Karşıyaka iyi başladı, kötü sürdürüyor. Maalesef önümüzdeki fikstür de Karşıyaka'yı oldukça zorlu haftaların beklediğini gösteriyor. Bir taraftan yılan hikayesine dönen Dustin Houge transferi, bir taraftan ucu ucuna yapılan ödemeler derken takımın konsantrasyonunu üst düzeyde tutması da oldukça zorlaşıyor. Takımın teknik kadrosu (ki takım kadrosu kadar kalabalık bir ekip olarak bench'te oturuyorlar) bu sorunu çözebilecekler mi hep birlikte göreceğiz.
Trifunovic de henüz çok erken başladı dar rotasyon muhabbetlerine. Takımın başına gelirken bilmiyor muydu acaba Karşıyaka'nın yıllardır maddi yetmezlikler ve basketbol tarafından desteklenmesine mecbur kalınan futbol nedeniyle kendi yağıyla kavrulamamasına bağlı olarak da dar kadroya mahkum olduğunu zaten! Ardına sığındığı mazeret her ne kadar doğru da olsa bunu kabullenerek gelmiş olması lazım... Giden koç Markoviç'de eksik olan, ''takımı ateşleyen kenar yönetim tavırları''na sahip olmasıyla olumlu bir hava estirmişti oysa ki! Efes galibiyetiyle yapılan başlangıç da umutları iyice arttırmıştı. Basketbolda Karşıyaka için umut hiç bir zaman bitmez ancak gerçekçi olunmazsa sorunlara çözüm de üretilemez...
Bu takımın teknik anlamda en temel gerçeği ise oyun planında güçlü bir pivotu olmayışından kaynaklanan zaafiyeti! Ardından da iyiymiş izlenimi veren ancak yaptığı top kayıplarıyla takımın gerek moral kondisyonunu düşüren gerekse basit sayılar yemesine yol açan Dominic Waters ve son derece yetersiz bir Berk Uğurlu nedeniyle oyun kurucu sıkıntısı ikinci gerçek olarak gün yüzüne çıkıyor. Bir diğer konu da elinde bu denli iyi bir şutör varken, oyun kurgusunu yeri geldiğinde sadece onun üzerinden yapabilecekken yeterince istifade edilmeyen Scot Woods gerçeğinin oluşu... Ewe baskets maçında adamlar iyi şutörleriyle neredeyse koşmadan, adeta terlemeden bizi bombalayarak sonuca gitmediler mi! İyi şut kullanabilme vasfı olan takımların hücumda ne çok iyi oyun kurmasına ne de pota altında güçlü olmasına çok da gerek kalmıyor zaten. Karşıyaka'nın da bu iki özelliği zayıf olduğuna göre bence Scot Woods'dan daha çok faydalanılmalı...
Dominic Waters konusuna dönecek olursak; bu oyuncunun istatistiklerine baktığınızda iyi bir performansla ciddi bir katkı sunuyor diye düşündürebilir. Ancak bunun temel sebebi takım için değil, kendi istatistiklerine oynuyor oluşu. Attığı sayılardan ve yaptığı assistlerden sebep olduğu top kayıplarını çıkararak istatistiklerini bir de öyle değerlendirmek lazım! Berk Uğurlu ise şayet kafasında Fenerbahçe'ye tekrar dönmek düşüncesi varsa bu düşüncesinin bir hayale dönüşeceği performansta yer alıyor sahada! Bir oyun kurucunun hiç mi üç sayılık atış yapabilme becerisi olmaz! Yaptığı tek şey maçın kazananı belli olduktan ve rakibin savunması zaten düştükten sonra içeriye yaptığı penetreler ki bu da göz boyamaktan başka hiç bir işe yaramıyor. Alp varken koç ona bu kadar fazla neden şans veriyor diye düşünmeden edemiyorum doğrusu! Acaba annesi gelip de kendisine kızar diye mi çekiniyor!! (bu konuda ne demek istediğimi merak edenler, genç erkekler basketbol milli takımının 2014'de Konya'da yapılan Avrupa şampiyonasında çeyrek finalde Letonya ile oynadığı maçın ardından yaşananlara internet üzerinden bakarak ulaşmak suretiyle öğrenebilirler)...
En başta belirttiğim birinci sorun olan pivot sorunu ise sadece Karşıyaka'ya zaafiyet olarak geri dönmekle kalmıyor, beraberinde yeni kahramanlar da yaratıyor... Ancak ortaya çıkan bu kahramanlar ne yazık ki rakip takımların normalde vasat veya orta halli olan pivotları oluyor. Geçen seneki Beşiktaş maçında Stimac ve son oynanan Ewe Baskets maçında da Mahalbasic örneklerinde olduğu gibi. Acilen üç saniye koridorunu doldurabilen, ikili mücadelede rakibin omuz şarjıyla zorlamaya çalışması halinde onu pişman edecek güçte ve aynı zamanda yetenekli bir pivota ihtiyaç var. Egemen olsun, Jarrod Jones olsun, Metin Türen olsun hepsi de ayakları hızlı ve yetenekli oyuncular ancak karşılarında biraz hacimli rakip pivot olduğunda da maalesef karşı koyabilecek güce sahip değiller. Bir diğer çözüm de onların özel kondisyonerler ve beslenme uzmanlarıyla güçlenmelerini sağlamak olabilir belki ama bu da uzun bir süreç ister. Ya da Görkem'e daha fazla şans verilmesi de düşünülebilir mi acaba?! Öyle ya da böyle bu sorun çözülmesi gereken önemli bir sorun...
Yaptığım bu tespitler her zaman olduğu gibi iyi niyetle, ilgili yerlere düzeltilmesi adına gereken mesajları verebilmek kaygısıyla yazılmış, olumlu anlamda bir takım hamlelerin yapılması ve Karşıyaka'nın daha iyi olabilmesi için yapıcı olmasını umduğum eleştiriler. Hepimizin isteği daha iyi, daha başarılı ve daha iddialı bir Karşıyaka değil mi zaten!
Sağlıcakla kalın...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!