ANA SAYFA > Yazarlar > Sevgi Molva > Mutluluk üzerine

Mutluluk üzerine

SevgiMolva
Sosyal Medya :
07 Ocak 2019, Pazartesi 17:53
5345 kez okundu

Mutluluk kendimize değer vermektir.

Karşınızdakiyle gülümseyerek konuşmaktır. Bir çift tatlı sözdür, yumuşacık bir dokunuştur. Affetmektir, özür dilemektir, sevmektir, sevilmektir.

Mutluluk elimizde olanlara sevinmek, olmayanlar için ise üzülmemektir.

Her zaman, bizden daha iyi durumda olanları değil, bizden daha zor durumda olanları düşünmektir. Yardım etmek, vermektir mutluluk.

Birazcık işleri ertelemek, hayatın frenine basıp birazcık yavaşlamak, kendimize zaman ayırmaktır mutluluk.

Bir çiçeği gördüğünde ona tebessümle yaklaşmak, onu koklamaktır. Bir çocuğu gördüğünde onu okşamaktır….

Mutluluk; TDK sözlüğünde “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşmaktan duyulan kıvanç durumu” olarak tanımlanmakta olup, şimdiye dek sayısız değişik tanımları yapılmış görece ve göreli bir kavramdır.

Herkese göre değişen bir kavram, mutluluk.

“Mutluluğu ararken süreçte değil sonuçta arıyoruz genelde” diyor uzmanlar. Ya çok geçmişe ya da geleceğe konumlandırıyoruz kendimizi. Ya çocukluk ve gençlik anılarımızda arıyor, ya da emekliliğimize saklıyoruz onu. Oysa mutluluk, ne gelecekte ne de geçmişte. Mutluluk daha çok şu anda. Çünkü mutluluk bir sonuç değil, bir süreçtir, diyorlar.

Yaşamınızın en anlamlı anlarını anımsamaya çalıştığınızda, alışılagelmiş olaylardan çok,  “flaş” olaylar gelir aklımıza. Bir doğum, bir seyahat,  bir evlilik, bir terfi vb. Halbuki araştırmalar, yinelenen sıradan işlerin yaşamı daha anlamlı kıldığını ortaya koyuyor. Anlam ve mutluluk arasında direkt bir ilişki var.

Tarih içinde insanlar yaşamın anlamını başka başka şeylerde aramışlar. Esasen bu konuda üç unsur öne çıkıyor: Önem, amaç ve tutarlılık. Düzenli bir yaşamın getirdiği uyum, daha başka hedefler için bir zemin oluşturuyor. Çalışma ortamını düzenli tutmak, dostlarla hafta sonu bir akşam yemeğinde bir araya gelmek, her gün aynı yolu gidip gelmek ve yapacaklarının bir çizelgesini tutmak bile hayatımıza anlam katabiliyormuş. Mala değil, deneyimlere para harcayan insanlar daha mutluymuş genelde. Konser, gezi ve çeşitli etkinlikler; bir mala yatırım yapmaktan daha fazla etkili. Ödüle kavuşma beklentisinin ödülden daha değerli olması, insanı daha çok mutlu etmesi de şaşırtıcı. Bu durumun, kişinin kimliğiyle daha çok ilgili olmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Kişiler yaptıklarıyla kendilerini tanımlıyorlar. Bu nedenle deneyimler daha fazla doyum sağlıyor. Anlık mutluluklar kişiye kendini iyi hissettirse de kısa süre sonra etkisi hızla azalıyormuş.

Tabii ki en önemlisi, kişinin kendi mutluluk düzeyini denetlemeye kalkmaması gerektiği söyleniyor. Zorla mutluluk olmuyor, çünkü. Zamanı akıllıca planlayıp, hoşnut kalacağımız ve inandığımız şeyleri yapmak yetiyor aslında.

Olumlu olan her şeye öncelik tanıyanların, farkındalık, esneklik ve iyi ilişkiler gibi toplumsal kaynaklara sahip oldukları görülmekte. Kimileri için bahçe işleri, mutfak işleri, tamirat vb, kimileri için de dostlarla olmak, bir vakıfta bir yardım derneğinde çalışmak ve bir şeyler katmakla daha çok mutluluk duyuluyor. Hangisi daha fazla mutlu ediyorsa, yaşantımızda onlara yer açmak, onlarla vakit geçirmek, yapılabilecek en doğru davranış.

Socrates, Epikür, Nietsche, Montaigne, Yunus Emre gibi büyük düşünürler bilgelikleriyle iz bıraktılar. Hepsi de mutluluk üzerine konuştular. Yaşanmışlıkları, düşünceleri ve eserleriyle aydınlanmamıza büyük katkı sağladılar. Onlara her zaman şükran duyduk, seslerini dinledik, düşüncelerini hissettik. Ancak iç pusulamız her daim ağır bastı. Bu pusula, hangi yolda nasıl ilerleyeceğimizi, bilgi ve deneyimi nasıl özümseyip algıladığımızı belirledi.

Sonuç olarak; “düşünme sanatı” olan felsefenin hayattaki en güzel sonucu, mutlu olma çabasının odak noktası olduğu bir “yaşama sanatı”dır.

‘Hayat bir mucizedir, ömür ise bu mucizeye bir süreliğine dokunan bir armağan’  Bunun değerini bilmek ve mutlu olmak ise esas bizim elimizde.

 


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler

13.12.2024 Hayaller ve gerçekler

08.09.2024 Biz ne yapıyoruz?

29.07.2024 Yeni Dünya

17.05.2024 ''Aslında her şey kurtuluşun başlangıcıydı''

07.03.2024 Kadınlar

12.01.2024 2023-2024

27.12.2023 Yeni yıl

14.12.2023 Yerel Seçimler - Halkçı Belediyeler - Yaşanabilir Kentler

09.11.2023 10 Kasım

27.10.2023 100.Yıl

18.05.2023 19 Mayıs

24.02.2023 Hüzün

30.12.2022 2023

29.06.2022 Anları yaşamak

24.04.2022 Umut

06.03.2022 Kadınlar

13.02.2022 Haklarımız

31.01.2022 Selam olsun

26.12.2021 Bir tohum yeşeriyorsa

11.11.2021 Kayıplarımız

19.05.2021 Şu an ya da hiçbir zaman

23.04.2021 Akıl ve düşünce

09.03.2021 8 Mart

14.02.2021 5 Sorun

30.12.2020 Umut da umut

30.11.2020 Yüzleşme

29.10.2020 Günden kalanlar

09.09.2020 Bilgi çağı

29.08.2020 30 Ağustos Zafer Bayramımız

30.07.2020 İstanbul Sözleşmesi

30.06.2020 Nefes alamıyoruz!

19.05.2020 Sorumluluk

23.04.2020 Yeniden başlamak

03.03.2020 Kadınlar

31.01.2020 Başarı

30.10.2019 Yaşamak

09.09.2019 Zorba

30.07.2019 Can Yücel "Şiir insan"

23.04.2019 İnsan mıyız, değil miyiz? İşte bütün mesele bu

08.03.2019 Biz; Her birimiz İzmir’iz

21.01.2019 Vizyon ve başkan

07.01.2019 Yılbaşı

07.01.2019 Sosyal Demokrat Belediyeler

07.01.2019 Eğitim ve düşünme

07.01.2019 Sanat

07.01.2019 Seçim

07.01.2019 Kadın

07.01.2019 Yapay zeka

07.01.2019 Bir yılı daha devirdik

07.01.2019 Demokrasi ve Cumhuriyet

07.01.2019 ''Ahlak'' kavramı

07.01.2019 Cumhuriyet kadını

07.01.2019 Uygarlık

07.01.2019 Sanat

07.01.2019 Kitap üzerine...

07.01.2019 Canımı yakma

07.01.2019 Sevgi üzerine

07.01.2019 Yavaş intihar

07.01.2019 Gidiyor

07.01.2019 Cumhuriyet!..

07.01.2019 Barış Barış Barış

07.01.2019 Kaos

07.01.2019 Yaşanabilir kentler...

07.01.2019 Büyük insanlık

07.01.2019 Kent ve Dönüşüm - çözüm

07.01.2019 Kent ve dönüşüm

07.01.2019 62'den tavşan yapardık...

07.01.2019 Seçim

07.01.2019 Direniş!..

07.01.2019 Hep beraber

07.01.2019 İzmir'in vizyonu ne olmalı -4-

07.01.2019 İzmir’in Vizyonu ne olmalı-3

07.01.2019 İzmir'in vizyonu ne olmalı -2-

07.01.2019 İZMİR’in VİZYON PLANI

07.01.2019 Seçim...

07.01.2019 Doğrusu...

07.01.2019 ZOR!

07.01.2019 NE OLUYOR?

07.01.2019 ENGELLERİ KALDIRMAK (ENGELSİZ MİMARLIK)

07.01.2019 NEREYE ARKADAŞ?..

07.01.2019 KARŞIYAKA BULUŞMASI

07.01.2019 SİMGE KENT

07.01.2019 30 AĞUSTOS 1922

07.01.2019 HAYDİ!..

07.01.2019 ''AKLA ZARAR''

07.01.2019 ŞU SON GÜNLERDE...

07.01.2019 KARŞIYAKA'DAN BALKANLAR'A BİR "MERHABA"

07.01.2019 ZAMAN DARALIYOR

07.01.2019 GÜVENLİĞİMİZ

07.01.2019 POLİTİKA

07.01.2019 CİNSİYET EŞİTLİĞİ

07.01.2019 BİLİM ve AKIL

07.01.2019 ULAŞIM

07.01.2019 BARIŞ

07.01.2019 DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ

07.01.2019 EXPO (Dünya Sergisi)

07.01.2019 AYAK İZİ

07.01.2019 EN YAKIN CENNET...

07.01.2019 SÖZ KONUSU KARŞIYAKA İSE...

07.01.2019 MAYIS ÇIĞLIĞI

07.01.2019 DOĞRU, YANLIŞ


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?