Geçtiğimiz haftasonu Üniversite Sporları Federasyonu Koordinasyon Toplantısı için Üniversitem adına Gaziantep’te idim. Bu kente daha önce de gelmiş idim. Yıllar önce GAP * ismi ile bir hentbol turnuvası düzenlemiş ve Türkiye’nin her tarafından yaklaşık 70 takımın bu kadim kente gelmelerini sağlamış idim. Hentbol oynayacak kapalı ve açık alanlar bittikten sonra ihtiyaç olduğu için son oyun alanı olarak Gaziantep Stadının çimleri üzerine bez şeritlerle oyun sahasını çizmiş idik.
O zamanlarda sanıyorum çok ciddi alt yapı faaliyetleri var idi. Kaynatılmadan su içmememiz şeklinde uyarılar almıştık. Hoş bir turnuva olmuştu. Hentbol oyuncuları için Spor Toto’nun efsane başkanı Erdenay Oflas her sporcu için birer tişört hazırlatmış idi. Oyuncu sayısı artınca bu defa iş Gaziantep’e kalmıştı. Şimdi ismini net olarak hatırlamıyorum ama (Osman olabilir) kısa sürede konuyu orada çözmüş idik. Spor İl Müdürü abimiz hac görevine gittiği için, yardımcısı onun eksikliğini bize hissettirmedi.
Futbol sahasında hentbol maçı oynattığımız için, bir değerlendirme toplantısında Gaziantepli olup daha öncesinde Galatasaray’da futbol oynamış bir abimizden çimleri mahvettiğimize dair eleştiri almıştık. Orada oynayanların yaş ortalaması 7-8 idi. Listeye baktım, oynayanlardan birisi bu futbolcu abimizin oğlu idi! Bunu öğrendiğinde hem çok şaşırmış hem de hoşuna gitmişti. Oğlu, kendinden habersiz okul takımı adına GAP Turnuvasına katılmıştı…
Aradan epey zaman geçtikten sonra Gaziantep Üniversitesi’nin davetlisi olarak Spor Bilimleri Derneği adına bir konferans vermek üzere, Hollanda’da bir uçağımızın düştüğü tarihte bu şehre ulaşmıştım. İlginçtir, koca uçakta sayısı 20’yi geçmeyen yolcu vardı. Bazı yolcular uçak düşer diye o gün uçmaktan vaz geçmişlerdi. O günler içinde Bulgaristan Bayan Futbol Milli Takımı bu şehre konuk olarak gelmişti. Sofya’daki Vasil Levski Üniversitesi’nin rektörü bu ekibin kafile başkanı idi. Akşam yemeğinde aynı masada konuk olmuş idik. Konuşmalarımız arasında aynı gün Halep’e gittiğini, oradaki yemek festivaline katıldığından söz etmişti. Bir karşılaştırma yapar mısın dediğimde verdiği cevap aynen şöyle idi: “Yahu, burada tavuk bile bu kadar güzel yapılır mı kardeşim?” demişti…
Kebaplardan, baklavalardan söz etmek istemiyorum. Ama iş biraz değil feci şekilde endüstriyel olmuş. Konuyu değerlendirmeyi Mehmet Yaşin ve Teoman Hünal’a bırakarak hattan ayrılıyorum. Havalimanına el atmak gerekir. Etrafın düzenlemesi en kısa sürede bitirilmelidir. Kıymetli Belediye Başkanı, konuştuğum her Antepli tarafından seviliyor. Fatma Hanım’ın “Yeşil Gaziantep” projesine herkes katılmalı. Bir kentin yeşil olabilmesi oradaki herkesi ilgilendirir.
Ve kaldığım otelin penceresinden şehre bakarken, kuşları görünce, bir an martılar uçuyor sandım. Fakat gerçek başka idi. Attıkları taklalarla Güvercinler, sanıyorum beni selamlıyorlardı. Uzakta, bu yıl şehrin isminin önüne “Gazi” unvanı alışının 100. Yılında dalgalanan bayrağın gölgesinde…
Toplantının içeriğini ve diğer yorumlarımı, bir MHK üyesi dostum ile tükettiğimiz kebapları bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım. Merak edenler için biraz sabır…
*: Güney Anadolu Projesi
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!