Futbol ve Bilim Kongresi ardından…
Geçtiğimiz hafta ortasında 3 güzel günü futbol ile geçirdik. Ama maç yoktu, çekişme yoktu ve bolca bilgi ve deneyim vardı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Riva’daki tesislerinde çok güçlü sponsorlar ve Türkiye Futbol Federasyonunun destekleri ile düzenlenen bu kongreye bilim adamlarının yanısıra futbola hizmet eden antrenörler de katıldılar. Şimdi, her oturumu yazmaya kalksam sayfalar yetmeyecektir. Aklımda kalanları değil, not defterime yazdıklarımdan yola çıkarak birkaç konuyu dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Önce, 15 yıldan beri yapılmayan bu kongreyi tekrar canlandırdıkları için Marmara Üniversitesini tebrik ediyorum. Açılıştaki konuşmasında Rektör hocamızın bu konuda oldukça kapsamlı bir çalışmayı izlediğini anlama fırsatım oldu. Kuşkusuz bir tarafta Mehmet Yorulmazlar diğer tarafta Güven Erdil faktörünü unutmamak gerekiyor.
İstanbul’da olduğumdan ve neredeyse ayda bir Marmara Üniversitesindeki çeşitli jürilere katıldığımdan, kongre hazırlıklarına da tanık oluyordum. Dikkatli, özenli ve ufuk açıcı bir yapıyı sezinlemek çok zor olmadı. Davetli konuşmacılar, çeşitli pratik uygulamalar, meslek ve bilim ödülleri seremonileri, kadın futbolu, barça akademi derken rüzgâr gibi geçti diyebileceğimiz bir hızda yaşadık kongreyi.
Kadın futbolunda Şafak Müderrisgil’in sunumu kadın futbolu çalışmalarının yolunda ve dinamik bir şekilde gittiğini hissettirdi. Barça Akademi’nin İspanya’dan gelen Metodoloji Direktörü ve ekibinin anlatımları ve sundukları örnekler tüm futbol antrenörleri tarafından yeniden izlenmelidir. Spor Hekimliği oturumunda Emin Ergen, Mustafa Karahan, Metin Ergün’ün konuşmaları, yaşadıkları ve alana olan yaklaşımları futbolun daha sağlıklı ortamlarda oynanabileceğini bizlere yeniden hatırlattı.
Futbolda beslenme başlıklı paneldeki konuşmacıların alana olan hakimiyetleri beni oldukça şaşırttı. Çünkü, her şey sahada geçiyor olsa da yaşam şekli, alışkanlıklar yanında beslenmenin hatta kafein kullanımının bile farklılık yarattığını duymak izleyenleri şaşırttı.
Ve bence en önemli özet olarak bizzat altını çizerek yazdığım yorumlarımı sizlerle paylaşıyorum:
1. İlkokullarda ilk 3 yıldaki beden eğitimi ve spor derslerinde beden eğitimi derslerine beden eğitimi öğretmenlerinin bu derslere girmediğini, bu derslere hiç olmazsa futbol eğitimli koçların girmesinin Türk futbolunun geleceği açısından çok önemli olduğunu geçtiğimiz yılın ağustos ayında bizzat Mehmet Büyükekşi’ye iletmiş idim. Şimdi Riva’daki kongre salonun fuayesinde hangi şehirlerde hangi okulların bu projeye dahil olduklarını görünce çok sevindim. Düşüncemizin hayat bulması beni sevindirdi. Detayları ve yorumlarımı daha sonra sizlere ileteceğim.
2. Futbol gibi hemen her spor oyununda en çok tartışılan bir konu bulunuyor: Oyuncular hangi yaşta pozisyonlarında (eski tabirle, mevkilerde) antrenman yapmaya başlarlar? Bu soruyu şöyle sorabiliriz: Futbolda oyuncular ne zaman forvet, orta saha, defans oyuncusu olurlar? Barça Akademi’nin Dünya çapındaki metodoloji direktörüne soruldu. Cevap çok basitti… İnanın antrenman teorisi anlatırken anlatmakta zorlandığım bir konudur bu… Futboldaki pozisyonlar… Avrupa’nın Akdeniz kenarından gelen bir İspanyol’un verdiği cevap artık umarım herkesin aklına kazınmıştır: “Futbolda iki pozisyon vardır. Biri kaleci diğeri oyuncu… Pozisyonlar zamanla kendiliğinden oluşur. Bölgeler ve bu bölgelerdeki oyuncuları gözlemek yeterlidir…”
3. Meslek ve bilim onur ödülleri töreninden bir sahne oldukça etkileyici idi. Anlattıklarım bana katılmadılar ama örnek almayı düşünmüyor değilim. Medya’da 60 yıldan bu yana yer alan Atilla Gökçe ağabeyimize de ödül verildi. Konuşmasında, “Bu yaşta ve bunca sene sonrasında bu ödül bana verildiğine göre, yedek kulübesine dönme zamanı gelmiştir” dedi… Ama bahsettiği yedek kulübesi yine bir takımın arkasındaki en güçlü oyuncuları değil midir?
Futbol ve Bilim Kongresi ülkemize yakışmış bir organizasyondur. Sosyal taraflarını ayrıca yazacağım. Kongre esnasında birçok şehirden ve ülkeden gelen teknik ve bilim insanları ile bir arada olmak keyifli idi. Bu vesile ile Prof. Dr. Güven Erdil ve ekibine tekrar teşekkür etmek istiyorum. Futbolun aslında her zaman başka bir futbol olduğunu bize tekrar yaşattı. Ellerine sağlık…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!