ANA SAYFA > Yazarlar > Prof. Dr. Artuner Deveci > Covid-19 Salgınında Ruhsal Sağlık ve Baş Etme Yolları

Covid-19 Salgınında Ruhsal Sağlık ve Baş Etme Yolları

Prof. Dr. Artuner Deveci
Sosyal Medya :
07 Nisan 2020, Salı 16:20
10725 kez okundu

İnsanoğlu, 2019 yılı sonunda Çin'in Wuhan şehrinde başlayan ve birkaç ay gibi çok kısa bir sürede tüm Dünya'da global bir yayılım gösteren, her gün yeni bir klinik görüntüyle seyreden tehlikeli bir virütik infeksiyon salgınıyla karşı karşıya maalesef. Korona virüs hastalığı (Covid-19) salgını, insanlar ve topluluklar için alışık olmayan bir durum yarattı, günlük işlevsellik ve yaşam kalitesi ciddi şekilde olumsuz etkilendi. Bu olumsuz etkilenmeler de birçoğumuzda aşırı kaygı, bunaltı, korku ve depresyon başta olmak üzere birçok psikiyatrik belirti ve bozukluklara, hem mesleki hem de toplumsal işlevsellikte bozulmaya neden olmaktadır. Tabii ki bu durum her insanda aynı şekilde gözlenmemektedir. Kişinin engellenmeye dayanma gücü yani ego gücü, kullandığı savunma mekanizmaları ve baş etme yolları, kişilik özellikleri, biyolojik ve genetik özellikler, yaşanılan topluluğun sosyal ve ekonomik koşulları, sosyal destek gibi birçok özellik süreçte önemli rol oynamaktadır. Diğer yandan, önceki deneyimler hastalığın daha ağır klinik seyir gösterdiği yaşlılar, kronik tıbbi hastalığı olan tüm yaş grubundaki kişiler, yoğun duygular yaşayan çocuklar, birçok açıdan kimlik arayışı içinde olan gençler, psikiyatrik bozuklukları olan ya da psikiyatrik tedavi altında olan kişiler, doktorlar başta olmak üzere sağlık personeli ruhsal açıdan zorlanmakta ve salgın süresince zorlanmaya devam edeceklerdir. Bu dönemde tüm dikkatlerin bu salgın ve virüsün etkileri üzerine olması nedeniyle, özellikle yetkin kişiler ve medyanın insanlara verilecek bilgiler konusunda kafa karıştırıcı ve net olmayan bilgiler vermemesi gerekmektedir. Medya ve sosyal medyada salgınla ilgili haber ve görüntüleri sürekli izlemek aşırı kaygı ve aşırı korkuyu tetiklemektedir. İster umutlu ister umutsuz doğru bilgilerin verilmesi, insanların karantina, maske takılması, sosyal izolasyon ve mesafe ile diğer doğru korunma yollarını uygulamasını uygun ve dengeli bir şekilde yapmasına yardımcı olacaktır.

Salgının psikiyatrik etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz;
•    Kişinin kendisi ve en yakınlarının sağlığı ile ilgili aşırı endişe ve korkuları
•    Aşırı derecede kaygı, endişe, korku ve panik atakları
•    Olumsuz duygu ve düşüncelerin baş ağrısı, uyuşmalar, kasılmalar, vb. psikosomatik bedensel belirtiler olarak ortaya çıkması
•    Yetersizlik ve değersizlik düşüncesi, karamsarlık, çaresizlik, suçluluk gibi depresif düşünce içerikleri
•    Uykuda değişiklikler, az uyuma ya da çok uyuma
•    Dikkat ve konsantrasyon güçlükleri
•    Yeme düzeninde değişmeler, iştahsızlık ya da aşırı yeme ve zararlı yiyeceklere yönelme
•    Öfke atakları
•    Tütün, alkol ve madde kullanımında artış, özellikle self-medikasyon dediğimiz bu tür maddeleri kişinin kendisini rahatlatmak amaçlı kullanması
•    Gerçeği değerlendirme yargılama bozukluğu ile seyreden kuşkuculuk, şüphecilik ve diğer psikotik belirtiler
•    İntihar düşünceleri ve girişimleri, özellikle karantina uygulaması sırasında.

Salgın ile ilgili en önemli sorunlardan birisi de "damgalanma" dır. Bu damgalanma şüpheli belirtileri olan kişilerin sağlık kurumlarına başvurmaktan kaçınmalarına, böylece kendilerini ve çevrelerini riske atmalarına neden olabilmektedir. Bu durum azımsanmayacak oranlarda olan toplumlarda salgının düzeyine arttıracak önemli bir konudur. Tanı açısından değerlendirildiğini fark ettiğinde sağlık kuruluşlarından kaçma, kaçırma ve benzeri olaylar da bu damgalanmayla ilişkilidir. Bazen bir kurum ya da işletmeye yönelik de, örneğin bir market çalışanında enfeksiyon saptanması nedeniyle tüm marketin ve çalışanlarının damgalanıp müşterilerin sonradan  o markete gitmek istememesi gibi yanlış ve hoş olmayan bir düşünce gelişebilir. Burada toplumun bakış açısı çok önemlidir. Damgalamayı azaltmak için kişilerin Covid-19 ile tanımlanan bir kimliğe sahip olmaması gerekir, "Covid-19 vakaları ya da kurbanları" ifadesi yerine " Covid-19 olan insanlar" ya da "Covid-19'dan iyileşen insanlar ya da Covid-19 bulaşması sonucu hayatını kaybeden insanlar" ifadelerini kullanmak önemlidir. Covid-19, Dünya'nın tamamında tüm insanlığı etkilemiş ve etkilemeye devam edecektir. Onu "Çin" örneği gibi herhangi bir etnik kökene ya da ülkeye bağlamak çok uygun bir yaklaşım değildir. Hangi ülkeden ve hangi etnikten olursa olsun Covid-19 tarafından etkilenen kişiler yanlış bir şey yapmadılar. 
   
Nasıl başa çıkacağız?
•    Stresle baş etmede en önemli yöntem, bilinçdışı savunma mekanizmaları gibi kişiye yük getiren bilinçdışı baş etme yöntemleri yerine bilinçli baş etme yollarının kullanılmasıdır. Bunun için de mevcut olan salgın durumu ile yüzleşmek gerekiyor, yani "Covid-19 virüs enfeksiyonu nedir ve korunma anlamında neler yapılması gerekir" sorusunun çok net ve tarafsız bir şekilde anlaşılması önemli. Eğer bunu uygularsak mücadelede "1-0" öne geçmiş oluruz. Tabii ki salgın ve etkeni ile ilgili gerçek bilimsel veriler, ayrıca otoriteler tarafından uygun ve açık bilgilendirmelerin yapılmasını değerlendirerek.
•    Evdeki aile üyeleri ile salgın hakkında doğru bilgileri paylaşılması gerekir. Çocukların güvende olduğu, salgın hakkında anlayabileceği şekilde gerçekleri paylaşmak ve sorularını yanıtlayabilmek önemlidir. Konu hakkında konuşmamak çocuklar için gerginliği ve korkuyu arttırıcı durumlardır.  
•    Medya ve sosyal medyada gereğinden fazla kalmaktan kaçının. Tekrarlayan biçimde salgının etkilerini görmek üzüntü ve gerginliğe yol açabilir.
•    Evde kalmayı olumlu şekle dönüştürmek, zamanı iyi kullanmak. Okunmak istenen kitapların okunması, seyredilmek istenen filmlerin seyredilmesi, dinlemek istenen müziklerin dinlenmesi, zevk alınan etkinliklere yer vermek rahatlatır. 
•    Aile üyeleri ile ortak etkinliklerin yapılması, çocukların uzaktan eğitim işlerine destek sağlanması önemlidir.
•    Yakın ve uzak akrabalar, yakın arkadaşlar ile iletişimin sürdürülmesi, duyguların ve düşüncelerin paylaşılması rahatlatıcı etkiler yapar.
•    Sağlıklı ve dengeli beslenme, evde yapılabilecek düzenli egzersizler, düzenli uyku, sigara alkol ve diğer maddelerden kaçınmak olumlu katkılar sağlayacaktır.
•    Gelecek ile ilgili planlar yapmak, umut duygusunu korumak gerekir.
•    Sağlık merkezlerinde çalışan personel enfeksiyon riskinin yanı sıra psikiyatrik belirtiler açısından risk altındadır. Ayrıca, ailelerine ve yakınlarına enfeksiyonu bulaştırma kaygısı yaşarlar. Bu açıdan bakıldığında sağlık personelinin ruhsal açıdan destek görmesi gerekebilir.
•    Psikiyatrik tedavileri devam etmekte olan kişilerin önerilen tedavileri aynı şekilde sürdürmeleri, yeni yakınmaları geliştiğinde doktoruyla bağlantı kurması önemlidir. En azından birkaç gün süren, günlük işlevselliği ve yaşam kalitesini bozan ruhsal açıdan olumsuzluklar varsa bir uzmana danışmak önemlidir.
•    Bu salgından kurtulmak için topyekün dayanışma içinde mücadele etmek gerekir.

 

Prof. Dr. Artuner DEVECİ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Bağımlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü 

 


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?