Karşıyaka’nın sezon başından beri oynadığı futbol, seyircisine gereken umudu bir türlü veremedi. Zaman zaman talihsizlikler, çoğu zaman oynanan kötü futbol taraftarın yüzünü düşürse de kimse takımdan ümidini kesmedi. Gerek hakem hataları, gerek takımın maçlarını çok kötü bir zeminde oynuyor olması bugüne kadar oynanan kötü oyuna bahaneler bulunması sağladı.
1461 Trabzon maçında Karşıyaka bu sezon belki de ilk defa kendi “evinde”ydi. Belki maç semtte oynanmadı ama hem takımın hem de taraftarın alışık olduğu bir statta, henüz siftahı yapılmamış düzgün bir zeminde oynanan kötü futbolun mazereti kalmadı.
Karşıyaka’nın en büyük eksiği oyuna hakimiyet noktasında yaşadığını söylemek gerek. Zaman zaman sahada üstünlük kuran taraf olmayı başarsa da Karşıyaka beş haftadır oyunun kontrolünü elinde tutmayı başaramıyor. Rakip üzerinde oluşturulan baskı 5-10 dakikalık periyotları aşabilmiş değil.
Takım savunması S.O.S veriyor
Sahada en iyi savunma dörtlüsü işlerken nasıl takım savunması yapılamayacağını gösteren bir oyun sergileyen yeşil kırmızılı ekip bu maçta da oyunun kontrolünü rakibine bıraktı. Karşıyaka’nın takım savunmasında bu kadar zayıf kalmasının en büyük sebebi ise ortasahanın bir türlü oturmamış olması. İlk haftadan beri hiçbir maçta aynı ortasaha oyuncularını sahada göremedik. Yapboza dönen bu ortasahada oyuncular birbirine alışamıyor ve sahada alan paylaşımında sorunlar yaşıyorlar. Bu bölgedeki zaafı gidermek için transfer edilen Mehmet Akgün’ün yaşadığı sakatlık sonucu bu hafta da Karşıyaka’nın alarm veren ortasahasıyla baş başa kaldık. Karşıyaka’nın yediği ilk golde de takımın savunması konusundaki zaafiyeti gördük. Üç pas yapabilen her takım Karşıyaka kalesinde tehlike yaratmayı başarıyor.
Karşıyaka “takım” olmayı başaramadı
Karşıyaka’da oyuncular maça konsantre olma konusunda da büyük sıkıntılar yaşıyor. Adana Demirspor karşısında yenen ilk golden birkaç dakika sonra ikinci golü yiyen Karşıyaka, bu maçta 2-0’ın rehavetine kapıldı ve kısa sürede kalesinde üç gol görerek geriye düştü.
Henüz beklenen performansı gösterememiş olsalar da Karşıyaka’nın hücum hattının zayıf olduğunu söylemek yanlış olur. Karşıyaka’nın hücum hattının yetersiz olmadığını bugün atılan iki golde de gördük. İlk golde Fall’un düzgün kafa vuruşu, ikinci golde Engin’in muhteşem şutu Karşıyaka’nın bu bölgede ne kadar kaliteli ayaklara sahip olduğunu gösterdi fakat bu isimler düzgün bir organizsyon içerisinde oynamayı başaramazsa ne kadar kaliteli futbolcular olduklarının hiçbir önemi kalmıyor. Bu maçta sahada beş futbolcusuyla hücumda olan Karşıyaka’da sıkıntı topun hücuma taşınması konusunda yaşanıyor. Bu haftaya kadar takımın geriden top çıkartabilen tek futbolcusu Çağlar Birinci’ydi. Bu hafta yeni transfer Duric’in takıma monte edilmesiyle savunmadan öne top servis edebilen oyuncu sayısı ikiye çıktı. Önümüzdeki haftadan itibaren Mehmet Akgün’ün de takıma dahil olmasıyla beraber Karşıyaka biraz daha iyi organize olabilmeye başlayacaktır. Yine de bunun tek başına takımın tüm çehresini değiştirmesini beklemek güç. Karşıyaka’nın beklenen noktalara gelebilmesi için oyuncuların bir takım olmayı başarabilmesi gerekiyor.
Milli ara son şans
Cüneyt hoca maçtan birkaç gün önce yapılan basına açık idmanda, ligin ikinci milli takım arasından sonra oturacağını düşündüğünü söylemişti. Karşıyaka’nın son şansı ikinci milli takım arası olacak gibi gözüküyor. Yeşil kırmızılı ekip bu arada da toparlanmayı başaramazsa bu sezon tüm taraftarlar adına büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlanabilir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!