Liglere verilen milli takım arası, Karşıyaka için bir başka heyecana sahne oldu. Oyuncuların sahada olmadığı bu dönemde yöneticiler sahnedeydi. Artık tüm kulüplerin almak zorunda olduğu, gerekli kriterler sağlanmadığında kulübün puan silme cezası almasına sebep olan Ulusal Kulüp Lisansı’nın alınması için yönetim yoğun bir mesai harcadı ve federasyondan gelen hayırlı haberle Karşıyaka büyük bir tehlike atlattı.
Peki Ulusal Kulüp Lisansı neden önemlidir? Karşıyaka’nın bu lisansı alabilmesi neden büyük bir başarıdır?
Ulusal Kulüp Lisansı, tüm futbol kulüplerinin Uefa kriterlerinde bir işleyişe sahip olmasını hedefleyen, futbol yönetimini kaliteli hale getirmeyi amaçlayan bir vizyonun sonucunda ortaya çıkmış bir sertifika. Uefa bu lisansa sahip olmayan kulüplerin turnavalarında yer almasına izin vermediği için Türkiye Futbol Federasyonu da profesyonel liglerde yer alan tüm kulüplerin bu koşulları sağlamasını istiyor. (Turnuvalara katılma imkanı olan Süper Lig ekipleri için tamamını, alt ligler için ise kriterlerin bir kısmını sağlamak şart)
Bu kriterler birinci lig ekipleri için Mali, Sportif, Personel/İdari, Altyapı ve Hukuki kriterler olarak beş başlık altında toplanıyor ve kulüplerin genç takımlarından masörlerine kadar her şey incelemeden geçiriliyor. Lisans sürecinde Karşıyaka’yı zorlayan çok önemli iki sorun vardı. Bunlardan ilki tüm İzmir takımlarının sıkıntısını çektiği stad meselesi, ikincisi ise kulübün mali tablolarıydı. Toplam borcu 36 milyon liraya yaklaşan ve 1.Lig’in en borçlu kulüplerinden biri olan Karşıyaka’nın bu lisansı alabilmesi için diğer futbol kulüplerine ve başvuru dosyasında bulunan personele ve/veya Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) / Vergi Dairesine vadesi geçmiş borcunun bulunmaması gerekiyordu. Mali kriterleri sağlamak için sadece bu da yeterli değil, TFF kulübün ileriye dönük mali planlarını da incelemek istiyor. Kısacası Ulusal Kulüp Lisansı almak istiyorsanız geleceğe yönelik bir vizyonu da ortaya koymanız gerekiyor.
Karşıyaka yönetimi bu süreçte büyük bir kararlılık ortaya koyarak kulübün mali tablolarını iyileştirmeyi başardı. Daha 15 gün öncesine kadar sadece SGK’ya 900 bin lira borcu olan kulüp, bugün gelinen noktada tarihinde ilk kez Ulusal Kulüp Lisansını almayı başardı. Bu lisansı büyük bir özveriyle kulüp için çalışan yönetimin bir başarısı olarak görmek gerekiyor.
YÖNETİME SAHİP ÇIKILMALI
Bu gibi yönetimsel başarılar bazen taraftarın gözünden kaçabiliyor ve yönetime haksız tepkiler yöneltilebiliyor. Karşıyaka taraftarının bir bölümün de yönetime tepkili olduğu bilenen bir gerçek, özellikle Çarşı grubunun yayınladığı son bildiri bu durumu açık bir şekilde gözler önüne serdi. Taraftarın tepkisinin en büyük sebebi Erdal Acar’la olan ilişkilerin gerilmiş olması. Kulübün en zor günlerinde hiçbir zorunluluğu olmadığı halde elini taşın altına koyan ve milyonlarca liralık bağışta bulunan Acar taraftarın büyük bir bölümü tarafından adeta bir kurtarıcı olarak görüldü.
Acar’ın yaptıklarını küçümsemek mümkün değil, kimsenin kimseye on lira bile vermediği bu devirde cebinden milyonlarca lirayı kulübe bağışlayan Acar bu sezon kurulan kadronun da en büyük mimarlarından birisi fakat bu süreçle ilgili yanlış bilinen bazı şeyler var. İlk yanılgı Erdal Acar’ın kulübe 15 milyon lira bağışta bulunduğuyla ilgili. Erdal Acar kulübe çok büyük miktarda bağışta bulundu fakat bu rakam 15 milyon lira değil 8 milyon 574 bin lira. İkinci yanılgı ise yönetimin Erdal Acar’la bağları koparttığı konusunda ortaya çıkıyor. Bunun da asılsız bir iddia olduğunu söylemekte yarar var. Karşıyaka yönetimi Acar’ın bağış adı altında yaptığı bu yardımları kulübün gelecek planlarına dahil edemediği ve önünü görmekte zorlandığı için Acar’la olan bu bağı resmi bir anlaşma altına almak istiyor. 60 yıldır kulübe çok büyük fayda sağlamış Yaşar ailesiyle bile her sene yeni bir sözleşme yapıldığını vurgulamak gerek. Son bir not olarak Acar’ın da bu konuda yönetime “kesinlikle olmaz” gibi bir olumsuz yanıt vermediğini, tarafların bu konuyu konuşmaya devam ettiğini de belirtmekte fayda var. Başkan Ali Erten, yapılan son basın toplantısında Acar’la arasında kişisel bir problem olmadığını da üstüne basa basa söyledi.
Kısa sürede kulübün önüne bir vizyon koymayı başarmış bu yönetim taraftarlardan biraz daha fazla krediyi hak ediyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!