Haftanın ilk gününü bir toplantı nedeni ile İzmir’de geçirdim. Mayıs ayının bu günlerinde hafif esintisinden biraz fazlası olmasına rağmen İzmir yine İzmir... Yaz günlerinin klasik rüzgarı meltem kendisini hazırlıyor gibiydi.
Sabah erken hava limanına varış. Adnan Menderes Havalimanı eskiden çok küçük bir alandı. Şimdi büyüdü. Bir ara, büyütme ve genişletmesi yapılırken Çiğli’den uçardık. Çiğli’ye gelen misafirlerimizi alır, bunu fırsat bilip Karşıyaka ziyareti yapardık. Şimdi çok daha modern bir halde bu havalimanı. Yapanların elleri dert görmesin. Temizlik iyi, tuvaletleri optimal, çalışanlar özenli...
İzmir’e erken gelişlerimde kimseyi rahatsız etmek istemem. Bir ritüel olarak pasaport’a varıp orada boyoz, haşlanmış yumurta, İzmir tulumu peynir eşliğinde duble çayla tamamlanan kahvaltımı yaparım. Yanında yerel gazete Yeni Asır eşliğinde tabi.. Burada her gazete alan mutlaka yanında bir Yeni Asır gazetesini de alırdı. Sanıyorum bu alışkanlık devam ediyor.
Pasaporta gelen Karşıyaka vapurundan inenler gözlerini bana dikerek geçtiler bu defa... Neden bu kadar dikkatle baktılar onu anlayamadım. Masamdaki boyozlar ve yumurtalar, duble çaylar ve gazete dergi yığını mı onları etkiledi acaba? Genel olarak yanımda bir çantam, içinde kameram, akıl defterim, çalışma notlarım ve okumak için hep bir kitap bulunur. Onun dışında daima bir kalem...
Ardından Alsancak’a doğru turladım. Burada, eski bir arkadaşımın anlattıklarından yola çıkarak bir hikayenin izini sürmeye çalıştım. Derin, içli ve farklı bir olay... Çok geride kalan bir hikaye ama yazmakta olduğum romanın bir parçası için burada bir süre daha çalışmak zorundayım. Ama şimdi değil tabi, sonra... Alsancak semti, bazıları için anlatılır anılar yığınıdır!
Havalimanından gelişte İzban’ı kullandım. Herkes memnun şekilde bu aracı kullanıyor. Hilal durağında, metroyu kullanacak olanlar burada iniyorlar. Seyahat esnasında her durak ismi söyleniyor ve trenin Menemen yönüne gitmekte olduğu açıklanıyor. Akşama havalimanına gelişte bir arkadaşım görevi devraldı. Saat akşam 4 sonrası Üniversiteden çıkış trafiği felaket! Biraz motosiklet formunda hareket edince kısa sürede alana ulaştım.
Öğrencim ve sonra da arkadaşım Serdar Yereli’nin ismini taşıyan spor salonunun önünden geçerken, onun sporculuğunu, hakemliğini, spor insanı olarak yaptığı hizmetler gözümün önünden geçti. Birkaç gün önce Kuşadası’ndaki buluşmada yer alamadım. Ama eminim o da orada anılmış ve adından söz edilmiştir. Nur içinde yat sevgili kardeşim...
Sporuna bakıyorum. Liglerde daha fazla ekibi bulunması gerekirken ne yazık ki bu alanda sınıfı geçemiyor. Hentbolun eski muhteşem günleri yok. Sevgili Kardeşim Ferudun Dorak’ınGöztepe’ye olan desteğini biliyorum. Veteran Atletler Hikmet Kandeydi ve Vedat Dinler’in atletizmdeki Avrupa ve Dünya çapındaki başarılarını özlüyorum. Ege Üniversitesi Spor Hekimliği Enstitüsü’ndeki Rıza Maksut’a kadar uzanan egzersiz fizyolojisi test çalışmaları ile her spor ve sporcuya verdiğimiz destekler aklıma geliyor. Necati Akgün,Fikret Durusoy,Çetin İşleğen, Emin Ergen, Ahmet Ertat, Erdoğan Cireli ve daha birçok hocamızın profesyonel ve amatör spora olan katkılarını bugün bile göremiyoruz. Bunu bir itiraf olarak görün lütfen!
İzmir “Restart” bekliyor gibi. Okul sporları harika, kulüp yapılanmalarında Altınordu, benim yaşamakta olduğum bölgede adı en çok geçen kulüp. Ne de olsa hentbolu profesyonel olarak oynadığım ilk kulüp olması sebebi ile bununla ben de gurur duyuyorum. O dönemde çok genç bir asistan olarak çalışırken sevgili hocam İsmail Yolcu ile aynı takımda mücadele etmiştik.
Turnuvalardan bir başka zaman söz etmek istiyorum. Burhan Özfatura’nın turnuvalarımıza verdiği katkının yanından şimdi kimse geçemiyor. Bu duygularla havalimanına geldim. İstanbul’un hava trafiği nedeni ile uçağımın kalkışı gecikince (Dikkat ediniz, kara trafiği değil, hava trafiğinden bahsediyorum) okuduğunuz bu yazı ortaya çıktı.
Beklentim, artık bu kentlerin geleceğe yönelik farklı bir yapılanma modeli içinde planlama faaliyetlerine girişmeleridir. Akmayan trafik, hava kirliliği, pahalı yaşam, konfor düzeyi düşük evler, toplu ulaşım sorunları gibi alanlarda daha sıkı bir çalışmalar yapılmalıdır. İnsana yönelik yatırımlar gözden geçirilmelidir. İnsanların daha mutlu olabilecekleri projelere ağırlık verilmelidir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!