Henüz yeni girdiğimiz 2022 yılı, Spor Bilimleri Derneği bakımından oldukça önemli bir yıldönümüdür. Çok ilginçtir, yeni yılın ilk yazısı olarak aklımdan o kadar çok konu geçti ki, Spor Bilimleri Derneği aklıma gelince diğerlerini pas geçtim. Ama merak etmeyin, küçük notlar alarak sağa sola yazdığım konuları sizlerin huzuruna getireceğim.
Spor Bilimleri Derneği 1992 yılında kuruldu. Üyelerini ağırlıklı olarak o zamanın Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu’nun öğretim elemanlarının oluşturduğu bu dernek, uzun yıllardan bu yana spor bilimleri çalışmalarını yönlendiriyor. 1998-2000 yılları arasında bu derneğin başkanlığını yapan bir kişi olarak o yılların başka bir tadı olduğunu belirtmek zorundayım.
Uzun yıllar, dernek isminin önüne “Türkiye” ibaresini alabilmek için uğraştığımı hatırlıyorum. Ama zaman içerisinde bunu alabilmenin yerine iyi şeyler yaparak kendimizi tanıtmanın daha uygun olacağı görüşü taraftar kazandı. Herkes elinden gelenin en iyisi yaptı. Caner Açıkada, Yavuz Taşkıran, Hasan Kasap, Mustafa Ferit Acar, Birol Doğan, Haydar Demirel, Gıyasettin Demirhan, Mehmet Günay, Mitat Koz hocalarım bu önemli görevi sürdürdüler. Şimdi ise bu bayrağı İbrahim Yıldıran hocamız taşıyor.
30. Yıla geldiğimizde, kuruluş aşamalarındaki bazı gelişmelerden söz etmem gerekir: Ege Üniversitesindeki çalışma yıllarımda, Prof. Dr. Necati Akgün’ün liderliğindeki Türkiye Spor Hekimliği Derneği olarak düzenlediğimiz Spor Hekimliği Kongreleri o dönemin en önemli bilimsel buluşmaları olarak bilinir. Buralarda kazanılan deneyimler sonunda Spor Bilimleri Deneğinin kurulması gerçekleşmiştir. Bugün sayıları 100’ü geçen Spor Bilimleri Fakültesinin birçok çalışanı, bu derneğin üyesi olarak yer almakta, ulusal ve uluslararası bilimsel konferanslarda çalışmalarını tartışmakta ve spor bilimlerine yeni buluşlar kazandırmaktadır.
Sporun, her kurumun her açıdan dışa açılan önemli bir kapısı olduğunun bilinci ile bu konuda geldiği seviye aslında yeterli değildir. Daha farklı ve önemli konulara el atmanın zamanı gelmiş ve neredeyse geçmektedir. Dernek olarak yalnızca kongre yapmanın yanı sıra sporun başka alanlarında bir otorite olmanın öneminden bahsetmek gerekirse, başta okullardaki spor olmak üzere şu antrenörlük alanında da önemli çalışmalara yelken açmak gereklidir.
Beden Eğitimi Öğretmenliği Dünyada 120. Yılını kutluyor. Ve biz şimdi Öğretmenliği bir meslek olarak henüz tanımaya başlıyoruz. Peki, ya antrenörlük? Performans sporlarında çok önemli görevleri sürdürmekte olan antrenörler, meslek olarak ne zaman tanınacaktır? Egzersiz ve Spor Bilimleri uzmanları, Rekreasyon Liderleri, Spor Yöneticilerinin durumları neler olacaktır? Bu eğitimlerin verildiği kurumlarda müfredat tartışma ve çalışmaları yapılmakla birlikte bu alanların meslek tanımları ve istihdam alanları hızlı şekilde çalışılmalıdır.
30. yıla girerken Derneğimizin bu alanlarda çalışma yapacağına olan inancım tamdır. Spor Bilimleri alanında eğitim-öğretim görmekte olan öğrencilerin, yapacakları mesleğin kurumsal yapılarını öğrenmek isteme hakları bulunmaktadır. Spor Bilimleri alanlarındaki çalışmalar aslında herkesin ilgi ile izlediği işler olmaktadır. Herkes, daha güçlü, daha hızlı ve daha yükseğe doğru dediğimiz noktaları hedefliyor.
Mesele, bizlerin bu hedeflerin neresinde olduğumuzda gizlidir. Bu vesile ile derneğimizin 30. Yılını kutluyor, daha aktif buluşmalarda yer almayı temenni ediyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!