Çok yakın zaman içerisinde Türkiye seçime gidiyor. 14 Mayıs günü seçmenler sandıklarda oylarını kullanacaklar. Seçimlere katılma hakkı bulunan partiler ve Cumhurbaşkanı adayları her fırsatta propaganda yapmayı sürdürüyorlar. Bunlar bir seçim öncesinde son derecede normal karşılanabilecek olaylar.
Adaylar, çok değişik olmayan konularda yapacaklarını açıklıyorlar. Hak, adalet, işsizlik, finans, vb. sektörlerde birbirine benzer konuşmalar yapıyorlar. Biri diğerini, diğeri başkasını kıyasıya eleştiriyor. Televizyonların neredeyse tamamı seçime odaklanmış durumda. Vatandaşlarımız izlemekte oldukları kanallarda adayların görüş ve önerilerini, yapacaklarını, vaatlerini gözlemlemeye devam ediyorlar.
Dikkatle dinleyebildiklerimden yola çıkarak, spora dönük bir konu var mıdır diye hafızamı zorluyorum. Tek bir cümle aklıma gelmiyor. Özerkleşti dediğimiz spor federasyonlarının aslında hiç de öyle olmadığını herkes biliyor. Federasyonların yapmadığı (yapamadığı değil) işleri Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Genel Müdürlükler ya da Daire Başkanlıkları yürütüyor. Federasyon Kurullarında o spordan anlamayanların bulunmasına artık alıştık.
Milli Eğitim tarafına baktığımızda okul sporlarına ilişkin hiçbir vaat ya da konuşma duymadım. Umarım yanılırım. Okul sporlarından Olimpik Sporlara diye bir proje ismi duymak isterdim. Nerede o günler? İlk dört yılın içerisinde spor derslerini yürütecek beden eğitimi ve spor öğretmeninin bulunmamasından hiç kimse rahatsızlık duymuyor.
Her mahalleye bir yüzme havuzu, her ilçeye modern bir stad ve atletizm pisti, denize kenarı olan her yerleşime birer yelken kulübü yapacağız diyen politikacıları görmek istiyordum ama bu işlere sanırım sıra gelmiyor.
Politikacılarımızın bu konuyu pas geçmelerini anlayamıyorum. Evet, geçim derdi, hayat pahalılığı, artan kiralar, vb. birçok sorun varken sporun konuşulmamasını normal karşılamalıyız diyen arkadaşlarım yok değil. Ama geleceğin şekillenmesinde gençlik ve spor dikkate alınmaz ise hiçbir sektörde gelişme sağlanamayacaktır.
Siyaset, yalnızca kendi odaklandığı konuları değil gençliği ve egzersiz yapan kesimleri de kucaklamak zorundadır. Bunların konuşulmamasını, siyasette spor yapmayanların sayısının daha fazla olmasına bağlıyorum. Birkaç tanıdığım dışında geçmişinde spor yapan siyasetçi yok. O zaman böyle bir tablonun ortaya çıkması son derece doğal karşılanmalıdır sanırım.
Görünüşe göre siyaset sporu sollamış durumda. Bunun faydasından çok zararı olacaktır. Çocuklara, gençlere, yetişkinlere hareket ihtiyaçlarını karşılayacak planları sunamazsanız kazanmış olsanız bile başarı sizden uzakta yer alacaktır. Bir de şu uyarıyı eklemek zorundayım: Sollarken hız limitlerine dikkat ediniz ve sakın makas atmaya kalkmayınız. Bazı gözler sizi izliyor olabilir…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!