14 Aralık 2019 Cumartesi günü, 30978 sayılı Resmî Gazete’de Antrenör Eğitimi Yönetmeliği yayınlandı. Yayınlayan kurum Gençlik ve Spor Bakanlığı. Antrenörlerin eğitimi ve görev alanları ile ilgili usul ve esasların belirlenmesi amacı ile başlayan cümle, kapsamın açıklanması ile devam ediyor. Buradaki kapsam, spor federasyonlarının antrenör eğitim programları ile bu programların uygulanmasına ilişkin usul ve esasları içerir şeklinde açıklanıyor.
Peki, Bazı spor federasyonları özerk olmadı mı? Özerk federasyonların antrenör eğitimi yönetmelikleri ne olacak? Bu federasyonların bir de uluslararası federasyonlarla yaptıkları anlaşmalara bağlı eğitim kurs ve seminerlerinin geçerliliği konusunda ne gibi değişiklikler yaşanacak? Ulusal düzeydeki yapılan çeşitli eğitim ve gelişim seminerleri, Avrupa Federasyonlarındaki değişikliklerin uygulanması, üstün nitelikli antrenörlerin yetiştirilmesindeki beynelmilel kurallara ne olacak?
Anladığım kadarı ile bu kursların tamamını Bakanlık üstlenecek gibi görülüyor. Kuşkusuz bunu federasyonlar üzerinden planlayacak gibi görünse de bence özerk federasyonların işlerine diğer konularda olduğu gibi tam anlamı ile müdahale olarak görüyorum.
Antrenör olmak isteyenlerin, ilgili spor federasyonları tarafından açılan kurslara, gerekli koşullara sahip oldukları taktirde katılabilecekleri öteden beri bilinen bir uygulama… Yıllardan beri bu konuda hep tartışma yaşanmıştır. Birinci kademede 11 gün süren teorik ve uygulama eğitimi sonrasında bir aday yardımcı antrenör sertifikası (Lisansı) alabilmektedir. Sonrasında ise yaptığı çalışmalara bakılarak daha üst sınıflarda belge sahibi olmaktadır.
Buradan, Üniversitelerimizin Spor Bilimleri Fakülteleri ve Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okullarındaki Antrenörlük Eğitimi Bölümlerindeki Uzmanlık alacak mezunlarımızın durumuna geçiyorum: Bir öğrenci bir spor alanında uzmanlık eğitimi almışsa, Üçüncü Kademe Antrenör Belgesini alabilmek için yönetmelikte yer alan bölümü yazıyorum: “…uygulama eğitimi ve sınavına katılarak başarılı olmaları halinde kıdemli antrenörlük belgesi almaya hak kazanır” ibaresi bulunmaktadır.
Bu öğrenci 4 yıl (8 yarıyıl) süren ve çok meşakkatli geçen bir eğitim-öğretim ve araştırma sonrasında o alanda uzmanlığı bulunan Öğretim Elemanı veya Öğretim Üyeleri tarafından yapılan sınavlardan başarılı olacak, fakat belge alabilmesi için yeniden eğitim ve sınava katılacak. O zaman bu dört yılı okuma yerine Üniversiteye gitmeyip yalnızca söz konusu kurslara katılarak bu belgeyi alabilmek mümkün. Nerede kaldı yüksek öğretimin kıymeti?
Antrenörlük Eğitimi Bölümlerinin Başkanları geçtiğimiz Eylül ayında bir araya geldiler. Daha kaliteli bir eğitim için nelerin yapılabileceğini ve ortak bir müfredat taslağı üzerinde birleştiler. Sanıyorum 10-12 Ocak 2020 tarihinde Erzurum’da toplanacak olan Dekanlar Konseyi toplantıları esnasında bu konu masaya yatırılacak ve nihai kararlar alınacak. Alanın içindekiler daha güçlü çözümler ve programlar için çalışırken birdenbire böyle bir yönetmelik yayınlanınca sanıyorum az da olsa şaşırdılar.
Antrenör olacak kişiler mutlaka bir yüksek öğrenimden geçmelidirler. O sporu daha önce yapmış olmaları, milli sporcu olmaları onlara daha üst kademelerde belge sağlayabilmeli ama yine de Üniversite kapsamındaki uluslararası temelli seminer, sempozyum ve kongrelere katılarak bu belgelerini güçlendirmelidirler.
Yüksek kaliteli sporcuların yetiştirilmesi, milli takımlarının oluşturulması ve başarılı bir sportif gelecek için daha dikkatli, hassas olunmalıdır. Konu önemlidir ve yeniden değerlendirmeye alınmalıdır. İşimiz zor fakat imkânsız değildir!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!