Spor Tarihi uzmanı hocalarım, spor tarihi derslerini yürüten arkadaşlarım varken kalkıp Pierre de Coubertin’den bahsetmeyi nasıl cesaret ettim ben de bilmiyorum. Başlangıcı birkaç ay öncesine düşen bir tarihte kıymetli hocam Turgay Biçer’e bu spor adamı ile ilgili bir konferans vermeyi teklif etmiştim.
Yıl sonu sınavları, yüksek lisans tezleri, doktora yapmakta olan öğrencilerimin testleri nedeni ile bu aktiviteyi Eylül sonuna erteledik. Fakat önceki gün Prof. Dr. Atilla Erdemli hocam ile konuşunca işin rengi değişti. ‘Bazı insanların Dünya çapında değişim yaratan girişimleri yeterince anlaşılamıyor’ demişti. Bunu duyunca bu haftadaki yazımı bu girişimciye ayırdım.
Coubertin, 1890’lı yıllarda modern olimpiyat oyunlarını yeniden düzenlenmesi üzerine olağanüstü bir çaba göstermişti. Bir Fransız eğitimci, sporcu, tarihçi ve aynı zamanda bir organizasyon yaratıcısı diyebileceğim bu kişi, günümüz modern olimpiyat oyunlarının mucididir.
1894 yılındaki kongrede, bugünkü modern olimpiyat oyunlarının yeniden düzenlenmesi konusunda Paris’te toplanan katılımcıları ikna etmeyi başarmıştı. Bu tarihten iki yıl sonrası için Olimpiyat Oyunlarının nerede ve hangi branşların katılımı ile yapılacağı kararı da alınmıştı. Fransız olması nedeni ile bu oyunların Paris’te yapılmasını önermiş olsa da kongre üyeleri antik çağdaki oyunları düşünerek bu onurun Atina’ya verilmesini istediler.
Ve bugün, hepimizin bildiği gibi yeni çağın ya da modern çağın Olimpiyat Oyunları 1896 yılında Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlendi. O günden bu yana her dört yılda bir organize edilmeye devam ediyor.
O yıllarda, o günkü koşullar altında neden bir insan ülkelerin gençlerinin spor yoluyla bir araya gelmelerini tasarlar? Üstelik çok büyük beklenti ve tamahları olmadan… Coubertin’in çalışmaları ve çabaları birçok ülkede oldukça kapsamlı kitaplara konu olmuştur.
Yıllar önce bir eğitim için bulunduğum Magglingen’deki (İsviçre) Cimnastik ve Spor Okulunda, her akşam kütüphanesinde bir banker lambasının ışığı altında çalışan spor tarihi hocasının ‘Pierre de Coubertin’in Osmanlı Devleti’ni ziyareti üzerine çalışıyorum’ demesi ile irkilmiştim. 1907 ve 1908 yıllarındaki Dünya çapında yaptığı ziyaretleri, İstanbul’a gelişi, Selim Sırrı Bey ile tanışmaları, Ahmet İhsan Bey’in Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti Başkanı oluşu ve diğer olayları ondan dinledikçe bu insandan etkilenmemek mümkün değildi.
Bu yıl Pierre de Coubertin’in 160. Doğum yılı. Spor Bilimleri alanındaki öğrencilerimize bu spor insanı çok ayrıntılı biçimde tanıtılmalıdır. Spor Bilimleri Kongresi esnasında onun adına özel bir oturum düzenlenmelidir. Dünyanın en önemli spor organizasyonu olan Yaz ve Kış Olimpiyat Oyunları bu kişinin girişimleri sonucu ortaya çıkmıştır.
İyi ki doğdun Coubertin…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!