Adaletsizlik ortadan kalkmadıkça, ölüme karşı yaşamı, şiddete karşı sevgiyi savunan insanların sözü dünyada geçmedikçe, nefes alamamaya devam edeceğiz.
Floyd’un çığlıkları kulağımızda. Yaşamın karşısına ırk üstünlüğünü, parayı ve dogmaları koyan kötülük timsali muktedirler, açgözlü bir şekilde üzerimize çöküyorlar.
Irkçı polis memuru, Floyd’un yaşam hakkına nasıl saygı duymuyorsa, uluslararası sermaye de canlıların yaşam hakkına saygı duymuyor. Küresel kapitalizm her gün dünyayı biraz daha ele geçirmekte. İçinde yaşadığımız salgında da görülebileceği gibi, insanlığı sona doğru yaklaştırmakta. Sahipsiz kalan insanlarda yaratılan ve çaresizlikten doğan hasar ve panik çok büyük.
Kapitalist sistemin bile özüne aykırı olarak, üretimden kazanılan kaynaklar, yatırım yapılmayıp, finans sistemine aktarılıyor. Üretim düştükçe düşüyor ve milyarlarca insan açlık sefalet yoksulluk ve yoksunluk içinde. Buna bir de salgını ekledik. Tek güvencemiz doğayı da geri dönülmez bir şekilde yok ediyoruz. Bir felaket bu.
İnsandan, doğadan, canlıdan yana olan, aklı başında, düşünebilen her uygar insanın sesini çıkarması gerek.
İnsan ihtiyaçları için tutarlı bir taslak hazırlamış olan Maslow’a göre; “İhtiyaçlar Hiyerarşisi”, sırayla çıkılması gereken aşağıdaki 5 basamaktan oluşmakta:
Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar. Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı, tehlikelerden korunma vb.
Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam vb.
Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma.
Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık.
Bunlar içerisinde en öncelikli olanı fizyolojik ihtiyaçlardır. Fizyolojik ihtiyacını giderememiş bir kişi için diğer ihtiyaçların bir önemi yoktur. İkinci basamaktaki güvenlik ihtiyacı ise, korunma, barınma, kural ve yasalara uyma gibi gereksinimlere dayanmaktadır. Kişi, buna bağlı olarak korku ve kaygısını azaltacaktır. Ardından önce sosyal ihtiyaçlar, hemen sonrasında ise değer verilme, sayılma ihtiyacı gelir. İnsanlar tek başına yaşayamazlar, yaşamlarını sürdürebilmek için başkalarının varlığına gereksinim duyarlar. Başkalarıyla birlikte yaşama ve başkaları tarafından kabul görme arzusu, arkadaşlık, sevme ve sevilme gibi duygular insanlar için çok önemlidir. Birey hem kendisine güven ve saygı duyulmasını isterken, kendisi de başkalarından da saygı görme ihtiyacındadır. Başkaları tarafından değerli görülmek, kişinin de kendine güven duymasına ve başarılı olabileceğine yönelik bir inanç geliştirmesine neden olmaktadır. Kişinin kendini gerçekleştirme ihtiyacı ise en son basamakta yer almaktadır. Her bireyin kendine ait yetenekleri ve karakteri vardır. Birey bu kendine ait özelliklerini geliştirme ve kanıtlama ihtiyacı hissetmektedir. Fakat, bu ihtiyacın karşılanabilmesi için, diğer alt basamaklardaki ihtiyaçların yeterince karşılanmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde bireyin kendini gerçekleştirmesi mümkün olamayacaktır.
Ancak, nüfusu sürekli tırmanmakta olan dünyamıza baktığımızda, gıda, su ve güvenlik konuları insanın en temel konuları olmasına rağmen, maalesef henüz halledilememiş olduğunu görüyoruz. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre, 53 ülkeden 113 milyon insan açken, bu rakam; Covid-19 sonrasında iki katına çıkmış. Dünyanın @’ı ise yetersiz besleniyor. Sorun ise, yeterli kaynak olmaması değil, kaynakların dengeli dağılamaması. Bu çözülemedikçe sorun bitmeyecek.
İnsanın, en azından kendi varlığını korumak için, canlı yaşamının bir parçası olduğunu kabul edip, acilen eşitliği, ‘yaşamdaşlığı’ savunması ve doğayı koruma önlemlerini hızla alması gerekli.
Milyonlarca insan, yine insanın açgözlülüğü yüzünden yok olup gidiyor.
Bir bütün olduğumuzu görebilen bilinçte isek, hepimiz tehlikedeyiz.
Kaçınılmaz bir görevimiz var; eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı sesimizi çıkartmak.
Eğer bunu yapamazsak, giderek temel hakkımız olan nefes almaktan topluca mahrum kalacağız.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!