Demokrasi, özgürlük, eşitlik, kardeşlik. Hepimizin ortak arzusu. Sahip miyiz? Türkiye’mizde yaklaşan seçim öncesinde, ülkemizde yaşayanların, insan haklarının neler olduğunu bir kez daha yazmakta yarar var. Durumumuza bir bakalım: Haklarımızın en önemlilerini şu şekilde sıralayabiliriz;
İnsan haklarına saygılı, adil bir ortamda, bireylerin rahatını ve kişiliğini geliştirme fırsatını sağlayan, ortamda yaşama hakkı.
Durum: Şu an adil bir ortamda değiliz, şehirlerimiz de talan edilmekte. Saldırılara ve suça karşı korunmuş, güvenli bir ülkede yaşama hakkı.
Durum: İnsanlarımız birbirine kırdırılıyor, kışkırtılıyor. Ekolojik ( temiz hava, su, çevre vb.) dengelere duyarlı bir ülkede yaşama hakkı Durum; Çevreyi katlediyorlar, tabi ki hepsi rant uğruna oluyor. Kentte yeterli çalışma olanaklarına ve güvenceye sahip olup, ülkenin ekonomik gelişmesinden pay alma hakkı.
Durum: İşsizlik gittikçe artıyor. Eğitimliler bile işsiz artık. Eşitsizlik gittikçe artıyor. Bir grup dolar milyarderi olurken, 9 milyon kişi yardımlarla ancak hayatta kalıyor. Kimliği olan, geçmişle sembolik bağların korunduğu, mimarlık değerlerinin bulunduğu, planlı programlı bir çevrede yaşama hakkı.
Durum: Geçmişi korumakla değil, yok etmekle uğraşan yöneticiler çoğunlukta. Çoğulcu ve kimsenin dışlanmadığı bir kentli kültürü edinebilme fırsatına sahip olabilme hakkı.
Durum: Herkes birbirini dışlıyor ve bu davranış biçimi her yere yayılmaya çalışılıyor. Ülkede yaşayanların ödeme koşullarına uygun, sağlıklı konut edinebilme hakkı.
Durum: Edinemiyorlar, hepimiz de bunu görüyoruz. Engelliler başta olmak üzere, her gelir grubunun, belirli bir konforla, istenilen yere ulaşmasına olanak veren bir ulaşım sistemine sahip olma hakkı.
Durum: Sosyal belediyecilik konusunda iyi örnekler var ama çoğu da sınıfta kalmış durumda. İnsanların, yeniden üretebilmelerini sağlayacak olan, sağlık tesislerine rahatça ulaşabildikleri, temiz içme suyu sağlayabildikleri, yeterli yeşil alanı olan ve kanalizasyon sisteminin çözüldüğü bir ülkede yaşama hakkı…
Durum: İçler acısı Dünyadaki her tür bilgiyi elde etme olanağını sağlayan, eğitim ve olanaklarının sürekli olarak gelişmesini sağlayacak bir ortamın oluşturulduğu bir şekilde yaşama hakkı.
Durum: Eğitim zorla dinselleştirilip, planlı şekilde bilimsel düşünceden uzaklaştırılıyoruz. Bu ülkede yaşayanların, her tür mal ve hizmeti seçme olanağını sağlayan bir ortamda yaşama hakkı.
Durum: Sadece gelir düzeyi yüksek olanlar yararlanabiliyor. 28 milyon kişi bu ülkede fakirlik sınırında.. Spor, sanat ve boş zaman değerlendirme olanaklarından, yaş, yetenek ve gelir dağılımı ayırımı olmadan yararlanabilme hakkı.
Durum: Bu konular karnı tok olanların işi ve sanat da gereksiz görülüyor ayrıca. Yönetenlerin seçilmesi, alınan kararlara katılma, demokratik denetimde bulunabilme hakkı.
Durum: Halk bilinçli ise, seçimini doğru yapar. Cahil bırakıldıysa ne yapar? Biat eder. Liste istenirse daha çok uzayıp da gider. İnsanların yaşadıkları ülkede hakları vardır, insanı temel aldığı için de, bunlar somuttur.
Bu şartlarda zor görünse de, evrensel ölçekte, sağlıklı bir yaşam ortamı oluşturmak mümkündür. Dünyada bunun pek çok örneği bulunmaktadır. Ülkemizde yaşayan tüm insanlarımız aslında bunu hak etmektedirler. Türkiye’mizde bunların olmasını istemek, ne bir düştür, ne de ütopyadır. Yeter ki kararlarımızı doğru yerde, doğru zamanda verelim. Hayatımızı düzene sokacak seçimler yapmayı başaralım. Önümüzde bir seçim var. Bana göre, doğrusu; oyunu mutlaka kullanmak ve ülkeyi yoldan çıkaranlara oy vermemektir. Hepimize sağlıklı bir seçim atmosferi, sağlıklı bir seçim sonucu ve iyi bayramlar diliyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!