali oldugunu düsündügüm konferansin ikinci günü ögleden sonra, ilçe Belediye baskanlarimiz ilçelerinde yaptiklari özgün projeleri anlattilar.
Bu konferansin kitapçigi yakinda basilacak. Bu yazida ise konferansin 2.gününde "Kentsel dönüsümde halkçi yaklasimlar" basligindaki panelin bir bölümü olan, önemli oldugunu düsündügüm "Izmir'de Ulasim" konusunda anlatilanlari, kendi bilgilerimle de birlestirip sizlerle paylasmak istiyorum.
Günümüzde nüfusu dört milyon sinirina dayanmis, sadece Türkiye'nin degil,
Akdeniz'e kiyisi olan Avrupa kentlerinin en kalabalik nüfusuna sahip merkezidir Izmir.
Kentimizde ulasim sorunlari ile ilgili, yerel yönetimler tarafindan son 10 yilda önemli ve çözüme yönelik adimlar atilmistir. Yapilabilecek projeler; Merkezi Yönetim'ce yapilmasi gereken yatirimlar ve Yerel Yönetim'ce yapilmasi gereken çalismalar olarak iki ayri sekilde degerlendirilebilir. Bugüne kadar ise, Izmir için "Merkez" tarafindan yapilmasi gereken yatirimlarin çogunun hala devreye alinmadigini biliyoruz.
Izmir'de 2007 yilinda" Izmir Çevre Yolu"nun hizmete girmesi ile birlikte, kent içi
trafiginde, özellikle "Altinyol" ve Anadolu Caddesi baslangicinda önemli bir rahatlama
gözlenmistir. Ancak bilindigi üzere, trafik yükü dikkate alindiginda Izmir Çevre yolu
çok geç hayata geçmis bir projedir. Bugün ise, kapasitesine yaklasmakta oldugu söylenebilir. Hükümet tarafindan açiklanmis olan Izmir - Istanbul Otoyol projesi ise, birçok kisi ve kurumca önemli bir firsat olarak görülmekle birlikte, bazi sakincalari da beraberinde getirecektir. Otoyolun açilmasi, sadece Izmir ve Istanbul arasinda degil, ayni hat üzerinde yer alan diger yerlesim birimleriyle de, bu iki kentin etkilesimini artiracaktir. Bu da, zaten yogun olan Izmir kent içi trafigine yeni ve daha önceden öngörülmemis bir araç katiliminin olmasi anlamini tasimaktadir. Kentimizde zaten var olan otopark sorunu da bu durumda artacaktir. Izmir - Istanbul Otoyolu'nun Izmit körfez geçisi köprü projesinde rayli sisteme yer ayrilmamis olmasi, Istanbul-Izmir hizli tren projesinin önünü kesen bir uygulamadir. Izmir-Istanbul otoyolu yapimi asamasinda, Izmir insaat ve yan sektörlerinin de ekonomik açidan canlandirilmasi için Turgutlu civarinda bir santiyenin olusturulmasi ve Izmir firmalarinin çalismalara dahil edilmesi büyük önem tasimaktadir. Bu durum Izmir'e, Çesme veya Aydin Otoyol insaati yapimi sirasindaki ekonomik canlanmayi saglayacaktir.
Karayolu baglantili yük tasimaciliginin zamanla artacagi göz önünde bulundurularak kentin dogusunda Turgutlu, güneyinde Torbali, kuzeyinde Bergama'da, lojistik amaçli merkezlerin olusmasi gerekmektedir. Bu lojistik merkezler; demiryolu baglantilari olmaksizin düsünülemez. Bilindigi gibi Bodrum yarimadasi Güllük; uluslararasi havalimani ve güçlü Istanbul baglantisi sayesinde yillik 1,5-2 milyon turist agirlamaktadir. Izmir ise yalnizca 1 milyon turist potansiyeline sahiptir. Güllük'den Söke'ye yapilacak bir otoyol, Izmir Aydin Otoyolu ile birleserek, Izmir Bodrum arasini 1,5 saate düsürecektir. Izmir'e turizm açisindan çok büyük fayda saglayacak bu proje üzerinde durulmalidir.
Ulastirma Bakanligi'nin 2023'e kadar 45 milyar dolarlik yatirim ayirdigi hizli tren ve demiryolu yatirimlarindan Izmir ne yazik ki henüz bir pay alamamistir. Izmir'in önemli beklentisi, Izmir-Afyon hattinin önceligidir. 2020 yilinda EXPO'ya aday olmak için Merkezi Yönetim'in; bu yatirimi programina almasi, düzenli ödenek ayirmasi ve mevcut 800 km'lik eski hat yerine 600 km'lik ve saatte 250 km/h hiza izin verecek yeni bir hat yapimi için proje ve uygulama ihalelerine acilen çikmasi gerekmektedir. Tüm projenin insaat süresi 4 yildan az degildir. EXPO Adayligimizin diger dünya kentleri ile yarisacak durumda olmasi için, Izmir'in çevresiyle güçlü bir demiryolu bagi olmasi ön sarttir.
Bilindigi üzere Izmir-Bandirma arasi, trenle 6 saat sürmekte buradan feribotla
Istanbul'a varmak 8 saatten önce mümkün olamamaktadir. Bu trafigin Hizli Tren ile
sonuçlandirilmasi gerekmektedir. Bu baglamda Izmir'den veya Manisa'dan Bursa'ya,
böylelikle Istanbul hattina erismek mümkündür. Hizli Tren projesi ile Izmir'den Istanbul'a
varmak en fazla 3,5 saat olacaktir. Izmir; TCDD'nin 2023 yilina kadar yapilacak yatirimlar arasinda olmasina karsin, siradaki yerini Sivas - Bursa ve hatta duyumlara göre Konya-Antalya ‘ya kaptirmis durumdadir. Bu durum Izmir'in ekonomideki sirasini 3'üncülükten 6'inci veya 7'incilige kadar düsürecektir. Izmir'le Manisa cografi açidan iki yakin kent olmasina karsin, demiryolu ile 86 dakikalik bir yolculuk gerektirmektedir. Karayolu ile 36 km olan iki kentin arasi; demiryolu ile 86 dakika olmamalidir. Bu sürenin, maksimum 45 dakikaya indirilmesi iki kentin de ekonomik olarak zenginlesmesine, Manisa'daki OSB'den Izmir'lilerin daha çok faydalanmasina; ticari iliskilerin artmasina; üniversiteler arasi köprü kurulmasina neden olacaktir. Bilindigi gibi ülkemizde karayolunun en büyük kullanicisi nakliyecilerdir. Karayolu nakliyesi ise çok pahalidir. Katar sistemli rayli ulasim baglantilarinin yapilmasi yönünde TCDD Genel Merkezine proje üretmesi konusunda yakin temas ve örgütlenme saglanmalidir.
Izban'in yakin zamanda devreye girmesi ile kent içi trafigi büyük ölçüde rahatlamistir. Son yillarda Yerel Yönetim'ce yapilan çalismalarla 11 km'lik rayli sistem 90 km'ye çikmistir. Izban'in kuzeyde Bergama; güneyde de Torbali ve Selçuk'a bir an önce uzanmasi gerekmektedir. Üçyol -Buca- Kaynaklar Kampüs, F.Altay -Güzelbahçe, Halkapinar-OTOGAR-Pinarbasi ivedilikle yapilmasi gereken kent içi rayli sistem projeleridir. Halkapinar'dan 4,5 km uzaklikta Otogar ve oradan da Pinarbasi'na 2 km'lik ek imalat ile Pinarbasi bölgesine hafif rayli sistem projelendirilmelidir.
Gündemde olan 3 tramvay projesi ise: Üçkuyular-Halkapinar 13 km, Alaybey- Mavisehir-Çigli 10 km, Buca -Sirinyer 5 km'dir. Bakim atölyeleri önemlidir, gelisen ihtiyaçlar göz önüne alinarak herhangi bir sikisikliga meydan vermeden, test hatlari dikkate alinarak simdiden metro ve tramvay bakim/ test atölye yerleri belirlenmelidir. Halkapinar bölgesinin çok yogun bir trafik yüküyle (araç/ tren/ yolcu) karsi karsiya kalacagi gerçegi planlamalarda dikkate alinmalidir.
Önemli nokta sudur ki; dogru projeler Izmir'i ileri götürebilecekken, verimsiz projeler bilinen sorunlari daha da arttiracaktir.. Yönetimlerin amaci çagdas ve yasanabilir bir kentle, bu kentte mutlu olabilen insanlar yaratmak olmalidir.. Kentlerin asil sahipleri araçlar degil, orada yasayan halktir. Bu nedenle Insani öne alan "Halka yönelik" çözümler üretmeye devam edilmelidir.
Sürecek......
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!