Her insanın ulaşabileceği her yere, engelli bir kişinin de tek başına, zorlanmadan ulaşabilmesini sağlayan mimarlığa "engelsiz mimarlık" deniyor.
Bina girişlerinde kot farkı yapılmaması, merdivenle ulaşılacak her yere asansör ya da rampa ile de ulaşılabilmesi, tüm butonların yüksekliklerinin engellilere göre tasarlanması gibi. Hedef ise; bütün yapıların ve çevrenin "engelsiz" olması, kamu binaları, konutlar, sosyal yaşam alanları, toplu taşıma araçları, oteller, restoran ve kafeler gibi tüm yapı uygulamaların "engelsiz erişilebilir" nitelikte mimari tasarım kriterleri gözetilerek yapılmasıdır.
Tüm kurumlar, engellilere lokal hizmet vermeyi değil, engellilerin hayata özgürce katılabilmeleri için çalışmalar yapmalıdır. Bir arada yaşam için düzenlemeler yapılması çok anlamlıdır. "Engelli plajı", "engelli parkı", "engelli oteli" uygulamaları birer ayrıştırmadır aslında.
Sadece engellilerin hayatını değil tüm hayatımızı engelli hale getirenlere karşı Cumhuriyet Halk Partisi; "Engelsiz Yaşam Hakkı" , "Engelsiz Eşit Bir Türkiye" sloganlarıyla güzel propaganda çalışmaları başlattı.
Engelsiz yaşam hakkı konusundaki bu çalışma; 11 başlık altında yayınlanmakta:
Merdivenleri, giriş çıkışları, yolları, rampaları yeniden düzenleyeceğiz.
Görme engelliler için sesli kütüphaneleri yaygınlaştıracağız.
Trafik ışıklarını görme engelliler için yeniden düzenleyeceğiz
Yollarda ve kaldırımlarda görme engellilerin yürümelerini kolaylaştıran kaplamalar kullanacağız.
Toplu taşıma araçlarının tümünü engellilere göre yeniden düzenleyeceğiz.
Tüm kamu binalarını ve fiziksel çevreyi engellilere engel olmaktan çıkaracağız.
Engelli ailelerine yönelik eğitim, sosyal dayanışma ve rehabilitasyon merkezleri açacağız.
Engelli vatandaşlarımıza yönelik spor araçlarını yaygınlaştıracağız.
Herkesin birlikte oynaması için oyun parklarını yeniden düzenleyeceğiz.
Çalışma yaşamına engellileri daha yoğun katmak için, mesleki rehabilitasyon eğitim merkezleri kuracağız.
Engellileri evlerinden alıp hastaneye vb. ulaştırma için sistem oluşturacağız."
Bu başlıklar gerçekten çok güzel ve gerekli.
Aslında ülkemizde hedeflenen kentsel dönüşüm; rant öngörülmeksizin, değer paylaşımı şeklinde uygulanır ve yerinden ve halkla birlikte yapılırsa, engelsiz mimariye dönüşüm için çok iyi bir fırsat olur aynı zamanda. Kentsel dönüşümün en büyük amacı, herkes için konforlu ve sağlıklı bir çevre yaratmak olmalı çünkü. Ne yazık ki şu an bütün uygulamalarda, engelsiz mimari için özel bir duyarlılık yok.
Aslında nüfusun yaşlanmasıyla birlikte her birimiz potansiyel engelli durumundayız. Yaşlıların günlük yaşama katılabilmesi için de engelsiz mimarlık çok büyük önem taşıyor.
Bu nedenle yakın gelecekte, engelsiz binalar daha çok revaçta olacaktır. Engelsiz tasarım ayrıca bina maliyetini de pek yükseltmemektedir. Bu konuda talep edici konumda olan halkın aydınlanması en önemlisi olmakla birlikte, mimarların ve yüklenicinin seçimi önemlidir. En önemlisi ise işveren bilincinin gelişmesidir tabii ki.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin programında olan ve seçim öncesi sloganlarla öne çıkartılan çalışmalar da bu duyarlılığın arttırılması için çok değerli. Bu kent bu vatan benim, bu kent bu vatan senin, bu kent bu vatan hepimizin.
Engelsiz bir ortamda, varlık içinde yaşamak için ne yapmalıyız?
Hepimiz 30 Mart'ta sandığa gidip, birlik içinde, engelsiz bir hayat için oyumuzu kullanmalıyız. Özgür biçimde yaşamamız için, önümüzdeki tüm engelleri ortadan kaldırmalıyız.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!