Bayram... Küskünlerin barışmasına, aile bireylerinin buluşmasına, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarının giderilmesine vesile olan iyi niyet ve temiz duyguların öne çıkmasını sağlayan bir kavram. Kurban kavramı ise sadece İslamiyete özgü değil, insanlık tarihi kadar eski! Tarihte ibadet niyetiyle yapılan ilk kurban, Hz Adem’in oğulları Habil ile Kabil’in kurbanlarıdır. Aralarında çıkan ihtilafta hangisinin haklı olduğunu anlamak için, Cenab-ı Hakk’a kurbanlarını arz ettiler. Habil’in kurbanı kabul olmuştu. Bunu çekemeyen ve isteğine kavuşmak için çalışan Kabil, kardeşi Habil’i öldürmüştü.
İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca gibi Latin kökenli dillerde genellikle ‘sacrifice’’ terimi ile karşılanan kurban, kutsal anlamına gelen ‘’sacer’’ ile yapmak anlamına gelen ‘’facere’’ kelimelerinin biraraya getirilmesinden meydana gelen Latince ‘’sacrificium’’ dan gelir. Bu kelime, objeleri tanrılara veya tabiat üstü varlıklara takdim etmek suretiyle onları Tanrı’nın mülkü haline getirmek ve böylece kutsal yapmak fiiline delalet eder.
Hristiyanlık inancına göre; çarmıha gerilmesinden önceki akşam, Hz İsa ‘’bu benim vücudumdur’’ diyerek öğrencilerine ekmek dağıtır. Sonra da bir kase şarap gezdirerek ‘’bu benim kanımdır’’ der. Bu inanışa göre Hz İsa, ekmekle şarabı kendi vücudunu ve kanını göstermek için kullanmış ve izleyicilerine kendisini anmak üzere bu kurban törenini sürekli tekrarlamalarını buyurmuştur. Kurban kendisidir yani! O nedenle Hristiyanlıkta ayrıca bir kurban töreni yoktur.
Yönelmiş olduğu amaçlara göre kurban dört grupta ele alınabilir; istenilen şeyi elde etmek için, elde edilen şeye teşekkür için, bir günahı ya da kusuru bağışlatmak için ve ilk ürün veya ilk avdan Tanrı’ya bir hak olarak sunulması maksadıyla...
Sonuç itibariyle kurban ritüeli insanlık tarihiyle bir! Günümüzde özellikle hayvan hakları savunucuları başta olmak üzere buna karşı çıkanlar da mevcut. Ancak temelleri bu kadar eskiye dayanan ve niyet itibariyle de bu denli iyi niyetli gerekçeleri olan bu geleneği reddetmek hem geleneksel anlamda hem de zaten dini bir müeyyide olarak mümkün değil! Ancak bunu da usulüne uygun olarak yapmak lazım...
Kurban bayramı gibi özellikli günlerde uygun nitelikteki hayvanların kurban edilmesi durumu söz konusu olmasaydı bile, hayvan kesim merkezlerinde zaten her gün insanların ihtiyacı maksadıyla kesim işlemi yapılıyor. Konuya aşırı duygusal yaklaşan hayvan severlerin bu gerçeği de göz ardı etmemesi lazım. Zaten Kuran-ı Kerim’de de şöyle bir ayet yer almaktadır; ‘’hayvanları da O yarattı. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Ve siz onlardan bir kısmını da yersiniz.’’
Ancak, hayvanların belirlenen nitelikte olanları helal kılınırken aynı zamanda Hz Muhammed’in de pek çok hadisinde ifade ettiği gibi onlara eziyet edilmemesi de buyurulmaktadır İslamda. Müslüman sadece insanlara değil, diğer canlılara da merhametle davranır, hayvanlara şefkatle muamele eder. Allah yarattığı canlılara acıyanları bağışlar, günahlarını affeder...
Sonuç itibariyle kurbanlıklara eziyet etmeden, onların ihtiyaç sahiplerine destek olmak gibi öncelikli bir niyetle kurban edildiği gerçeğinden uzaklaşmadan, en radikal hayvan severin bile kutsal bir amaç uğruna usulüne uygun olarak kurban kesene saygıyla yaklaşacağı ve aynı şekilde kurban kesenin de onlara anlayışla yaklaşabileceği bir ortamda, keyifle geçireceğimiz bir bayram olsun.
Ekonomik sıkıntılarla, dövizin aldığı hal ile, 17 Ağustos 1999 depreminden ders almayıp zemini balçık olan yerlere devasa gökdelenlerin dikilmesine şahit olmanın verdiği stresle, üretmenin tek kurtuluş olduğu gerçeğine yıllar yıllar sonra ulaşıp da dünyanın süper gücü kabul edilen bir ülkenin ekonomik saldırısına maruz kalmanın verdiği üzüntüyle, gelecek kaygılarıyla ve pek çok konuda duyduğumuz endişelerle yaşayıp giderken önümüze çıkan her bayramı fırsat bilip biraz olsun yaşama tutunmaya çalışalım ve geçirdiğimiz toplumsal cinnet halinden uzaklaşabilelim umuduyla, birbirimize saygılı, kazasız belasız, huzurlu bir bayram diliyorum herkese...
Sağlıcakla kalın...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!