Seçimler geçti. Bu birinci etaptı, yenileri ise önümüzde .
Yerel seçim sonucunda, ülke genelinde AKP oyları biraz düştü, biz daha çok düşecek sanıyorduk, CHP oyları biraz yükseldi, biz çok daha yükselecek diye umuyorduk. MHP ise gerçekten seçimden kazançlı çıktı.
Önce şaşırdık, kabullenemedik, hayal kırıklığı yaşadık, mutsuz olduk, karamsarlaştık, sonra da birilerini suçladık. Çünkü yine beklentilerimize ulaşamamıştık.
Kimimiz kendi dünyasına dönmeye karar verdi, kimimiz partimizde daha çok çalışmaya niyet etti, kimimiz de ülkeden gitmeyi yeniden düşünmeye başladı.
Çeşitli yazılarda, seçim sonucunda alamadığımız oylarla ilgili pek çok neden ortaya kondu. Ülke gerçekleri konuşuldu, nedenler irdelendi, bazı sonuçlara varıldı. Herkes kendi açısından sonucu yorumladı. Farklı açılar oluştu.
Bu yazının bakış açısı da şu şekilde;
Partimizin belki ideolojik sorunları olabilir ama esas problem uygulamaların yeterli olmamasından mı kaynaklanıyor? Ülkemize has, yerel ve kültürel olguları yeterince ele alamadık mı? Bu konularda yeteri kadar örgütlenemedik mi? Belki de karşının hatalarını sık sık ortaya dökmekle ve çeşitli vaatlerle halkı kendimize yeterince bağlayamıyoruz, doğruları anlatsak da kimseyi inandıramıyoruz.
Sonuçta anlaşılan bu.
Evet, karşıda bir sürü sorun, bir sürü yanlış var elbette. Ancak, her türlü olumsuz ve yanlış görüntüye karşın, oyları umulandan az düşen bir parti var ortada.
Demek ki, bir takım farklı nedenler yanında,
- bir biçimde kendi ekonomisini yaratmak,
- halkın gündelik sorunlarında yardımcı olmak, destek vermek, dayanışmak,
- ailelerin ekonomilerine katkı sağlamak;
aydınlık bir gelecekten" çok daha fazla elle tutulur oldu halk için.
Aslında, çok da anlaşılır bir durum bu.
DEMOKRASİ, ADALET, ÖZGÜRLÜK gibi ana değerler; akşam ne yiyeceğini, nasıl ısınacağını düşünenler için çok fazla büyük idealler. Biz ise bunu kolay kavrayamadık. Çoğumuz empati yapamadık, insanlarımızı suçladık, küçümsedik.
Öyle veya böyle, sonuç bu. Peki, ne yapmalı şimdi?
Çalışmak yetmez artık, anlaşılıyor ki partimiz içinde bir başka strateji geliştirme gereği var. Yeni ve hızlı bir biçimde yapılmalı hem de.
Bugüne kadarki düşünce ve eğilimlerle partide devam etmek demek; eğitimli, aydınlık insanların, çağdaş bireylerin, yurttaşlık bilincine ulaşmış kişilerin çoğalması için, zamanın geçmesini beklemek demek. Ancak zaman çok kıymetli. Bu bilinçsiz yuvarlanışa, bu köleleştirme operasyonuna, bu çürümeye daha fazla izin verilmemeli artık.
Taban çalışmasına, üye yenilenmesine ve gençliğe yönelişe ilaveten, sadece yeni şeyler söylemek değil, halka artık adeta bir "sözleşme sunmak " gerekmekte.
Sanırım, dünyayı değiştirme ideallerimizi biraz ertelemeliyiz.
Şimdi, halkın sorunlarını çözmeye, insanlarımıza sahip çıkmaya, ellerini tutmaya, onlara dokunmaya çalışmalıyız.
Aramızda, ekonomik ve sosyal dayanışmayı oluşturup,
emekten, üretimden, paylaşmadan yana örgütlenmeliyiz.
Kendi ekonomik kaynaklarımızı kurmak, buradan elde edilen kazancı ihtiyaç sahibi halkın ihtiyaçları için kullanmak.
Halkın Partisi'nin yapması gereken şey aslında bu değil midir zaten?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!