Zeytinciliğin idam fermanı olarak adlandırılabilecek yeni bir düzenleme daha yapıldı. Daha önce de, 2002 yılından itibaren tam 9 kez benzer şekilde girişimlerde bulunulmuştu. Önceki yanlış kararlardan çok şükür ki bir şekilde geri adım atılmıştı. Bu kez alınan karar için de aynısının olması en büyük beklentim.
Enerji gereksinimine atıfta bulunularak ''kamu yararına'' ifadesinin ardına sığınılıyor, sanki zeytinin kamu yararı daha azmış gibi... Madencilik faaliyetleri bitince sahanın rehabilite edilerek eski haline getirileceği ifade ediliyor. Hadi gerçekten de bu denilen uygulama yapılacak kabul edelim; nasıl olacak ki yüzlerce yıllık ağaçların nakli veya yeni dikilecek olanlardan mahsul alınması için en az 5 sene beklemesi gerekecek olan zeytincinin hali...
Zeytinlere yönelik alınan kanaatimce son derece yanlış olan kararların tekrarlayıcı olması, bana da yıllar önce yazmış olduğum bir yazımın hemen hemen tamamını kopyalarak tekrar bu köşeye koyma imkanını vermiş oldu. Umarım bir daha bir daha zeytin nedir diye anlatmam gerekmez diyerek tekrar anlatmaya başlıyorum;
''Zeytin bütün ağaçların ilkidir'' denilir. İnsanlık tarihine baktığımızda taa Hazreti Adem'e kadar uzanır hikayesi. Efsaneye göre Hz. Adem'in gömüldüğü yerde yeşeren üç ağaçtan (zeytin, sedir ve servi) biri olan zeytin ağacı aynı zamanda ilk yeşerenidir. Tüm kutsal kitaplarda da zeytin ağacı; kutsallığın, bolluğun, sağlığın, refahın, bilgeliğin, adaletin, arınmanın ve hatta yeniden doğuşun sembolüdür. Yani insanlık için en önemli erdem ve değerlerin...
''Ölümsüz ağaç'' tır o! Ömrünü tamamladığında dahi köklerinden yeni bir ağaç filizlenir. Ortalama 700-2000 yıl yaşadığı kabul ediliyor ki bugün hala Girit'te yer alan ve en yaşlı zeytin ağacı kabul edilen ağacın 2000-4000 yaşında olduğu tahmin ediliyor. Meyve vermeye de devam ediyor...
Yine bir efsaneye göre Nuh tufanı sonrası Hz. Nuh suların çekilip çekilmediğini anlamak için bir güvercin salar ve bu güvercin ağzında yeni koparılmış bir zeytin dalıyla dönünce suların yeryüzünden çekildiğini anlar. İşte o ağzında zeytin dalı olan güvercin bu gün hala barışın simgesi olarak anılır. İnsanlığın zeytinle yeniden doğuşunun sembolüdür aynı zamanda. Zeytin ağacı ise tufanın yok edici gücüne karşı direnen ölümsüzlüğün...
Eski Mısır'da zeytin tanrısal erdemlere eşlik ederdi... Dini ayinlerde arınma aracıydı!
Yunan mitolojisine göre de ''Tanrıların yeryüzüne bir armağanı''. Şöyle ki; bir gün Tanrı Zeus diğer Tanrılara yeni kurulan bir yerleşim yerine en güzel hediyeyi sunana, o yerin adının o Tanrının adı ile anılacağını vaadeder. Bunun üzerine denizler tanrısı Posedion oradaki insanlara çok ihtişamlı bir at sunar ve bununla rüzgardan bile hızlı koşabileceklerini, nice fetihler yapabileceklerini söyler. Athena ise insanlara bilgeliği kendisinin verdiğini söyleyerek mızrağını toprağa saplar ve buradan ince dallı, koyu yeşil yapraklı, beyaz çiçekli, yeşil meyveli bir ağaç çıkar. ''Benim hediyem budur'' der. Onlara yemek vereceğini, sıcaktan koruyacağını, şehirlerini güzelleştireceğini ve meyvesinin yağının tüm dünya tarafından aranır hale geleceğini söyler. İşte bu zeytin ağacıdır ve halk onu seçer. Şehrin adı da Athena olur. Bir süre sonra Posedion'un Atina'ya hakim olamamasına öfkelenen oğlu Halirrothios hediye edilen zeytin ağacını kesmek için elindeki baltasını salladığı anda mucizevi bir şekilde balta ters döner ve Halirrothios'un kafasını keser... Zaten sonrasında da antik Yunan uygarlığının 7 bilgesinden biri olan Atinalı Solon'un getirdiği yasalarla zeytin ağacı kesmenin cezası ölüm olacaktır!
Tüm kutsal kitaplarda olduğu gibi Kur'an-ı Kerim'de de zeytin ağacı mübarektir (Nur suresi). Zeytinyağlıları içki mezesi, zeytin ağacını da Hristiyan ve hatta Yunan bitkisi olarak niteleyenlerin özellikle dikkatini çekmek isterim..!
Sadece kendisine atfedilen efsanevi öyküler değildir zeytini değerli ve farklı kılan. Zeytin; su, protein, yağ, sellüloz, fosfor, kükürt, kalsiyum, klor, demir, bakır, manganez, A-C ve E vitaminlerinden meydana gelir. En başta kalp ve damar sağlığına faydalı. Doğal bir yaşlanma karşıtı...
Homeros'un kulağına fısıldayan zeytin ağacının dediğine bakacak olursak; ''herkese aidim ve kimseye ait değilim, siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım''.
Umarım ''siz gittikten sonra da burada olacağım'' kısmı doğru olur. Ne diyeyim ki..! Halirrothios'tan da mı ders çıkarmazsınız?!
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!