Şimdiki tartışma, ülkelerin katıldıkları yarışmaların yer küredeki noktaları ile ilgili oluyor. Türkiye, Balkan, Avrupa, Karadeniz, Akdeniz, Orta Doğu, Kafkas ve Asya ülkesidir. Dünya ve Olimpiyat Oyunlarını saymaz isek bulunduğu pozisyon yüzünden bu coğrafyalarda düzenlenen her yarışmaya katılabilir.
Kuşkusuz bu kadar çok organizasyon olmasına rağmen işin finansal boyutlarını dikkate almak gereklidir. Biraz önceki sınıflamaların içinde İslam ülkesi ibaresini koymadım çünkü bunu da düzenleyen hatta ilk organize eden ülkelerin başında geliyoruz. Çünkü bu türden karşılaşmalara katılmak, bunları düzenlemek, şimdiki ölçülerde çok ciddi bir harcamalar gerektiriyor.
Takımların oluşturulması, sporcuların yetiştirilmesi, hazırlık maçlarının yapılması derken arkaya baktığınızda inanılmaz ölçülerde bir harcamanın yapıldığı görülüyor. Bu konuda dikkatli bir planlamanın gerekliliği ortaya çıkıyor.
Sportif organizasyonlarda her zaman hazır takımları bulamıyorsunuz. Kulüpler arası karşılaşmalarda, güçlü olmayan spor branşlarında çok spesifik hazırlıklar gerekiyor. Gelişmekte olan sporlar şeklinde ifade edilen branşlarda takımlara ya da sporculara iyi bir hazırlık sağlamanın zorunluluğu ortaya çıkıyor.
Tüm bunların yanında hazırlıklar için organizasyonların yurt içinde mi yoksa yurt dışında mı yapılacağı konusu önemlidir. Son yıllarda diyelim ki sizden bir takımın katılacağı ve toplam 6 takımlı bir organizasyon yaptınız. Genel olarak organizatör ülke, misafir takımların konaklama ve yeme-içme ihtiyaçlarını ve lokal transferlerini karşılar.
Fakat siz başka bir ülkeye giderseniz yalnızca seyahat masraflarını karşılamak zorundasınız. Bu giderlerin karşılaştırılmasında yalnızca başka bir ülkeye giderek orada hazırlık maçlarının yapılması daha uygun fiyatlarda olabilir. Burada bir sporun tanıtılması ve yaygınlaştırılması söz konusu ise bu defa daha çok masrafa rağmen bazı organizasyonları ülkenizde yapmak önemli bir reklam çalışması olarak değerlendirilebilir.
Buna en iyi örnek olarak yıllar önce İzmir’de yapılmaya başlanan “Fuar Kupası”, “Efes Kupası” turnuvalarını gösterebilirim. Bu sayede hentbolun tanıtılması ve yaygınlaşması konusunda önemli adımlar atılmış idi.
Bazı stratejistlere göre, bizim ülkemizin Asya Oyunlarına katılmasının daha önemli getiriler sağlayacağı yönündeki görüşleri şimdilerde epeyce taraftar buluyor. Şüphesiz “Güneş doğudan yükselir” mottosundan yola çıkarsak ve olduğumuz yerden haritalara bakarsak, doğunun gelmekte olan gelişmesinden rahatsız olmamalıyız.
Bugünün teknolojilerinin neredeyse büyük bir bölümünün Asya tarafında üretilmesi ve oradan tüm Dünyaya yayılması tesadüf değildir. Bunun spora yansıması, sportif binlerce ürünün bu kıtada üretilmesidir. Sayısı fazla olan ülkelere baktığımızda daha çekişmeli karşılaşmaların yapılacağı açıktır.
Daha çok maç daha çok deneyim demektir. Hedeflerin Olimpiyatlara yöneltildiği organizasyonlarda kıtalara takılıp kalmamak gerekir. Hangi organizasyon bizim sporumuz ve sporcularımızın gelişmesine katkıda bulunacaksa bizim o coğrafyada bulunmamız daha doğru olacaktır. Bunu yapacak olan sporun üst aklıdır…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!