Bu konu aslında Psikoloji eğitiminin uzaktan yapılması kararından sonra ortaya çıktı. Okuyanlar ve dinleyenler hatırlayacaktır, İstanbul Üniversitesinde Psikoloji eğitiminin açık öğretim şeklinde yapılacağının ilan edilmesinde sonra başta Psikologlar Derneği buna karşı çıktı. Konunun çeşitli taraflarının açıklamaları kamuya yayılınca duruma Cumhurbaşkanlığımız el koydu ve bu durum çözüme kavuştu. Açık öğretimdeki Psikoloji Bölümü ÖSYM’nin kılavuzundan çıkarıldı.
Bu gelişmeler yaşanırken spordaki konu göz ardı edildi gibi. Rekreasyon ve Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümlerinin Erzurum Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi bünyesinde, açık öğretim şeklinde eğitimin verileceği konusu spor camiasında derin endişelere sebep oldu. Aynı şekilde İstanbul Üniversitesinde de Rekreasyon ve Spor Bilimleri bölümlerinin açık öğretim ile yapılacağı biliniyor.
Sporun açık öğretimlerle, tıpkı yıllar öncesinde yapılan “Mektupla Eğitim” gibi yöntemlerle yürütülmeye çalışılması Türk Sporuna yapılmakta olan ihanetlerin bir başkasıdır. İçinde bulunduğumuz aylar içerisinde Pandemi nedeni ile zaten çoğu uygulamaları dersleri doğru dürüst yapamamışken şimdi bu alanlarda açık öğretimle yapalım fikri kim ve kimlerden çıktı? Şahsen ben, bu kararları alan heyetlerin kimlerden oluştuğunu bilmek istiyorum.
Daha çok öğrencinin spor bilimlerinde eğitim-öğretim görmesine itirazım yok. Ancak, bu eğitimleri vermekte olan sayısı 100’ü aşmış Spor Bilimleri Fakülteleri ve Spor Yüksek Okullarımız var. İsteyen adaylar bu kurumlarımıza başvurup gerekli mental ve fiziksel koşullara sahip olduktan sonra girecekleri özel yetenek sınavları ile eğitim görme hakkına sahip olabilirler.
Bu yanlıştan vazgeçilmelidir. Yürütülen derslerin P’sine yakını uygulamalıdır. Bu derslerin uygulamaları, stajları, deneyimleri yapılmadığı takdirde onların iyi bir Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni, Antrenör, Rekreasyon Lideri, Spor Yöneticisi olmaları mümkün değildir. Bilemiyorum bu programlara başvuran adaylar var mıdır ama ben eminim, bu çocuklarımızın anne ve babaları bu tür eğitimle spor eğitmeni olmalarına karşı çıkacaktır.
Konuya ilişkin Spor Bilimleri Derneğimiz gerekli girişimlerde bulundu. Kısa sürede bu yanlıştan dönülecektir ümidimi sürdürüyorum.
Unutmayın, milli takımlarımıza kendi ülkemiz içinde oyuncu bulmakta zorlanıyoruz. Okullarımızdaki sporcu sayımız giderek azalıyor. Beden Eğitimi dersleri yapılamazsa hâlâ Matematik problemleri mi çözdürülüyor bilemiyorum ama 50 yıldan beri bu problemleri çözebilenlerimiz arasından yeni bir Cahit Arf çıkaramadık!
Spor, kurumların, ülkelerin dışa açılan kapılarıdır. Kaliteli sporcuların keşfedilmesi ve onların spora kazandırılmalarında Spor Eğiticilerinin rolü çok büyüktür. Konu çok mühimdir ve lüzumlu tedbirlerin alınması son derecede önem arz etmektedir.
Lütfen bu yanlıştan dönülmesine destek veriniz…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!