Eğitimin her türlüsünün uzaktan yapılmaya çalışıldığı bu dönede sporun eğitimine bir göz atalım. Hemen her ders alabildiğine uzaktan ve artık kullanmaya alıştığımız bir terim olan online (Çevrimiçi) olarak yapılıyor. Online deyince herkes durumu anlıyor ama çevrimiçi denilince şahsen bana bile garip geliyor. Neyse, eğitim uzaktan yapılıyor. Çoğunda öğrenciler hocasını dinliyor, canı sıkılan sistemden kaçıyor. Yüz yüze eğitimin kıymeti galiba şimdi anlaşılıyor.
Spor eğitimi içinde teorik (Kuramsal) ve pratik (Uygulamalı) dersler bulunuyor. Çoğu Spor Bilimleri Fakültesi ve Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu teorik derslerin tamamını, hatta pratik derslerin teorik kısımlarını da uzaktan yapmayı sürdürüyorlar. Bu dersler için birkaç farklı sistem kullanılıyor. İnternet ve internet hızı bu eğitiminin düzenli gitmesinde doğrudan etkili oluyor. Bir bölgede fazla sayıda kullanıcı olduğunda iletim hızı ve kalitesi düşüyor. Bu da derslerin sağlıklı işlenmesini olumsuz etkiliyor.
Hemen her sektörde olduğu gibi pandemiye hazırlıksız yakalandık. Kabul etmeliyiz. Ama spor eğitiminde eğer uygulamalı dersler tam anlamı ile yapılmazsa bu eğitimden yetişecek öğrencilerin meslek hayatında bazı sorunlarla karşılaşması kaçınılmazdır. Bu gibi sorunlarla karşılaşmamak için seyreltilmiş gruplarla, yoğunlaştırılmış bir eğitim planı yapılmalı, yarıyılın son 4 haftasında uygulamalar tamamlanmalıdır.
Uygulamalı dersler için belki e-spor formatındaki programların kullanılması sağlanmalıdır. Eskiden dijital oyunlar oynarken şimdi buna e-spor demeye başladılar ve bu sektörün yetkilileri (Şirketleri) inanılmaz bir bütçe ile IOC’ye (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) başvuruda bulunuyorlar. Yapılsaydı, Tokyo Olimpiyat Oyunlarında deneme müsabakalarını izleyebilecektik diye düşünüyorum.
Elektronik sporlarda birkaç sene öncesinde hatta daha eski yıllar desem daha doğru olacaktır, bir duvar karşısında Tenis, Squash, Masa Tenisi gibi sporları yapabiliyordunuz. Şimdi çok daha gelişmiş olanlarını izliyorum. Bu sistemlerin satın alınıp öğrencilerin hizmetine sunulabilir. Bu oyunlar oynanırken tıpkı fiziksel bir aktivite gibi hareket edildiğinden, kalp hızı artmakta, terleme ortaya çıkmakta hatta takımlar halinde oynanabilmektedir.
Bunların anlamı şu: Bizim artık e-spora ve dar alanlarda küçük fiziksel egzersizlere hazır olmalıyız. Bu tür egzersizler ile hem kondisyonumuz gelişecek hem de var olan performans düzeyimiz korunacaktır.
Ve son olarak, acaba mental egzersizlerle spor yapabilir miyiz? Bu soruya cevap için birkaç arkadaşımla görüşüyorum. Onlardan aldığım bilgileri sizlerle paylaşacağım. Örneğin buz hokeyi, futbol, hentbol, voleybol gibi sporları zihinlerimizde düzenlesek bize keyif verir mi? Ya da elimizde tuttuğumuz yaydan fırlatacağımız ok’un sanal hedeflere ulaşıp ulaşmadığını hayal etsek?
Sanıyorum bu günleri de yaşayacağız. Hiç olmazsa buna iyi hazırlık yapalım…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!