Josh Boone:
2006 yılında New Jersey Nets tarafından birinci tur 23. Sıradan draft edildi. 1984 doğumlu. 2,08 m (pivot-uzun forvet). Dört sezon Nets’de oynadı. Geçen sezonu Khimki Moskova ve BC Kalev-Cramo’da geçirdi. Tüm yıl 51 maça çıktı. 30’unda ilk beş oynadı. İstatistiklerine bakılacak olursa; 22.8 dakika ortalama süre, %58.1 saha içi isabet, 11.5 sayı, 7.7 rebaund, 1.1 asist, 0.9 blok.
Benim yorumuma gelince; Yerinde transfer. Ayakları hızlı, rebaundlarda yer tutuşu doğru, orta mesafe şutu ve pozisyon takipçiliği var. Palacios’un bir zamanlar üstlendiği rolü üstlenebilir. Ancak kariyerinde iniş gösteren bir dönemde oluşu ve yaşı dikkate alındığında kendisini motive edecek Karşıyaka seyircisine de iş düşüyor!
Da Juan Summers:
1988 doğumlu. 2,03 m (forvet-uzun forvet). 2009 yılında birinci tur 35. Sıradan Detroit Pistons tarafından draft edildi. Hiç ilk beş başlamadı. 3.4 sayı ortalaması ile oynadı. 14 maç New Orleans Pelicans ve 1 maç Los Angeles Clippers formaları da giydi. Avrupa’da Montepaschi Siena, Budivelnyk Kiev ve Gran Canaria’da oynadı. Geçen sezon ABD D-league takımlarından Westchester Knics ile sözleşme imzaladı. Aşil tendonundan ağır bir sakatlık yaşadı ve uzun süre parkelerden uzak kaldı. Avrupa’da oynadığı takımlarda en yüksek sayı ortalamasını 2013-2014 sezonu eurocup’da 13.6 sayı ile Budivenyk Kiev’de yakaladı. Bunun dışındaki Avrupa kariyerinde yer aldığı takımlarda sayı ortalaması 4.0-6.0 arası!! Kaldı. Kariyerindeki en yüksek rebaund ortalaması 8.5, en düşük 0.6!!
Gelelim benim yorumuma; öncelikle aşil tendon sakatlığının tamamen geçmiş olmasını, kendine ve Karşıyaka’ya sorun yaratmamasını diliyorum. Bunun bir sorun yaratmayacağını varsayıp istatistiklere bakacak olursak da umut kırıcı bir durum söz konusu ancak izlediğim kadarıyla zaman zaman maç içersinde patlamaları olabilen, el üstü şut atmaktan çekinmeyen ve uygun pozisyon bulduğunda üç sayılık atışlar da yapabilen bir oyuncu. Tabii ki de tüm bunları ancak zaman zaman yapabilen bir oyuncu Karşıyaka’ya yeterince katkı verebilecek midir o ayrı! Sanırım koç Markoviç’in Summers üzerinde ayrı bir çalışması gerekecek gibi..! Gerek Westchester’da gerekse Gran Canaria’da forma numarasının 35 olması umarım İzmir’in Karşıyaka’sına uyum süresini minimuma indirecek bir totem olur.
Mateusz Ponitka:
1993 doğumlu. 1,97 m. Polonya milli takımının kendisini kullandığı pozisyon tercihi şutör guard. Ancak kısa forvet olarak da oynayabilmekte. 2009 yılında Polonya ikinci liginde profesyonel kariyerine başladığında henüz 16 yaşında idi ve 27 maçta 18 dk ortalama süre alıp sezonu 7.1 sayı, 3.5 rebaund ve 1.2 top çalma istatistikleri ile tamamladı. Aldığı pek çok ödül var;
-2010’da FIBA U-17 dünya şampiyonasında finale kalan Polonya milli takımındaydı. Amerika’ya finalde yenildiler. Ancak Ponitka turnuvanın en iyi beşine seçildi.
-2010 eylül ayında NBA ve FIBA ortaklığıyla düzenlenen ‘’Nike Hoop Summit’’ te Dünya Takımı kadrosunda yer alıp Amerika takımına her ne kadar yenilmiş olsalar da Ponitka attığı 17 sayıyla en skorer oyuncu oldu.
-2011-2012 AZS Warsaw Polonya birinci ligindeki ilk tecrübesinde daha all star organizasyonuna en fazla oyu alarak seçildi.
-2013 Asseco Prokom’la Belçika ligi şampiyonluğu.
-2015 Zielona Gora ile Polonya birinci liginde süper kupa ve lig şampiyonluğu yaşarken hem süper kupa’nın hem de ligin ayrı ayrı MVP’si seçildi.
-Geçtiğimiz sezon eurocup’da ‘’yılın en iyi genç oyuncusu ödülünü kazandı.
Benim yorumum ise şöyle; 1999-2000 sezonundaki Karşıyaka’nın Rus oyuncusu Zakhar Pashutin’i anımsatan bir oyun tarzı var. Pashutin’in kariyer sıçraması Karşıyaka ile olup daha sonra 2005-2006 ve 2007-2008 yıllarında CSKA Moskova ile iki kez euroleague şampiyonluğu yaşamıştı. Ponitka’da da benzer bir kariyer gelişimi yaşayabileceğini gösteren her türlü meziyet mevcut gibi... Agresif, atletik, basketbol zekası var ve genç! Karşıyakamıza hayırlı olsun...
J’Covan Brown:
1990 doğumlu. 1,88 m (point guard-playmaker-şutör guard). Kariyerinde Rethymno Aegean (Yunanistan), KAOD(Yunanistan), Caneros de La Romana (Dominik Cumhuriyeti), Astana (Kazakistan), Türk Telekom ve son olarak AEK (Yunanistan) takımlarında oynayan oyuncunun geçen sezon AEK’da 10 maçta 8.2 sayı ve play off’larda da 10 maçta 12.2 sayı ortalamaları ile oynadığını görüyoruz. Kariyerinde 2014-2015 sezonunda Astana formasıyla eurochallenge’da 17.8 sayı ortalamasıyla en yüksek ortalamayı yakalarken, 2015-2016 sezonunda FIBA Avrupa Kupası’nda Türk Telekom formasıyla çıktığı 5 maçta yakaladığı %69’luk üç sayı yüzdesi ulaştığı en yüksek üç sayı yüzdelik dilimi olarak görülüyor. Yine Türk Telekom formasıyla geçen sezon Türkiye Basketbol Süper Liginde %94’lük bir serbest atış yüzdesi yakaladı.
Benim yorumum şöyle; içeriye penetre edebilen, güçlü bir fiziğe sahip, oyunun sıkıştığı anlarda dış şutlarıyla kilidi açabilecek ve Karşıyaka’nın uzun zamandır sahip olmadığı serbest atış yüzdesi oldukça yüksek bir oyuncu. Şayet sahip olduğu bu vasıfların (her birini ayrı ayrı maçlarda teker teker değil de) tamamını birlikte kullandığı maç sayısı artarsa (tıpkı geçen sezon ülker sports arena’da fenerbahçe’ye karşı sergilediği 38 sayılık performansta olduğu gibi) Karşıyaka için basketbolun temel ilkelerinden biri olan ‘’bir basketbol takımı oyun kurucusu kadar oynar’’ sözü gerçek olup başarı kaçınılmaz olabilir...
Kevin Dillard:
1989 doğumlu. 1,83 m (playmaker). Profesyonel kariyerine 2013-14’de İtalya ikinci liginde Casale Monferrato ile başlayıp ardından VEF Riga, Pau Orthez, Cholet Basket, Antwerp Giants ve Apollon Patras takımlarıyla devam eden oyuncunun istatistiklerine bakıldığında son iki takımında 19 sayı ortalamayla oynadığı görülüyor. Serbest atış yüzdesi ise VEF Riga’da, Antwerp Giants’da ve Cholet Basket’te oynarken %100!! Üç sayı yüzdesi ide kariyerinde en yüksek %56 seviyesini görmüş!
Yorumlayacak olursam; üstün bir dribbling becerisi var ve çok hızlı. Cross-over’larıyla rakibinin belini kıran anları görme ihtimalimiz fazla. Günündeyse heyecan verici bir oyuncu. Serbest atış yüzdesi Karşıyaka’nın bu anlamdaki sıkıntısını J’Covan Brown’la birlikte giderecek gibi. Ancak dış şutlarda Karşıyaka el yakan topları kendisine teslim edecek cesareti göstermeli mi çok emin değilim! Umarım bu konudaki şüphelerimi, göstereceği performansla ortadan kaldıracaktır...
Brent Petway:
1985 doğumlu. 2,05 m (uzun forvet). Profesyonel kariyeri 2007-09 arası oynadığı Idaho Stampede (NBA D-league) ile başlıyor. Ardından Ilysiakos BF (Yunanistan), JA Vichy (Fransa), Harlem Globetrotters, Rethymno Aegean BK, Olympiakos ve Dinamo Sassari (İtalya) ile devam ediyor. Kariyer başarıları oldukça fazla. 2008 yılı NBA D-league all star’da smaç şampiyonluğu, 2009’da yine D-league’de yılın defansif oyuncusu, 2013’de Yunanistan ligi all star MVP’si ve smaç şampiyonu, 2013’de FIBA kıtalararası kupa şampiyonluğu ve 2015 Yunanistan ligi şampiyonluğu... Bunlar her ne kadar göz alıcı olsa da son sezonundaki istatistiklerine bakıldığında ortalama 3-4 sayı ve ortalama 3-4 rebaund ile oynadığı görülüyor! Tabi bunda sakatlıklarla boğuşmasının da etkisi olabilir.
Benim yorumum ise şu şekilde; tam bir sürpriz diyorum! Artıları da eksileri de çok fazla... Sokak basketbolundan gelmesi agresif ve yaratıcı olmasına katkı sağlayan bir özelliği. Spektaküler hareketlerle, smaçlarla tribünü coşturma potansiyeli ile birlikte iyi bir defansif yönü olması da (isteyince) önemli bir artı değer. Solak oluşu (rakibe ters gelmesinden dolayı) ve formda olduğunda üç sayı çizgisinin gerisinden de sayı bulabilme becerisi yine diğer pozitif yönleri. Ancak Karşıyaka tribününün ateşli karakteriyle, Harlem geçmişinden kalan şov yapma güdüsü harekete geçerse takım oyununu ciddi anlamda bozabilir. Yanısıra şampiyonluk alışkanlığı şayet hakkaten alışkanlığa dönmüş vaziyetteyse pozitif, ama doygunluğa yol açmışsa negatif bir durum olabilir. Bir diğer eksi yön ise son istatistiklerinin oldukça kötü oluşu ile birlikte geçen yıl 440 bin doları kabul etmezken bu sene 140 bin dolara Karşıyaka’ya evet demesinin, ‘’acaba Karşıyaka’dayken de devamlı sakatlıklarla boğuşmasına neden olacak kronikleşmiş bir durumu mu var?!’’ sorusunu akla getiriyor oluşu... Dediğim gibi tam bir sürpriz! Elde patlayan bir bomba da olabilir, rakibi dağıtan bir bomba da! Birlikte göreceğiz. Kenny Gabriel’ın boşluğunu doldurmaya yetmesi umuduyla...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!