ANA SAYFA > Yazarlar > Sevgi Molva > Şu an ya da hiçbir zaman

Şu an ya da hiçbir zaman

SevgiMolva
Sosyal Medya :
19 Mayıs 2021, Çarşamba 12:36
1361 kez okundu

Hayatımızın bu döneminde çıkarttığımız ders; hayatımızın ne kadar kırılgan olduğu. Beklemediğimiz bir anda bir filmin içine düştük sanki. Bir süre daha bu film sürecek gibi. Ne yapmalıyız? Sevdiklerimizle birlikte, en yakınımızdakilerle, yakında uzakta olan dostlarımızla, arkadaşlarımızla ilişkiyi kesmeden olabildiğince stresten uzak, huzurlu anlar geçirmek ve hayatımızın bundan sonraki amacını belirlemeye çalışmak en faydalısı gibi görünüyor.

Bir amacı olan insanlar vücutlarına, zihinlerine, ruhlarına iyi bakabiliyorlarmış. Bu salgından sonra da her şey kusursuz olmayacak. Hepimiz bunu çok iyi biliyoruz. Karşımıza çıkan dalgalarla tek tek mücadele etmeye yine devam edeceğiz.

Bir amacınızın olması, sizi her gün motive edecek, enerjik ve daha keyifli hissetmenizi sağlayacak, diyor uzmanlar. Geleceğimizi, “şimdi” yaptıklarımızın toplamı belirliyor. Geleceği güzelleştirmek, iyileştirmek için eğer şimdi bir şey yapmıyorsak, kendi yaşamımızın pasif aktörlerine dönüştüğümüzü göreceğiz, demek ki.

En iyisi; bir amaç edinin ve sağlıklı iletişime elden geldiğince devam edin. İyi iletişim, depresyona karşı en iyi mücadeledir, deniyor. Oğuz Atay “Tutunamayanlar” isimli romanında, insanlar arasında kurulmuş sağlıklı bir ilişkiyi ‘cennet’ olarak niteler. Gerçekten de farkımızı fark eden, bizi anlayan, dinleyen bir dostumuz varsa, cennette gibi hissederiz.

Bu noktada; ‘tutarlı bir ilişki nasıl kurulur’, ‘kaç kişiyi bu çembere katabiliriz’ , ‘bunu sağlıklı sürdürebilmenin koşulları nedir’ gibi sorular oluşabilir.

“Herkese Bilim Teknoloji” dergisinin geçen sayılarından birinde, Prof. Robin Dunbar   ( ki kendisine ‘arkadaşlık ve dostluk uzmanı’ denebilir ) isimli psikolog, insanların 150’den fazla kişiyle anlamlı ilişkiler kuramayacağını söylüyor.

İnsanlar sosyal bir tür, ama ilişkileri dengede tutmak o kadar kolay değil. Tabii ki, burada sosyal ağlarımıza sık sık kattıklarımız kastedilmiyor, ilişkiyi sürdürebilmekten bahsediliyor. Sosyal dünyamız; önce ailemiz, sonra dostlarımız, arkadaşlarımız olarak genişliyor. Duygusal yakınlıklara göre bu 150 kişi katmanlara ayrılıyor. En yakında yaklaşık 5 kişilik destek grubu ailemiz, sonra daha çok sempati duyduğumuz 15 kişilik bir grup akraba, yakın dost vb. Sonra da ilişkide olunan 50 kişi kadar bir grup ve diğerleri, arkadaşlar. Toplamda 150 kişi, en fazla.

Sosyal ilişkilerimize günümüzün kadarını ayırabiliyormuşuz ve gün içinde uyanık kaldığımız süre göz önüne alınırsa, bu, 3,5 saat oluyor. Yaşantımız boyunca arkadaşlar ediniyoruz. Bir kısmı kalıcı oluyor, bir kısmı bitiyor. Arkadaşlarımızı seçerken kendimize yakın insanları daha çok seçtiğimiz sonucu çıkmış. Aynı dil, yakın sosyal çevre, yakın eğitim düzeyi, ahlak, din ve siyasi düşüncelerde benzerlik, hobi ve meraklar ve de espri anlayışının yakınlığı bile önemli. Aslında kırılgan bir ilişki şekli, arkadaşlık ilişkisi. Zaman ve emek yatırımı gerekiyor. Canlı tutmak istiyorsak eğer; teması kesmemek, duygusal destek sağlamak, önemli şeyleri paylaşmak, yardıma koşmak, mutlu etmeye çalışmak önemli oluyor. Arkadaşlıkların pek azı zaman ve uzaklık sınavından başarıyla geçebiliyor. Arkadaşlıkta kadınlar, daha çok konuşarak paylaşmayı, erkekler ise aynı etkinlikte bulunmayı önemsiyorlar.

Arkadaşlığın eğlenmek, vakit geçirmek değil, esasen zihinsel ve fiziksel sağlığımız için çok değerli olduğu biliniyor. Arkadaşlığı oluşturmak ve sürdürmek ise tutarlı ve esnek olmayı gerektiriyor. Zor bir süreçten geçiyoruz, sıkıldık, yorgunuz ruhen ama hayat problemlerle başa çıkma sanatı, aslında. Doğal olan bu. Bu gerçekliği kabul etmekle başlayalım önce. Kendimize, bedenimize, ruhumuza, ilişkilerimize iyi bakarak yaşamımızı sürdürelim, hayatımıza bir anlam katmaya çalışalım, amacımızla bağlantılı olmaya devam edelim ve sevdiğimiz, bizi seven kaç kişilik bir çemberimiz varsa onları da korumaya çalışalım.

Buna da şimdi başlayalım, daha geç olmadan.


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler

13.12.2024 Hayaller ve gerçekler

08.09.2024 Biz ne yapıyoruz?

29.07.2024 Yeni Dünya

17.05.2024 ''Aslında her şey kurtuluşun başlangıcıydı''

07.03.2024 Kadınlar

12.01.2024 2023-2024

27.12.2023 Yeni yıl

14.12.2023 Yerel Seçimler - Halkçı Belediyeler - Yaşanabilir Kentler

09.11.2023 10 Kasım

27.10.2023 100.Yıl

18.05.2023 19 Mayıs

24.02.2023 Hüzün

30.12.2022 2023

29.06.2022 Anları yaşamak

24.04.2022 Umut

06.03.2022 Kadınlar

13.02.2022 Haklarımız

31.01.2022 Selam olsun

26.12.2021 Bir tohum yeşeriyorsa

11.11.2021 Kayıplarımız

23.04.2021 Akıl ve düşünce

09.03.2021 8 Mart

14.02.2021 5 Sorun

30.12.2020 Umut da umut

30.11.2020 Yüzleşme

29.10.2020 Günden kalanlar

09.09.2020 Bilgi çağı

29.08.2020 30 Ağustos Zafer Bayramımız

30.07.2020 İstanbul Sözleşmesi

30.06.2020 Nefes alamıyoruz!

19.05.2020 Sorumluluk

23.04.2020 Yeniden başlamak

03.03.2020 Kadınlar

31.01.2020 Başarı

30.10.2019 Yaşamak

09.09.2019 Zorba

30.07.2019 Can Yücel "Şiir insan"

23.04.2019 İnsan mıyız, değil miyiz? İşte bütün mesele bu

08.03.2019 Biz; Her birimiz İzmir’iz

21.01.2019 Vizyon ve başkan

07.01.2019 Yılbaşı

07.01.2019 Sosyal Demokrat Belediyeler

07.01.2019 Eğitim ve düşünme

07.01.2019 Sanat

07.01.2019 Seçim

07.01.2019 Kadın

07.01.2019 Yapay zeka

07.01.2019 Bir yılı daha devirdik

07.01.2019 Demokrasi ve Cumhuriyet

07.01.2019 ''Ahlak'' kavramı

07.01.2019 Cumhuriyet kadını

07.01.2019 Uygarlık

07.01.2019 Sanat

07.01.2019 Kitap üzerine...

07.01.2019 Canımı yakma

07.01.2019 Sevgi üzerine

07.01.2019 Mutluluk üzerine

07.01.2019 Yavaş intihar

07.01.2019 Gidiyor

07.01.2019 Cumhuriyet!..

07.01.2019 Barış Barış Barış

07.01.2019 Kaos

07.01.2019 Yaşanabilir kentler...

07.01.2019 Büyük insanlık

07.01.2019 Kent ve Dönüşüm - çözüm

07.01.2019 Kent ve dönüşüm

07.01.2019 62'den tavşan yapardık...

07.01.2019 Seçim

07.01.2019 Direniş!..

07.01.2019 Hep beraber

07.01.2019 İzmir'in vizyonu ne olmalı -4-

07.01.2019 İzmir’in Vizyonu ne olmalı-3

07.01.2019 İzmir'in vizyonu ne olmalı -2-

07.01.2019 İZMİR’in VİZYON PLANI

07.01.2019 Seçim...

07.01.2019 Doğrusu...

07.01.2019 ZOR!

07.01.2019 NE OLUYOR?

07.01.2019 ENGELLERİ KALDIRMAK (ENGELSİZ MİMARLIK)

07.01.2019 NEREYE ARKADAŞ?..

07.01.2019 KARŞIYAKA BULUŞMASI

07.01.2019 SİMGE KENT

07.01.2019 30 AĞUSTOS 1922

07.01.2019 HAYDİ!..

07.01.2019 ''AKLA ZARAR''

07.01.2019 ŞU SON GÜNLERDE...

07.01.2019 KARŞIYAKA'DAN BALKANLAR'A BİR "MERHABA"

07.01.2019 ZAMAN DARALIYOR

07.01.2019 GÜVENLİĞİMİZ

07.01.2019 POLİTİKA

07.01.2019 CİNSİYET EŞİTLİĞİ

07.01.2019 BİLİM ve AKIL

07.01.2019 ULAŞIM

07.01.2019 BARIŞ

07.01.2019 DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ

07.01.2019 EXPO (Dünya Sergisi)

07.01.2019 AYAK İZİ

07.01.2019 EN YAKIN CENNET...

07.01.2019 SÖZ KONUSU KARŞIYAKA İSE...

07.01.2019 MAYIS ÇIĞLIĞI

07.01.2019 DOĞRU, YANLIŞ


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?