Ankara’da bir spor federasyonunun seçimi var. Buradan 4 delege olarak tren ile yola çıktık. Sanıyorum kış mevsimi idi. Bilecik’ten sonra Eskişehir’e doğru yaklaştığımızda karla karşılaştık. Polatlı’ya vardığımızda her taraf kar ile kaplı idi. Ankara’ya ulaştık, yollar temizlenmiş, şehir içi ulaşımda herhangi bir sorun yoktu.
Aslında seçimin yapılacağı otelde konaklama da yapılıyordu ama bizi davet eden olmadığından bir kamu misafirhanesinde kendimize yer ayırtmıştık. O gün orada konakladık. Ertesi sabah kahvaltı sonrası giyinip, kuşanıp sokağa çıktık ve bir taksi çevirdik.
Araca bindiğimizde, taksi yaklaşık 20 cm kadar (Diğer arkadaşlarıma göre 30 cm) yere daha yakın hale geldi. Direksiyondaki şoför durumu anlamaya çalıştı ama iş işten geçmişti. Dört arkadaşın tamamı +100 kg üzerinde idiler. Taksi, taksi olalı bu kadar ağırlığı taşımamıştı. Ama bir arkadaşımız konuyu şöyle izah etti: “Merak etmeyin size kilometreye göre değil, kilograma göre ücret ödeyeceğiz…”
Yıldızı bol otele geldik. Seçimin yapılacağı salonu bulduk. Kayıtlarımız yapıldı. Küçük gruplar birbirleri ile bir araya gelmiş sanıyorum kulis yapıyorlardı. Görünüşe göre bizim dışımızda hemen herkes bir gün önceden bu otele gelmiş ve yerleşmişlerdi. İki adaylı bir seçim vardı ama ortada başka bir durum vardı. Dikkat ettim, delegelerin hepsinde aynı renkte tek tip bir kravat var idi.
Biz de Ankara’ya gelmeden birkaç gün önce en yeni kıyafetlerimiz ile orada olmalıyız diye sözleşmiş idik. Takım elbiselerimiz, beyaz gömleklerimiz, resmi bir toplantıya yakışır renkteki kravatlarımız, jilet gibi boyanmış ayakkabılarımız, ceketlerimizin sol iç taraftaki kalemlik bölümüne yerleştirilmiş dolma kalemlerimiz, ceket dış üst yan cebinin içinde bir sapı dışarıda olacak şekilde (Alması kolay olsun diye) yerleştirilmiş okuma gözlüklerimiz ile birlikte genel kurula hazır idik.
Adayların konuşmalarını dinledik. Ardından oy verme işlemi başladı. İki farklı renkteki listeleri alıp oy kullanma kabinine girenler-çıkanlar, kendisine oy verilmeyen adayın listesini etrafa gösterenler, oy verme sürecinin tamamlanması ve sonuçların açıklanması sonrasında genel kurulun sona ermesi…
Kravatlarının rengi mavi olanların adayı seçimi kazandı. Çok iyi bir hazırlık yapılmış olması yanında işi şansa bırakmayacak şekilde düzenlenmiş bu genel kurul sonrası o sporda hem iyi şeyler hem de beklenmeyen olaylar ortaya çıktı. Çok sonra sanırım Başkan da değişti.
Bu tür seçimlerle başa gelen yönetimler çok başarılı olamıyorlar. Bu sistem ya değişmeli ya da daha demokratik hale (Çok iyi bir sistem olmasa da olanların içindeki en iyisi olarak adlandırılır) getirilmelidir.
Başkanlar, kendilerine oy vereceklerini bildikleri için, yönetimlerini o kulüplerin başkanlarını yerleştirerek girdikleri seçimlerde başarılı oluyorlar. Ama temsil ettikleri spor başarılı oluyor mu? Orası şüpheli…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!