Dönüsümde, sosyal ve psikolojik sorunlari dikkate alarak, bunlara çözüm üreterek dönüsmektir önemli olan.
Kentsel dönüsümde de bu böyle. Bu nedenle Kentsel dönüsümde en az sorunla karsilasmak, yerinden dönüserek olabilir. Böylelikle psikolojik ve sosyolojik sorunlar minimuma inebilir.
Bizim gibi plansiz gelisen ülkelerde olusan çarpikliklari düzeltmek çok zor tabii. Yerinden dönüsecek bile olsak, alanlar çok fazla olunca, ülke olarak oldukça zor bir süreç geçirecegiz gibi görünüyor.
"Riskli yapi" ve "riskli alan" olmak üzere iki ekseni olan kentsel dönüsümde, yöntem ve yönetim planlamalarinin çok iyi yapilmasi gerekli. Öncelikler çok önemli.
Planlama açisindan Karsiyaka Belediyesi yine bu konuya herkesten önce hazir. Yolunu çizmek için yönetmelikleri bekliyor. Konuyla ilgili kanunun ilk uygulama yönetmeligi Agustos basinda yayimlandi, ama görünen o ki, yeterli degil. Ikinciye mutlaka gerek var. Belirsizlikler giderilince, izinler alinir alinmaz, hizla baslayacak büyük dönüsüm. Yöntem ve yönetim planini yapiyoruz. Önceliklerimizi biliyoruz.
Yayimlanan yönetmelikte ise, yöntem söyle olusmus;
Bakanlik tarafindan ilk olarak bazi kurumlar lisanslandirilacak. Insaat, jeoloji, jeofizik mühendisleri odalari, yapi denetim kuruluslari, mühendislik sirketleri, üniversiteler, bu konuda çalisan sivil toplum örgütleri bu konuda lisans alabilecekler.
Bilinçli vatandas (!); "ben binamdan emin degilim" diyerek buralara basvuracak.
Bina incelenip riskli bulunursa, durum Çevre ve Sehircilik il Müdürlügü'ne, sonra Tapu'ya bildirilip, 60 gün içinde de binada tahliye baslayacak.
Itiraz eden malikler olursa eger, 4 üniversite hocasi ve 3 Bakanlik görevlisinden olusan teknik heyet son karari verecek.
Zemin açisindan o bölgede yapilasma uygunsa, bu noktada hak sahipleri ile anlasma süreci baslayacak. Malikler belirlenecek, gayrimenkul bedeli ve arsa bedeli belirlenecek. Projeler olusacak, yeni degerler ortaya çikacak.
Vatandas yeni konut isteyebilir, konutunu satmak isteyebilir, baska yerden konut isteyebilir. Degerlere göre kararlar verilecek, vatandasla anlasilacak ve sözlesme yapilacak.
Yikim sonrasi yapilacak uygulamaya maliklerden 3'te 2 çogunluk karar verecek. Anlasamayanlarin paylari açik arttirma yoluyla diger kat maliklerine satilacak. Talip çikmazsa, Bakanlik rayiç bedelle orayi satin alacak. Bakanlik; kredi destegi, faiz destegi, tahliye yardimi saglayacak (çok sükür) ama kira yardimi yapmasi için talep gerekecek! Talep olursa incelenecek! (bu noktada yeni yapi bitene dek Bakanlik veya müteahhit tarafindan herhangi bir kira yardimi yapilmadigi takdirde olusacak sorunlari ben düsünmek bile istemiyorum.)
Parseller birlesir, kamuya yesile terk edilirse, imar artisi da verilebilecek. (bu olmazsa hangi müteahhit, hangi büyük firma bu isin içine girer ki. Bu nedenle kanimca önceden imar haklarinin çok net belirlenmesi gerekli.)
Kat maliklerine konut verildikten sonra, artan konut olursa kiracilara da sunulabilecek.
Zemin açisindan çok sorunlu bölgeler ise tamamen yikilip temizlenecek. Yer degisimi yasayan insanlara psikolojik ve sosyolojik destek iste bu noktada çok önemli olacak.. Bosaltilan bu alanlarin da islah edilip yesil alan yapilmasi sart kosulmali tabii.
Sonuç olarak, plansiz kentlesmeden ve kötü yapilasmadan çok zarar görmüs vatandasa yeni bedeller ödetmemek gerek. Riskli yapilarin ve riskli alanlarin dönüsüm sürecinde ikinci bir yönetmelige, daha sistemli planlamalara, daha stratejik çözümlere gerek oldugu anlasiliyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!