Çok sıkıntılı başladı bu ay.. Bir hüzün bulutu sardı yine buraları..Koyu mu koyu..
Böyle zamanlarda insan doğası gereği, kendini koruma içgüdüsü ile
belki doğaya, belki sanata, belki dostlarına sığınmak durumunda kalıyor.
Ben kendi adıma sanata, sanat dallarından birine sığınıp, şiir kitaplarına sarıyorum.
Büyük ozanımız "Dağlarca"yı okuyorum. Okumaya doyamıyorum.
Aydınlanmanın şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca, 1941 yılında yine bir Ağustos günü doğmuş. 90. yaş gününde Dağlarca'ya, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından "Onursal Doktora" unvanı verilmişti. 9 yıl önce de 2004 yılı "Dağlarca Yılı" ilan edilmişti.
Dağlarca, hiç şüphesiz Cumhuriyet devrinin en kuvvetli şairlerinden birisi.
Şiirlerinde daha çok yurt ve dünya insanını anlatır, soyut-somut üzerinde derinleşen, arı dilimize, öz Türkçe'ye çok önem veren bir şairimizdir. Kendisini sonsuz kainatın bir parçası olarak hisseden haksızlıklara direnen ve içimizdeki o çok hassas tellere dokunan Dağlarca, gerçekten çok büyük bir değerimiz.
Bence, en önemlisi de, şiirleriyle, yoğun duygulu anlarımızda, bazen de haksızlıklar karşısındaki isyanlarımızda, sevdiğimiz insanların, dürüst, çalışkan, aydın, ülkesini seven insanların uğradığı haksızlıklar karşısında, hislerimize tercüman olmasıdır.
DAYAK
İster misin ellerimizi birleştirelim
Sen iki vur, ben iki daha
Çalmış mı
Emmiş mi alın terini ulusunun
Sen dört vur ben dört daha
Gemi seçmeye mi gitmiş 20 kişi
Çay bulmaya mı yollanmış 30 kişi
Dış bakan olmuş da yüzde mi almış
Saçı bitmedik çocuklarım aç iken kerpiç köylerde
Bebek kızlarım gecelerce aklığını satarken
Sen yedi vur ben yedi daha
Ha, ister misin ellerimizi birleştirelim
Değeri 8 iken 208'e mi vermiş bir tabak fasulyeyi
Dilekçeni görür görmez deve boynunu sallamış
500 mü koparmış senden
Saylav seçilmis de geleceğine yatırım mı yapmış
devrimi çiğneyerek
Sen dokuz vur, ben dokuz daha .....!!!
............
-Dağlarca için, 90. yaş gününde şunlar söylenmişti;
" O bir umuttur. Aynı zamanda gerçektir de, onu okudukça, böyle bir şairi yetiştiren bir toplum asla karanlığa sürüklenemez " .
Umudumu ben de korumak istiyorum.
Başka yolu da yok zaten.
Haksızlığa daima "hayır" demek gerek.
Öyle olmalı, öyle olacak, inanıyorum.
Umuda, doğrulara, aydınlığa, hep beraber koşacağız....
Haydi !
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!