Basketbol takım oyunudur. Hatta diğer pek çok takım sporundan da daha ön plandadır basketbolda takım olmanın önemi. Bu sezon maalesef Karşıyaka takım olamadı. Takım hüviyetini kazandıran temel başrol oyuncularından yoksundu çünkü. Öncelikle takımın baş koçu ve sonrasındaysa takımın oyun kurucusu bir basketbol takımını takım yapar. Karşıyaka'da ise doğru düzgün set hücumu dahi kuramayan bir kenar yönetim, oyuna doğru müdahaleleri yapabilecek kapasitede oyun okuma becerisi olmayan bir idare tarzı ile koca bir sezonu heder etti ne yazık ki!
Bazı maçlarda Dominic Waters'ın attığı sayının yüksek oluşu, son maçlarda takıma içeri penetreleri ve enerjisini son ana kadar düşürmemesiyle katkı veren Berk Uğurlu'nun ulaştığı formun verdiği moral gibi nedenlerle takımı saha içinde oynatan oyun kurucu gereği gerçeğinden de uzaklaşıldı ya da belki de mecbur kalındı Bryon Allen'ın sakatlığı nedeniyle... Öyle ya da böyle takım olmanın iki temel faktörü Karşıyaka'da bu sezon yoktu. Yıllardır süregelen çok ciddi bir 5 numara zaafiyeti de bir türlü çözülemeyince galibiyetler sadece belli kişilerin maç günü formda olup olmamasına endeksli oldu. DJ Kennedy ve Jarrod Jones da bunda en önemli role sahipti. Metin Türen'in iyi niyetli çabası ve hırsı da bazı maçlarda devreye girince kişisel yeteneklerle kazanılan maçlar oldu. Ancak maç kazanmanın süreklilik arzetmesi bu şekilde mümkün olamazdı ve olamadı da zaten.
Son PAOK maçı ve ligde kazanılan Eskişehir Basket maçları önemli bir psikolojik eşiğin aşılmasını sağladı gerçi... Umarım bu da takıma vereceği özgüvenle, bireysel performanslarını bazı maçlarda üst seviyede tutan oyuncuların bu performanslarının sezonun geri kalanında devamlı hale geleceği bir tablo yaratır. Çünkü bu dakikadan sonra takım olabilme olasılığını düşük görüyorum. Takım olamayan ve bazı oyuncularının bireysel çıkışlarıyla mücadelesini sürdüren takımların ligdeki yerleri de basketbolda takım kavramın ne kadar önemli olduğunun bir ispatı zaten. Şu andaki sayı lideri Caleb Green (Trabzonspor-29 puanla ligde 11'nci sırada), şu andaki süre lideri Kenneth Boynton (YeşilGiresun Belediyespor-28 puanla 13'üncü sırada), şu andaki 3 sayı lideri Erving Walker (Demirinşaat Büyükçekmece-28 puanla 12'nci sırada), şu andaki assist lideri Sarunas Vasiliauskas (Trabzonspor-11'inci), şu anki blok lideri Christopher Obekpa (Trabzonspor-11'nci), sadece şu anki rebaund lideri ligin iddialı takımlarından birinde ki o da 5'inci sıradaki Efes'ten Vladimir Stimac... Tüm bu veriler ne demek istediğimi çok da net bir şekilde izah ediyor!
Eskişehir Basket maçını kazanmak suretiyle büyük ölçüde düşme tehlikesinden uzaklaştı Karşıyaka. Hem bunun vereceği rahatlıkla hem de Avrupa'da yoluna devam etmesinin verdiği güvenle önündeki tüm maçlarda yetenekleri ile ön plana çıkan oyuncularının yüksek performansla oynamaya devam etmesi muhtemel. Zor da olsa play off olasılığını kovalamak, FIBA şampiyonlar liginde en azından final four'u hedef olarak koymak bu sezonun kalanında yapılabilirliği gayet de mümkün olan şeyler. Bunları bu şekilde düşünürken bir diğer taraftan da gelecek sezonun hazırlıklarına ivedilikle başlamak lazım. Kennedy ve Jones ile sözleşme uzatmak, iyi bir 5 numara için ciddi girişimlere şimdiden başlamak, takımı takım yapabilecek bir koç arayışına girmek ve tabii ki saha içinde takıma liderlik edebilecek bir oyun kurucu aramak bence yapılması gereken hazırlıkların temel başlıkları.
Doğru hamleleri, çok da gecikmeden yapmak suretiyle, asla vazgeçmeyen taraftarını gururandıracak bir Karşıyaka gelecek sezonda en büyük mutluluğumuz olacaktır. Yalnız taraftar demişken söylenmesi şart olan bir konuya da dikkat çekmek lazım! Sporun hiç bir dalında küfüre yer olmadığı gibi, basketbol gibi bir salon sporunda ise asla yer olmamalıdır. Unutulmaması gereken bir şey var ki, kazanmak için takımı desteklerken küfür etmenin ne gereği ne de mazereti yoktur. O salona eşiyle, çocuğuyla gelen aileler yanısıra belki de salonu dolduran seyircinin yarısı da kadınlardan oluşuyor. Hiç değilse konuya bu açıdan yaklaşmak, o küfür edenlerin de eşleri, anneleri, ablaları, kızkardeşleri, çocukları olduğunu düşünerek kendilerine yapılmasını istemeyecekleri bir şeyi onların da başkalarına yapmaması gerektiğini söylemek lazım. Dikkat ettiyseniz kulübe gelmesine neden oldukları 75 bin liraya yakın ceza konusuna hiç girmedim bile. Çünkü asıl mevzunun yanında bir ayrıntı aslında o. Ama eğer bu tip kişiler üzerinde daha etkili olacak olan buysa onu da söyleyeyim; ettiğiniz küfürlerle çok sevdiğinizi söylediğiniz kulübünüze de zarar veriyorsunuz..!
Karşıyaka'nın seyircisiyle tüm Türkiye'de uyandırdığı hayranlığa leke sürdürmeden, takım gibi takımıyla parkede her rakibi yenebileceği güzel günlere ulaşabilmek umuduyla...
Sağlıcakla kalın...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!