Voleybolda kızlarımızın başarısı ile gurur duyduk. Tartışmalara girmenin lüzumu yok. Bu defa “finali hedefliyoruz” demediler, “Şampiyon olacağız” dediler. Dikkat ediniz “hedefimiz final” derlerdi, finale çıkardık ama kupayı rakibe verirdik. Demek ki, bundan sonra finale çıkmayı değil, finalde kupayı kaldırmayı hedeflemeliyiz. Bu bir matematiktir. Finali oynayan milli takımların koçlarının çapraz yer değiştirmiş olmaları da bir matematiktir…
Voleyboldaki oyun kurallarının eski halini bilenlerimiz hatırlayacaklardır, eğer bu maç eski kurallar ile oynansaydı maçın bitimi sabahı bulurdu. Eskiden her hata sonrası servis geçer ve maç, saatler boyu devam ederdi. Televizyon yayıncılarının baskısı ile yapıldığını bildiğim bu yeni kurallar voleybolu hızlandırdı.
Bu hızlanma hem antrenman metodolojisinde hem de oyuncu seçimi kriterlerinde köklü değişiklikleri getirdi. Artık yapılan her hata bir sayı olarak değerlendiriliyor. Bu kural oyun süresini kısalttı. Dikkat ederseniz, set sayıları 2:2 olduktan sonra maçın sonucunun belirlendiği setin sayısı 15’te bitiyor. Bir takım 8 sayı aldığında bu sette sahalar değişiliyor. Bu kural tuttu ve yıllardır uygulanıyor.
Oyuncu seçimlerinde ise antropometrik olarak oldukça farklı ekstremite uzunlukları ön plana çıktı. Uzun bir boy, uzun kollar ve uzun parmaklar… Yalnızca bunlar yeterli olmadı kuşkusuz. Core bölge kaslarının olağanüstü güçlü olması, kuvvetin hıza transferi, yüksek reaksiyon hızı ve ultra top tekniği voleybolda olması gereken parametrelerin başında gelmeye başladı.
Buradaki matematik, hız hesaplarına odaklandı. Hızlı olanın önce güçlü, güçlü olanın ise var olanların arasından doğru şekilde seçilmesi ile mümkün olabildi. Bu yeterli midir? Buna da hayır cevabı veriyoruz çünkü, bu özelliklerin çeşitli yüklenmelerle stabil kalmasını sağlayacak hem atletik performans hem de teknik antrenmanların yapılmasını zorunlu kılıyor. Mental ve taktik antrenmanları şimdilik bir kenarda bekletiyorum.
Şimdi, işin yönetim tarafına göz atmak istiyorum: Voleybolun sistematik bir şekilde bu günlere gelmesi Ünal Karabıyık ve ekibi tarafından başlatılmıştır. Bu Başkan, farklı formülleri kullanmayı tercih etti. Federasyondaki yönetişimi bir kadına emanet etti. Koordinatör konusunda aynı zamanda olağanüstü bir roman yazarı olan Sezgin Kaymaz’a tam yetki verdi. Voleybol sahalarını oynanır ve keyif alınır hale getirdi.
Sporumuzun en önemli sorunlarından biri olan konaklama sorununa el attı, voleybol otellerini tamamladı. Bir küçük konuyu da ilave etmeliyim, Spor Lisesi açarak yetenekli genç voleybol oyuncularını bu okulda topladı . Bu öğrencilerin Üniversite sınavlarında başarılı olabilmeleri için ders planlarına Üniversiteye hazırlık kurs dersleri için özel eğitmenleri kadroya aldı.
Bugün ulaştığımız bu derece işte bu insanların ve tabii ki, bu spora ömürlerini adayan kulüplerimizin eseridir.
Anlatacak başarı hikâyeleri olmayanların karalamalarına itibar etmeyin. Voleybolun matematiği budur…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!