Karşıyaka Belediyemiz tarafından düzenlenen, Belediye Başkanımızın, İlçe Başkanımızın, meclis üyelerimizin, bürokratlarımızın, muhtarlarımızın katıldığı ve 5 gün süren Balkan gezisinden, içimizde duygusal pek çok anı biriktirerek döndük.
Gezinin esas amacı Kardeş Şehir olduğumuz veya olmak istediğimiz yerleri ziyaret etmek, köprüleri sağlamlaştırmaktı.
İlk durağımız Kosova'ydı. Burada Piriştina ve Prizren'i gezdik. Prizren çok sevimli, çok sıcak, turistik, sanat düşkünü, güzel bir kasaba. Bu kasabadan çok etkilenmemizin en önemli nedeni de, Burada yaşayan Türklerin ve ziyaret ettiğimiz herkesin memleketlerine olan özlemlerinin çok yüksek olmasıydı. Atatürk'e, Türklere, Türkçeye, Bayrağımıza sıkı sıkı bağlı olmaları, dört elle sarılmaları bizi çok etkiledi.. Hepsi Türkçeyi çok iyi biliyor ve varlıklarını bizim varlığımızla sağlamlaştırıyorlar. Müziklerimizi, folklorümüzü kısaca tüm kültürümüzü var güçleri ile koruyorlar. Son zamanlarda kendi ülkemizde yaşadığımız olaylar ve değerlerimizin değerini nasıl bilemediğimiz düşüncesi aklımıza geldi. Çoğumuz gözlerimizin yaşarmasını engelleyemedik.
Oldukça duygusal anlar yaşadığımız ve kardeş olmayı yeniden hatırladığımız Prizren'den hüzünle ayrıldık. Yemyeşil bir doğanın içinde adeta kaybolarak Kosova'yı arkada bırakıp, Makendonya'ya geçtik.
Üsküp güzel bir şehir. Pek çok etkili heykelle dolu her yer. İskender'in heykelinin olduğu güzel meydanını gezideki herkes beğendi. Burası daha sonra tekrar gezilmeli, kafelerde bir şeyler içilmeliydi. Zaman yetmedi.
Daha sonra ise kardeş şehir Veles ziyaret edildi. Karşıyaka Belediye Başkanımız Sn.Cevat Durak'la birlikte Veles Belediye Başkanı'nı ziyaret ettik. Veles için daha önce belediyemizce hazırlanan park projesinin uygulanacağı yer görüldü. Parkın ve oraya konacak Atatürk heykelinin bir an önce yapılması için çalışmalar hızlandırıldı. Parkın adının da "Karşıyaka" olmasına karar verildi.
Umutlu ayrıldık kardeşimizden, yine görüşmek üzere en kısa sürede yeniden.
Yeşillerin içine daldık yol boyu, bu kadar yeşili bir arada hiç görmemiştim doğrusu.
Sonraki durağımız Ohrid kasabasıydı. Yine çok sevimli, eski Türk evleri tarzı evleriyle küçük bir Safranbolu gibi, incisi ve sedefi meşhur bir kasaba burası. Gölün kenarında, bir de. Burada hem gezdik, hem de konakladık bir gece.
Ertesi gün, Arnavutluk yolları; -yapılmakta olduğu için- zor geçti biraz. Tiran ciddi bir başşehir ve beklediğimiz gibiydi. Karadağ ise hiç de bilmediğim bir ülkeydi. Rehberimize göre gezdiğimiz şehirler içinde bağımsızlığına en sıkı sarılan ülke imiş bu bölgede. Kıyılarından geçtik geze geze, çok güzel kasabalar gördük.
Beklemediğimiz kadar güzeldiler. Budva ve Kotor kasabasını çok beğendik. Turistik ve bakımlı, tarihin çok iyi korunduğu yerlerdi.
Yol boyu manzaralar yine harika. Adriyatik kıyılarından gidiyoruz. Çoğumuz fotoğraf çekiyoruz, hem de durmadan. Maviler girdi artık yeşillerin arasına..
Nihayet Hırvatistan'ın Dubrovnik şehrindeyiz. Yıllardır gelmek isterdim buraya. Bir mimar olarak çoktan gelmeydim, biliyorum. Hatta geziye gelmemin başlangıçta en önemli nedeniydi, itiraf da ediyorum. Buraya tekrar gidip, eski tarihi şehirde girilmedik sokak bırakmamalıyım, diyorum. Söz veriyorum.
Bosna Hersek'deyiz artık.. Önce Mostar'a geliyoruz. Meşhur köprü onarılmış ve çok güzel . Etrafta Kemeraltı benzeri dükkanlar, yemek yenen küçük lokantalar var. Her yerde hediyelik köprü heykelleri. Konakladığımız sonraki adres ise Saraybosna. Bu şehir çok hüzün veriyor insana. Onarımlar sürse de, yıllar öncesinin izleri silinememiş, kurşun yaraları binaları asık suratlı yapmış, insanlara sinmiş olan, unutulamamış acı hissediliyor. Kanlı Pazar yeri ve ibret için hiç onarılmamış birkaç, çok yıkık büyük yapı, savaşın, parçalanıp bölünmenin insanlara yaşattığı acıları ders gibi hatırlatıyor bizlere. Bosna yakınlarında olan üçüncü kardeşimiz Zenica' yı da bir grup arkadaşla ziyaret ediyoruz. İlgiyle ve sevgiyle dolu, yine bir buluşma gerçekleşiyor.
Balkan Gezimizde son durak Saraybosna idi, böylece gezi sona erdi. Ayrılma vakti geldi. Yolculuk güzeldi. Gezi boyunca hemen her yerde Türkçe konuşan dostlar bulmak çok kolay oldu. Zorluk yaşanmadı. Amacımıza da ulaştık. Gezdiğimiz yerlerde soydaşlarımıza bağlılık mesajlarımızı ilettik, buraya onların sevgilerini, selamlarını, özlemlerini getirdik. Kardeşlerimizle, kardeş şehirlerimizle bağlarımızı güçlendirdik.
Uçakta Sevgili İzmir'e, özlediğim Karşıyaka'ma dönerken düşünüyorum, kararlar veriyorum. Balkanları daha çok öğrenmeliyim. Kitapları karıştırıp bilip de unutuklarımı hatırlamalıyım, bilmediklerimi ise çalışmalıyım .
Duygusal anlar aklımdan, yeşil-mavi doğası gözümün önünden hiç gitmiyor.
İlk fırsatta yine yeniden gitmeliyim Balkanlara, diyorum.
"Gezi bitti mi ?" diye düşünüyorum.
Hayır, "asıl gezi şimdi yeni başlıyor" diyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!