''Meme''... Genel olarak ise, halk arasında söylenmesi bile ayıp sayıldığından ''göğüs'' olarak ifade edilen organ! 21. yüzyılda dile getirmeye dahi utandığımız organ oysa ki milattan önceki çağlardan beri bereketi, doğurganlığı, doğanın uyanışını temsilen pek çok yerde önemli bir figür olarak kullanılmıştır. Anadolu tanrıçası Kibele'den tutun da, Yunan tanrıçası Artemis'e değin bu böyle... Kibeleyi temsil eden iri, aşağılara kadar inen memeleri ve Artemis'i temsil eden de çok sayıdaki meme görünümüydü. Meme kanserinin de ilk olarak milattan önce 3000'lerde Mısır'da tanımının yapıldığına dair bulgular mevcut. O dönemlerden bu dönemlere teşhis tedavi konusunda inanılmaz aşamalar kaydetmişken, o zamanlardan bu zamanlara meme'ye karşı gelişen ''ayıp'' kavramıyla paralel sosyal gerileme neden peki!! Teknik anlamda ne kadar ilerlersek ilerleyelim, sosyal anlamdaki bu gerileme meme kanserine karşı kazanılabilecek bir savaşın önüne set çekecektir ki bu çok lüzumsuz..!
Kadınlar için cinselliği, doğurganlığı, çocuğunu beslemeyi veya görünümüne verilen önemle güzelliği temsil eden bu organ aynı zamanda olması muhtemel bir meme hastalığı kaygısıyla bir korku kaynağı da olabilmektedir. Hani söylemeye dahi utandığımız bu organ, adına meme demeye çekinip göğüs dediğimiz bu oluşum öyle sadece zannedildiği gibi bedensel fizyolojik aktivitelerin bir parçası değil aynı zamanda duygusal, tarihsel, sosyolojik ve psikolojik yönleriyle de önemi olan bir kavramdır. Dolayısıyla ekim ayını meme kanseri farkındalık ayı olarak seçen ve bir takım organizasyonlara imza atanların ellerine sağlık...
Bir genel cerrahi uzmanı olarak yıllardır meme hastalıkları ile ilgili kendi payıma düşen bilgilendirme, teşhis ve tedavi konularını zaten aktif olarak uyguluyorum. Ancak konunun hekime gidip de gerekenlerin yapılmasını sağlayan kesimi, hali hazırda doktor kontrolüne gitmeyenlere kıyasla azınlıkta. İşte bu anlamda toplumun her kesimi tarafından insanların meme kanseri üzerine düşünmesini ve bilinçlenmesini sağlama çabası çok önemli!
Meme kanseri erken evrede saptandığı zaman tedavi edilebilir bir hastalıktır! Kadınlarda görülme sıklığı en fazla olan kanser türü olup, erkeklerde de görülebilmektedir... Burada sizlere uzun uzadıya risk grubu olanlar kimlerdir, kendi kendine meme kontrolü yaparken nasıl ve nelere dikkat edilmelidir konularını yazmaya lüzum görmüyorum. Çünkü bu bilgilere erişilebilirlik artık çok kolay zaten... Yeter ki bu konuyu önemseyelim, meme söz konusu olunca utanmayı sıkılmayı bir kenara bırakıp ne yapılması gerekiyorsa yapmaktan imtina etmeyelim, araştıralım, soralım, aklımızın bir köşesinde (evhamdan delirecek hale gelmeden!) bulunduralım ki meme kanseri yüzünden gecikmeye bağlı olarak ailecek yaşanabilecek mutsuzlukların önüne geçelim! Hiç olmazsa mememize meme demekten utanmayarak en azından bir başlangıç yapalım..! Bu sembolik adım bile sosyal anlamda çok önemli bir aşama katetmenin başlangıcı olabilir...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!