ANA SAYFA > Yazarlar > Sevgi Molva > ''Ahlak'' kavramı

''Ahlak'' kavramı

SevgiMolva
Sosyal Medya :
07 Ocak 2019, Pazartesi 17:53
3894 kez okundu

Evrim kuramının gelişiminde büyük rol oynamış olan felsefeci ve sosyolog Herbert Spencer, yüksek ahlak; “akılcı, eleştirel düşünebilen, sorumluluk üstlenebilen, özgür karar verebilen bireylerin çoğunlukta olduğu bir ortamda birey haklarını ve özgürlüklerini garanti altına alan bir hukuk sistemi ve demokratik dayanışma/uzlaşma ortamında gelişir” demiş.

Psikolog ve akademisyen Lawrence Kohlber’e göre “ahlak; “hak-haksızlık, doğru-yanlış, iyi-kötü konularında bilinçli yargılama ve karar vermeyi ve bunlar doğrultusunda davranışta bulunmayı kapsayan, insana özgü bir yeterliliktir” şeklinde tanımlanmakta.

Toplumsal reformcu olan hukukçu Jeremy Bentham ise; “olgun ahlakı; doğru ile yanlışın ölçüsü ve en büyük sayıda insanın, en büyük mutluluğu” olarak görmüş.

Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi, Şermin Kahüloğlu’nun geçenlerde okuduğum ahlak kavramını inceleyen yazısı, mutluluğu amaçlayan ”olgun ahlak”a son zamanlarda özellikle hukuku ve demokrasiyi büyütmek amacıyla ne kadar çok gereksinim duyduğumuzu bana hatırlattı.

Kohlberg’in ahlak gelişim aşamalarını çok kapsamlı bir şekilde inceleyip, altı aşamalı olarak hazırladığı tablo oldukça ilginç.

Bu aşamalar şu şekilde özetlenebilir:

Birinci evre, ceza ve itaat eğilimi; Bu ahlak yapısında, kurallara ve otoriteye körü körüne bağlılık vardır. Davranışlar bütünüyle dışarıdan denetlendiği için, cezadan kaçmak amacıyla otorite ne derse yapılmalıdır. İlk çocukluk çağı zeka ve gelişim düzeyine uygundur ve en alt evre ahlak anlayışıdır.

İkinci evre, bireycilik ve karşılıklı çıkar; Çocuk, çıkarlarının diğerleriyle farklı olabileceği bilincine ulaşmıştır. Benmerkezci düşünme ve alışveriş ön plandadır. İnsanlar birer nesnedir. Pazaryeri ahlakı da denir. Çocukluk dönemine ait olsa da eğitim ve sosyo-kültürel açıdan geri kalmış ülkelerin yetişkinlerinde de sıklıkla rastlanmaktadır.

Üçüncü evre, bizlik; Bu evrede çevrenin düşüncesi, onay almak,  takdir edilmek istenir. Kurallar doğrultusunda davranmak esastır. Uslu çocuk, çalışkan öğrenci, iyi vatandaş olmak, herkes yapıyorsa doğrudur demek, o anlayışla davranışlarını belirlemek 3.evrede esastır.

Dördüncü evre, kanun ve düzen eğilimi; Sadece başkalarını memnun etmek, takdir edilmek değil, yerleşik kurallar, sosyal düzeni korumak da önemlidir. Kurulu düzen olduğu gibi kabul edilir. Aile, grup ve ulusun beklentisi gözü kapalı bir şekilde en üsttedir. Sadece görev odaklı, körü körüne düzen koruyucu bir ahlak anlayışıdır.

İçinde bulunduğumuz dünya düzeninde, yetişkin bireylerin çoğunun -genel incelemede- 3. veya 4. evrede takılıp kaldığı oldukça sık görülmektedir.

Beşinci evre, sosyal sözleşme eğilimi; Bu evrede yasalara, toplumsal sözleşme olduğu için uymak vardır. Toplum yararına değilse, yasalar değişmelidir. Devleti vatandaştan değil, vatandaşı devletten korumak esastır. Kişi, toplumun üzerinde bir bakış açısına sahiptir ve otoriteden bağımsız kendi görüşlerini oluşturur. Kendine özgü değerler sistemini örgütler. Toplumun günümüzde ancak % 20’sinde bu özellikleri görebiliriz.

Altıncı evre, evrensel ahlak ilkeleri; Bu en yüksek ahlak evresinde, yasalar evrensel ilkelere uygun olduğu için desteklenir. Her koşulda insan ön plandadır. Tüm insanlar eşittir. İnsan hakları ve evrensel değerler temel ölçüdür.

Bu yazının sonucu olarak; insanlar bilişsel yönden geliştikçe, ahlaki gelişim evreleri de gelişiyor. En önemli sonuç ise; adalet duyarlılığına, aklın ve iç hesaplaşmaların süzgecinden geçip karşıdakinin bakış açısıyla bakarak kararlar verilebilmesidir, diyoruz. Yazıdan amaçlanan da budur. Bu” Olgun Ahlak Düzeyidir”.

Siz hangi evredesiniz?  Ben kaçıncı evredeyim? Böyle sorular gelebilir akla. İnceleme sonucu eğer 5. ve/veya 6.evreye gelememişseniz çok üzülmeyin. Felsefeciler;  toplumda çoğunluk, ahlak konusunda belli bir aşamaya gelemedikçe, sizin de -çabalasanız bile- son evrelere gelmenizin güç olduğunu söylüyorlar.

Olgun ahlaka toplumca zamanın bir anında ulaşmamız dileği ile…


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler

13.12.2024 Hayaller ve gerçekler

08.09.2024 Biz ne yapıyoruz?

29.07.2024 Yeni Dünya

17.05.2024 ''Aslında her şey kurtuluşun başlangıcıydı''

07.03.2024 Kadınlar

12.01.2024 2023-2024

27.12.2023 Yeni yıl

14.12.2023 Yerel Seçimler - Halkçı Belediyeler - Yaşanabilir Kentler

09.11.2023 10 Kasım

27.10.2023 100.Yıl

18.05.2023 19 Mayıs

24.02.2023 Hüzün

30.12.2022 2023

29.06.2022 Anları yaşamak

24.04.2022 Umut

06.03.2022 Kadınlar

13.02.2022 Haklarımız

31.01.2022 Selam olsun

26.12.2021 Bir tohum yeşeriyorsa

11.11.2021 Kayıplarımız

19.05.2021 Şu an ya da hiçbir zaman

23.04.2021 Akıl ve düşünce

09.03.2021 8 Mart

14.02.2021 5 Sorun

30.12.2020 Umut da umut

30.11.2020 Yüzleşme

29.10.2020 Günden kalanlar

09.09.2020 Bilgi çağı

29.08.2020 30 Ağustos Zafer Bayramımız

30.07.2020 İstanbul Sözleşmesi

30.06.2020 Nefes alamıyoruz!

19.05.2020 Sorumluluk

23.04.2020 Yeniden başlamak

03.03.2020 Kadınlar

31.01.2020 Başarı

30.10.2019 Yaşamak

09.09.2019 Zorba

30.07.2019 Can Yücel "Şiir insan"

23.04.2019 İnsan mıyız, değil miyiz? İşte bütün mesele bu

08.03.2019 Biz; Her birimiz İzmir’iz

21.01.2019 Vizyon ve başkan

07.01.2019 Yılbaşı

07.01.2019 Sosyal Demokrat Belediyeler

07.01.2019 Eğitim ve düşünme

07.01.2019 Sanat

07.01.2019 Seçim

07.01.2019 Kadın

07.01.2019 Yapay zeka

07.01.2019 Bir yılı daha devirdik

07.01.2019 Demokrasi ve Cumhuriyet

07.01.2019 Cumhuriyet kadını

07.01.2019 Uygarlık

07.01.2019 Sanat

07.01.2019 Kitap üzerine...

07.01.2019 Canımı yakma

07.01.2019 Sevgi üzerine

07.01.2019 Mutluluk üzerine

07.01.2019 Yavaş intihar

07.01.2019 Gidiyor

07.01.2019 Cumhuriyet!..

07.01.2019 Barış Barış Barış

07.01.2019 Kaos

07.01.2019 Yaşanabilir kentler...

07.01.2019 Büyük insanlık

07.01.2019 Kent ve Dönüşüm - çözüm

07.01.2019 Kent ve dönüşüm

07.01.2019 62'den tavşan yapardık...

07.01.2019 Seçim

07.01.2019 Direniş!..

07.01.2019 Hep beraber

07.01.2019 İzmir'in vizyonu ne olmalı -4-

07.01.2019 İzmir’in Vizyonu ne olmalı-3

07.01.2019 İzmir'in vizyonu ne olmalı -2-

07.01.2019 İZMİR’in VİZYON PLANI

07.01.2019 Seçim...

07.01.2019 Doğrusu...

07.01.2019 ZOR!

07.01.2019 NE OLUYOR?

07.01.2019 ENGELLERİ KALDIRMAK (ENGELSİZ MİMARLIK)

07.01.2019 NEREYE ARKADAŞ?..

07.01.2019 KARŞIYAKA BULUŞMASI

07.01.2019 SİMGE KENT

07.01.2019 30 AĞUSTOS 1922

07.01.2019 HAYDİ!..

07.01.2019 ''AKLA ZARAR''

07.01.2019 ŞU SON GÜNLERDE...

07.01.2019 KARŞIYAKA'DAN BALKANLAR'A BİR "MERHABA"

07.01.2019 ZAMAN DARALIYOR

07.01.2019 GÜVENLİĞİMİZ

07.01.2019 POLİTİKA

07.01.2019 CİNSİYET EŞİTLİĞİ

07.01.2019 BİLİM ve AKIL

07.01.2019 ULAŞIM

07.01.2019 BARIŞ

07.01.2019 DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ

07.01.2019 EXPO (Dünya Sergisi)

07.01.2019 AYAK İZİ

07.01.2019 EN YAKIN CENNET...

07.01.2019 SÖZ KONUSU KARŞIYAKA İSE...

07.01.2019 MAYIS ÇIĞLIĞI

07.01.2019 DOĞRU, YANLIŞ


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?