Keramos Hikâyesi
Spor, eğitim, sağlık, yaşam, eğitim, egzersiz, turizm, fuar, şenlik ve daha birçok konuda yazan birisi olarak bu defa aslında turizmi ilgilendiriyor görünse de Keramos’ta yaşadıklarım ve karşılaştıklarımı yazmaz ise sizlere karşı haksızlık yaptığımı düşündüğümden konuları sıralamaya başlıyorum:
Burası bir ilçeye bağlı mahalle. Yeni yapılanmalarla böyle oldu. Kış ve Yaz aylarında klasik olarak nüfus azlığı ve çokluğu yaşanıyor. Sahilden başlarsam, kişisel şejlonglarınızı getiremiyorsunuz. Belediye bu uzun plastik koltukların tanesi için günde 20,00 TL alıyor. Pahalı ya da ucuz deme hakkım yok. Sepetten örme bir gölgelik altında plajda zaman geçirmek bedava olmamalı tabi. Deniz sonrası duş alma yerleri yapılmış, üst değiştirme kabinleri de kullanıma sunulmuş…
Plaj, sigara izmaritleri, gazoz kapakları, yemek artıkları ile dolu. Belediye elemanları arada gelip plastik torba, vb. çöpleri topluyorlar. Ama sigara her tarafta olduğu gibi burada da büyük bir sorun. Çoğu yerde sigara yasakları koyulmuş idi. Bunu plajlara da taşımalıyız!
İlginç bir görünümden söz etmeliyim: Çoğu vatandaş, şu açılan kapanan kamp sandalyelerini ve küçük portatif masalarını yanlarında getiriyorlar. Termosa konulan çaylar, özel hazırlanmış sandviçler, buzlukta soğutulmuş su kareyi tamamlıyor. Dikkat ettim, gelenler çevre bilincine sahip insanlar; çöplerini, atıklarını toplayıp götürüyorlar.
Fakat burada, çok ilginç bir elektrik bakım konusu var. Buraya geldiğimizden beri neredeyse hergün planlı bakım çalışması denilerek saat 10:00-17:30 arası elektrik kesintisi yapılıyor. Bunu “AYDEM” isimli bir şirket yapıyormuş. Bir şekilde ulaşıp konuştuğumda planlı bakım çalışması denildi… Ne kadar sürecek diye soruyorum, cevap yok, yarın var mı diyorum, var diyorlar ama söyledikleri günde sabahtan akşama kadar enerji var! Bazı elektrikli ev eşyalarının servis ve montaj işleri bu yüzden aksadı. Neredeyse ‘Satın aldıklarımı geriye vermek istiyorum” kararını vermek üzere iken servis şirketi geldi, elektrik de geldi ama işler yine de bitmedi.
Klimayı monte edecek olanlar, ‘efendim elektrik işleri var, biz bunlara karışmayız, siz şunları bunları’ yaptıracaksınız dediler. Elektrikçi bulduk. Çalışmaya başladı, işler iyi gidiyordu, iç mekân cihazını kutusundan çıkaran servis elemanları, cihazın içinden sesler geldiğini belirlediler. Birkaç sallama sonrasında içinden plastik parçalar döküldü. Sanıyorum içindeki bir parça kırık idi. Bu ünitenin şirkete gönderileceğini, en az 15 gün sonra eğer kabul edilirse yenisinin gönderileceği bilgisi bize verildi. Klimayı satan şirket yetkilisi ile yapılan konuşmada ise şaşırtıcı bir şey oldu. “Pazartesi günü yeni bir iç ünite göndereceğim siz dış üniteyi takmak üzere hazır edin” dedi. Ama Pazartesi günü ne olacak, onun pek garantisi yok gibi…
Her şey bir ürünü ya da malı satın alana kadar. Sonrasında, ne haliniz varsa görün deniliyor. Bugünkü yazımın özeti budur… Üst tarafı okumanıza gerek yok. Bu iki cümle her şeyi açıklamaya yeter…
…
Ve gelelim akaryakıt konusuna: Milas’a geldiniz, Keramos için 45 km kadar yolunuz var. Depodaki yakıt ibresine bakıyorsunuz eh, çeyrek depo yakıtınız var. Bu sizi oraya götürür belki de geriye de getirir. Fakat burada yok market, yok Pazar, yok deniz kenarı derken yakıt bitiyor. Akaryakıt istasyonu soruyorsunuz, burada yok, Milas’a gideceksiniz deniliyor. Çözüm var tabi. Buranın Sanayi Sitesindeki bir sokağın kenarına park etmiş (Terk edilmiş eski Amerikan kasabaları gibi bir görünüme sahip) bir yakıt tankeri var. İsterseniz bidon ile, isterseniz bildiğiniz akaryakıt pompa tabancası ile yakıt alabiliyorsunuz. Nakit paranız yoksa kredi kartı geçerli.
Gökova Körfezinin ortasında, yıllar öncesinin Sadun Boro’sunun her koya demir attığı yerlerden biri olan Keramos’ta yakıt alabilmek için bir istasyon bile yok! Bunu Milas Belediyesi Başkanlığına mı sormak gerekir diye düşünüyorum.
Devamı gelecek…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!