Karşıyaka’nın kupa serüveni, ligin zorlu geçtiği şu günlerde tutunulabilecek tek dal. Nispeten zor sayılabilecek bir grupta mücadele etse de, gruptan çıkmak tüm takıma moral aşılayabilecek, lige de olumlu etki edebilecek bir gelişme olabilir. Fakat burası lig değil, yapılan hataları geri çevirmek için hiçbir takımın önünde 10-15-20 maç yok. Zaten Karşıyaka, sezon başından beri hata kotasını o kadar çok aştı ki, artık kimsenin Karşıyaka’nın yaptığı en ufak hataya karşı bile sabrı yok.
Karşıyaka, Akhisar karşısında maç boyunca olumlu sayılabilecek bir oyun oynadı. Her ne kadar Karşıyaka’nın yine tam oturmuş bir oyun sistemi olmasa da Akhisar Belediyespor’un bir Süper Lig temsilcisi, hem de Süper Lig’in üst sıralarında bulunan bir ekip olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu sezon tarihinin en iyi performansını sergileyen rakibine ilk yarıda az sayılabilecek sayıda pozisyon veren ve pozisyonlar bulmayı da başaran Karşıyaka, ne yazık ki golü bulamadı. İlk yarının ortasında olan penaltı gole çevirilse, takım adına çok ciddi bir moral olabilirdi. Penaltı olduğu anda topun başına Necati’nin geçmesi gerektiğini düşünmüştüm. Dediğim gibi Karşıyaka’nın bir hatayı daha kaldıracak, kaçıralacak bir penaltıyı tolere edecek bir pozisyonu olmadığı için tecrübeli bir ismin penaltıyı kullanması en mantıklısı gibi gözüküyordu. Necati penaltıyı gole çeviremeyince herkes için bir moral bozukluğu oluştu. Bu moral bozukluğu kısa bir süre takıma da yansıdı ve maç başından beri kontrolü elinde tutan Karşıyaka, 10-15 dakikalığına oyunun üstünlüğünü rakibine kaptırdı. Takımın bu moral bozukluğunun ardından toparlanmayı becermesi ve maça tekrar ortak olması çok önemliydi.
Ziraat Türkiye Kupası, Süper Lig takımlarının pek çoğu için bir külfet olarak görülse de daha alt liglerde oynayan takımların oyuncuları için kendilerini tüm ülkeye gösterebilecekleri bir arena. Bunun etkisini Karşıyaka’lı futbolcuların üzerinde de açıkça gördük. Sezon başından beri ligde hiç olmadıkları kadar motivasyonları yüksekti ve maçı istediler. Gelen iki gol ile maçı kazanmayı da bildiler. Bu galibiyet çok değerli. Karşıyaka şu an Galatasaray ve Akhisar Belediyespor’un üzerinde, grubun liderlik koltuğunda oturuyor. Evet, henüz iki maç oldu ve grupta her şey değişebilir ama hiçbir başarı da küçümsenmemeli. Belki de takımın yükselişi, bu arenada alınan iyi sonuçlarla başlar.
Korkutucu ihtimal
Her ne kadar bu arenada alınan galibiyetler sevindirici de olsa, ortada korkutucu bir ihtimal de var. Futbolcular Ziraat Türkiye Kupası’nda alınan olumlu sonuçların rehavetine kapılarak tüm konsantrasyonlarını bu arenaya kaydırabilir ve ligden de tamamen kopabilir. Lig tarihinde bunun çok ilginç bir örneğinin yaşandığını da hatırlatmak gerek. 2006-2007 sezonunda Türkiye Kupası’nda Beşiktaş’la final oynayan Kayseri Erciyesspor, o sezon ligde 17. olarak küme düşmüş ve ertesi sezon 2. Ligde oynarken Avrupa’da mücadele eden ilk Türk takımı olarak tarihe geçmişti. Karşıyakalı futbolcuların bu örneğe bakarak Türkiye Kupası’ndaki mücadelelerini sonuna kadar sürdürmeleri, fakat asıl hedefin lig olduğunu da asla unutmamaları gerekli.
Gerçekçi hedefler ve politikalar başarı getirir
Karşıyaka’nın Olağanüstü Kongresinin yaklaştığı şu günlerde geçtiğimiz hafta içerisinde şu ana kadar adaylığını açıklayan tek isim olan Fatih Diniz’in çarpıcı bir açıklaması oldu. Diniz, “Devre arasında yapılacak takviyelerle 17’de 17 yapacak bir takım oluşturacak ve Süper Lig’e çıkacağız” dedi. 17’de 17, sadece Karşıyaka için değil, şu an Türkiye’deki tüm takımlar için “hayal” bile olamayacak bir başarı. Fakat umutları da kırmamak gerek. Karşıyaka devre arasında yapılacak doğru takviyelerle hala play-off kotasına kalmayı başarabilir. Kritik bir kaç noktaya yapılacak takviyeler ve gönderilecek bir kaç futbolcunun ardından Karşıyaka küllerinden doğabilir. İnanmaktan vazgeçmemekte fayda var, gereken ışık, Türkiye Kupası’nda görülüyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!