Para kıymetli bir şey. Ama buna doymayanlar yeni ürün ve pazarlama taktikleri ile daha fazlasını elde etmek istiyorlar.
UEFA ve FIFA bu konuda çaresiz mi kaldı dersiniz? Yayın kuruluşları bile konuyu ıska geçtiler. Veya arka planda bu işin mimarlığını yapmış olabilirler mi?
Yayın kuruluşları, ligleri ya da ligi değil, birkaç takıma odaklı politikalarını sürdürüyor. Böylelikle, bahislerde bu takımların birbirleri ile yapacakları maçlara yatırılıyor paralar. Bahis kumar mı değil mi tartışmasını ortaya getirmek istemiyorum. Ortakların keyfi iyi ise, gerisi hikâye…
…
Gençler antrenman yapmış mı yapmamış mı önemli değil. Okul sporlarının pabucu çoktan dama atıldı. İlköğretimin ilk üç yılı, dört diyen arkadaşlarım var, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni olmadan devam ediyor. Sınıf Öğretmenlerimiz değil, onları yetiştirenler bu oyuncağı bırakmak istemiyorlar.
Her yaşın kendine özgü özellikleri bulunur. Fiziksel, fizyolojik, sosyolojik ve bilişsel parametreler anında, gününde, ayında, yılında çalışılması gereken konulardır. Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenleri, Antrenörlük Eğitimi Bölümü mezunları bu konuda çok sert bir eğitim almaktadırlar.
Bu bilgilerle donatılmış eğiticiler alanlarında çalışamamaktadırlar. Buna tekrar dikkatinizi çekmek isterim…
…
Spor Federasyonlarımız ile Bakanlığımız arasında çok farklı anlayış farklılıkların olduğunu görüyoruz. İşin iyi fakat ters tarafları var. Pandemi işin içinde olunca konuyu açıklamak zorlaşıyor.
Karate, Başkanını kaybetti. Bu işin şakası yok. Lütfen daha dikkatli olalım. Geçenlerde Hakan Altan’ı kaybettik. İstanbul’un efsane İl Temsilcisi, İl karmalarının muhteşem koçu, Uluslararası Hakem ve Gözlemcisi idi… Ondan hemen önce Sandor Andorka’yı uğurladık Macaristan’da… Akın İra abimizi kaybettik. Ve şimdi de Can Üner… Çağla ve Marsel’in koçluğunu yapan, Raket Sporları Sempozyumlarında hep yanımızda yer alan…
Sporun mutlak dostları şimdi bizleri izliyorlar… Onları hep özleyeceğiz…
…
İyi, kötü öykülerle beslediğim bu yazı futbol ile bitecek. Uğruna savaşların çıktığı, iyi dostlukların kurulduğu, yaşamın bir parçası olmayı becermiş bu oyun, yeni oyuncakların peşinde. Uçaktaki yolcularının hangi takımı tuttuklarını inceleyen anketler sonrasında hava yolu şirketleri o takımın stadını yeniden inşa ediyorlar.
Tüm yılların bilinen takvimleri dışındaki bir tarihte düzenlenecek olan Dünya Kupasına evet diyenlerin, önlerine çıkan bu yeni oluşuma karşı çıkmaları sizce garip değil mi?
Şampiyonlar mı önemli, Süperler mi? Konuyu Hollywood’a bırakıyorum. Spielberg, Williams müziği eşliğinde muhteşem bir filmin hazırlığına başladı bile: Şampiyonlardan Süperlere…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!