Okurum, dinlerim, izlerim ve türlü kazalar üzerine yorum yaparım. Denildiği gibi, “Kaza geliyorum demez!”
Geçen perşembe akşam üzeri iş çıkışı, servisten yeni çıkmış motorumu tozdan ve güneşten korumak üzere otoparktaki kapalı alana götürüp park ettim. Motordan inişte zeminin kayganlığı nedeni ile kendimi birden havaya uçmuş buldum. Sonra da fayansla kaplanmış beton zemine sırt üstü düştüm. İşte size bir kaza…
Sonra hiçbir şey olmamış gibi kalkıp aracıma doğru gittim, eve hareket ettim. Fakat bir süre sonra evde bu düşmenin etkilerini sırtımda ve beynimde hissetmeye başladım. Masadaki sandalyede oturamıyor, koltukta duramıyorum. Bari yatağa gidip uzanayım, omurlarım açılsın dedim. Ne sağ tarafa ne de sol tarafa yatamıyorum. Sırt üstü; o da mümkün değil. Yüzüstü denedim, hafif sola eğimli hale gelince biraz rahatladım. Eşimin verdiği bir tableti (Sporcuların travmalarda çok sık kullandıklarından) içtikten sonra sanırım uyudum.
Sabah kalkınca durumda bir değişiklik olmadığını hissettim. Hekim ve hastane arayışına giriştik. Oturmakta olduğumuz şehrin Üniversitesinin acil servisine ulaştık. Önce fiziksel kontroller, baş dönmesi, mide bulantısı, kusma gibi semptomların olup olmadığı araştırıldı. Ardından çeşitli tetkikler, sırt bölgesinin birkaç açıdan röntgenleri sonrası, sırt üstü düştüğümden toraks ile kafada oksipital bölgeyi de vurduğum için tomografi seansları… Çeşitli hastalık, geçirilen ameliyat, kullanılan ilaç soruları sonrası her iki analiz sonucu herhangi bir kırık, çatlak, vb. bir sonuç çıkmadı. Ama tahmin edebileceğiniz gibi inanılmaz bir ağrı, hareketlerimin tamamını kısıtlıyordu.
Sonrasında, acil servisin travma bölümünde konuşulanları aktarıyorum: İlk olarak bizi oraya yönlendiren değerli dostumun ışık hızı ile geldiğini gördüm. Ardından bu servisin hekimleri de normal kontrollerini yaptıktan sonra sohbet başladı. Neler konuşuldu sizce?
Tabii ki motosiklet…
Tüm kıyıları motosikletle gezmeyi planlayan dostum ve arkadaşım, bu yaz bir Africa Twin ile Transilvanya’ya giden hekim dostlarım, bunlara başka bir destinasyondan katılan bir başka arkadaşım olunca doğrusu ağrılarımı unuttum. Motosiklet eğitimleri, yarışmalar, alınması gereken belgeler, hangi motosikleti satın almalıyız tartışmaları derken kocaman bir zaman dilimini geçirdik.
Üç gündür ağrılarla boğuşmaya devam ediyorum. İlaç tedavisi sürüyor. Kısa sürede atlatacağımı umuyorum. Çünkü, anlatacağım dersler, gireceğim doktora tez savunma sınavı, doktora tez konu başlığı değerlendirmeleri, katılacağım toplantılar, Üniversite Sporları Federasyonu Başkanlık seçimi çalışmaları, gelecek yılın Üniversitemizin 10. Kuruluş yılı olması nedeni ile bazı aktivite planlamaları, bölüm başkanlarım ile yeni çalışma projeleri beni bekliyor.
Hem kendime hem de motor kullanan dostlarıma yazıyorum. Çok kısa bir mesafe olsa da montsuz ve kasksız motor kullanmayın. Ben motoru şu yazdıklarım olmadan 30 metre kadar yerini değiştirdim. Motoru park ettikten sonra düştüm. Eğer kaskım ve montum olsaydı bu düşmede bu kadar çok travma ile karşılaşmazdım.
Gördüğünüz gibi kaza geliyorum demiyor. Hepimiz kazalardan uzak olalım. Bu temennilerle iyi bir hafta diliyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!