Şampiyonluk hedefiyle yola çıkılan bir sezon, günden güne bir korku filmine dönüşüyor. Sezon başından beri her maçı “Karşıyaka bu sefer kötü gidişata dur diyecek” umuduyla izleyen taraftarlar, artık iyiden iyiye umudunu kaybediyor. Ne değişen hoca, ne değişen futbol şube yöneticileri, ne de alınan derbi galibiyeti takımın bu kötü kaderini değiştirmedi. Karşıyaka bu sezon bir türlü beklediği rüzgarı arkasına almayı başaramadı.
Ligin en zayıf ekiplerinden birisi olan Denizlispor karşısında alınan bu mağlubiyet, lig serüveninde büyük bir yara olarak yerini alacak. Sezon başından beri alınan en acı mağlubiyet bu olsa gerek. Daha önce de maçlar kaybedildi ama hep bahaneler, son dakika yenen goller, az da olsa bir umut ışıltısı vardı. Karşıyaka bugün ligin en zayıf ekiplerinden birine “ezilerek” herkesin içindeki umutları öldürdü.
Takımın B Planı yok
Maçın ilk 10 dakikası hariç takım adına umut veren tek bir an dahi hatırlamıyorum. İlk 10 dakikalık kesimde müthiş bir baskı, hırs, gole duyulan özlem vardı. Belli ki Kemal Özdeş oyuncularını bu maça ilk dakikalarda golü bularak oyunun üstünlüğünü elinde tutma parolasıyla hazırlamıştı. Ne yazık ki planlar tutmadı. Denizlispor o baskıyı savuşturmayı başardıktan sonra Karşıyaka tamamen oyundan düştü.
Sezon başından beri takımın en büyük sorunlarından bir tanesi bu, bir B planı olmaması. Sahaya tek bir parolayla çıkılıyor ve planlar tutmadığı anda her şey ters gitmeye başlıyor. Takım galibiyete odaklanıyorsa, yenilen tek bir golle darmadığın oluyor. Hatta öyle ki bu plansızlık yüzünden skoru korumayı da başaramıyor. Öne geçilen maçlarda bile, öne geçtikten sonra oynanacak ikinci bir oyun planı yok.
Takımın bu tek düze oyun tarzı rakipler tarafından çok kolay çözülüyor ve ardı ardına açıklar verilmeye başlıyor. Her insanın olduğu gibi her takımın da zayıflıkları vardır ve olacaktır. Ama hayatta her zaman için zayıflıklarını gizlemeyi başaranlar, başarıya ulaşmak için alternatif planları olanlar istediklerini elde eder. Karşıyaka’nın sezon başından beri eli çok açık. Zayıflıkları ortada. Yumuşak karnından darbe üstüne darbe alıyor.
Kemal Özdeş, kadroda büyük değişiklikler yapmayı sevmediğini açık yüreklilikle söyleyebilen bir teknik direktör. Ben de bir takımın başarılı olması için sürekli bir arada oynayan oyunculardan oluşan bir iskeleti olması gerektiğini düşünenlerdenim. Ama unutulmaması lazım ki, iskelette de sıkıntılar olabilir. Bu kadroyla, bu mentaliteyle başarı gelmiyor. Aynı şeyi arka arkaya yapıp farklı bir sonuç beklemek en kibar söylenişle aşırı iyi niyetlilik oluyor. Kemal hocanın bir an önce takımda ciddi değişiklikler yapması ve yeni bir oyun anlayışını ortaya koyması şart.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!