Karşıyaka'da yaşıyoruz, Karşıyaka'yı yaşıyoruz. Yaşarken de sevdamız Karşıyaka'da karşılaştığımız bazısı bizi üzen, bazısı da düşündüren şeylere şahit oluyoruz doğal olarak... Son zamanlarda karşılaştığım bir takım durumlara dair kısa kısa saptamalarda bulunacak olursam;
Tramvay... Buradan tramvay üzerine daha önce de gerek inşaat sürecindeki sıkıntılara dair gerekse tarihçesine dair birkaç sefer bir şeyler yazmıştım ancak zaman zaman sanırım daha da yazmaya devam edeceğim gibi duruyor. Gönül ister ki her şey mükemmel olsun biz de sadece tadını çıkaralım. Öyle olmuyor işte ne yazık ki! Çabamız yapıcı eleştirilerle o noktaya varabilmek adına ama... Evet, artık tramvay çalışıyor, kimi zaman yoğun kimi zaman bomboş da olsa bir şekilde faydalanılıyor. Tramvay hattı boyunca da sahil trafiği ile kesişen noktalarda olası kazaların önüne geçmek için trafik lambaları ile düzenleme yapılmış vaziyette. Ancak bu düzenleme ne derece sağlıklı bir sistem üzerine kurulmuş sizlere başıma gelen kısa bazı örneklerle izah edeyim;
Buddy; köpeğimin adı. Bu köşede o da daha önceden kendine yer bulmuştu yine. Yazılarımı takip edenler hatırlayacaktır. Buddy ile birlikte çıktığımız rutin bir gezmecede bir gün yine sahilden deniz tarafına, karşıya geçme çabasındayken inşaat sürecindeyken kaldırılmış olan fakat sonradan tekrar konulan trafik lambalarının yeşile dönmesini bekleyerek yaptığımız hamlenin henüz beş ya da en fazla onuncu saniyesindeyken ışığın birden kırmızıya dönmesiyle gözüne fener tutulan tavşan misali yolun ortasında kısa bir süreliğine donup kaldık ve akabinde hemen toparlanarak koşar adım tramvay hattına kadar ulaşabildik. Fakat bu sefer de ne görelim! Kocaman bir tramvay vagonu ile aramızda yaklaşık 10 metre kaldığını, arkamızda vızır vızır geçen arabaların olduğu yol ile tramvay rayları arasında daracık bir alanda kalakaldığımızı farkettik... Panik, heyecan derken tek şansımızın tramvay gelmeden olanca hızımızla ilerlemekte olduğumuz istikamete doğru son sürat koşmak olduğuna karar verdik ve çok şükür ki başardık..! Bir başka gün bu kez abim ve ben Çiğli yönünden arabayla gelirken Koçtaş'ın önünden sola dönmek için trafik lambalarının yeşile dönmesini bekledikten sonra harekete geçtik. Bu kez yaya ve yürüme hızında değil, arabaylayız dikkatinizi çekerim..! Önümüzdeki bir araçtan sonra ikinci araç bizimkiydi. Yani ışığın yeşile dönmesinden yaklaşık iki veya üç saniye sonrasında dönme hareketine başlamıştık ki birden bire Karşıyaka yönünden Çiğli yönüne giden arabalar harekete geçti ve biz de mecburen oradaki tramvay raylarının üzerinde kalakaldık. Anlam verememiştik..! Yeşil ışıkta geçmiş, hiçbir kuralı ihlal etmemiştik ama saniyeler içinde diğer taraftan gelen arabaların hareketlenmesine maruz kalmıştık ki bir de baktık gerçekten de trafik ışıkları karşı şeritten gidenlere yeşil, bize ise kırmızıya dönmüştü! İnanılır gibi değildi bu kadar kısa süredeki bu değişim ve biz anlamaya çalışırken birden bu anlamsızlığın cevabıyla yüz yüze geldik! Raylardayız ve sağımızdan tramvay gelmekte, öne ya da geri kaçış şansımız yok. Çünkü arkamızda da bizim gibi yeşil yandı diye hareket edip bir anda ortada kalan arabalar var ve önümüzde ise akıp giden yoğun bir trafik..! Neyse ki tramvayı süren vatman fren yaptı, bekledi de o anki telaş biraz olsun geçti. Yalnız vatman'ın beklerken, cep telefonundan raylarda (hiçbir suçu yokken üstelik) öylece kalakalan araçların fotoğrafını çekmesini ise anlayamadım! Belki de arkamızdan haksız yere gelecek bir cezanın habercisiydi bilemiyorum...
Sonuç olarak sahil trafiği ile tramvay'ın geçtiği hattın kesişim noktalarında ciddi ve can güvenliğini tehlikeye atan bir sinyalizasyon problemi var. Arabaların tramvay gibi yoldan geçecekleri anın belli bir saati olamayacağına göre, tramvay ve araba trafiğinin çakıştığı anlarda dönüş yapan araçların veya karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayaların maruz kaldığı bu bir anda trafik ışığının değişimine bağlı tehlike nasıl çözülebilir konusunda umarım konunun ehli bir takım uzmanlar mevcuttur..!
Bir diğer konu ise, tramvaya maruz kalmayan ve benim gibi pek çok Karşıyakalı tarafından da adeta kurtarılmış bölge olarak kabul edilen eski Churcill Ahmet'in yerinden, eski Barınak Kafe'ye kadar olan sahil şeridinin son zamanlarda maruz kaldığı durum! Tamam, o alanın başlangıç kısmına gayet güzel bir park düzenlemesi, seyir terasları, çocuklara oyun alanları vs yapıldı ama şimdilerde o alanın devamına yapılmakta olan yeni düzenleme için yıkılan basketbol sahalarına, tenis kortlarına, belediyeye ait ve herkesin çok sevdiği işletmeye ne demeli? Gerçekten çok merak ediyorum, yeni düzenleme bittikten sonra da acaba en azından önceki halinde yer alan sayı kadar basketbol sahası ve tenis kortu bulunacak mı?! O basketbol sahaları ve kortlar; ''bizim çocukluğumuzda bunlar yoktu, şimdi var ne güzel'' dediğimiz ve hakkaten de günün her saati çocukların, gençlerin doldurduğu, istifade ettiği Karşıyaka'nın çok önemli bir eksiğini kapatan alanlardı. Şayet geri dönüşümsüz bir şekilde kaldırıldılarsa yazık, gerçekten çok yazık! Hatta yazıklar olsun... Konunun tüm Karşıyakalıların takipçisi olacağı umuduyla...
Son olarak da hakkaten hem içimi acıtan hem de içimi öfkeyle dolduran bir konuya değinmek istiyorum; altınyol'dan Karşıyaka'ya girişte yer alan Zübeyde Hanım ve Atatürk rölyefi ve orada yazan yazıya yönelik yapılan edepsizlikten bahsediyorum. Geçenlerde arabayla oradan geçerken bir de baktım ki tam bir rezaletle karşı karşıyayım. Yazı bilindiği üzere ''bir anne tüm dünyayı değiştirebilir'' şeklinde. Fakat kendisini herhalde çok zeki, çok komik, çok esprili zanneden vandalın teki almış yazıdaki ''anne'' kelimesinin ''n,n ve e'' harflerini sökmüş ve yazının anlamını kendine çok da yakışan bir hale dönüştürmüş... Bunu yapanın ne Ata'ya ne annesine zerre kadar saygısının olmadığı zaten gün gibi aşikar iken bir de ortaya çıkarttığı yeni anlamın çoluk çocuğa, gençlere vereceği yanlış mesaj da cabası... O noktayı gören bir kamera illa ki vardır diye düşünüyorum ve oradan yapılacak tespitle bu edepsizliği yapanlara olabilecek en üst limitten ceza kesilecektir diye umut ediyorum...
Daha güzel, daha yaşanası, daha mutlu insanlarla dolu bir Karşıyaka için herkesi daha duyarlı olmaya davet ediyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!