Çoğumuzun duyduğu ve belki de bazılarına klişe bir laf gibi gelen bir sözdür; ''hayvan sevmeyen insan da sevemez'' cümlesi ancak ben bunun sonuna kadar doğru olduğuna inananlardanım. Çocukluğumdan beri evimizde daima bizlere can dostu olan hayvanımız olmuştur. Kimi zaman bu bir kanarya ya da muhabbet kuşu, kimi zaman tavşan veya papağan, kimi zaman bir japon balığı olmuştur bu... Evimizde öyle ''kimi zaman'' şeklinde değil de ''daimi üyesi'' sıfatlı olarak ise hep köpeğimiz olmuştur. Şu anda da bir poodle'ım var ve dostumun adı da Buddy(Dost)...
Hiç kimsenin karşılamadığı içtenlikte beni her gördüğünde karşılaması, sadece birkaç saat bile ayrı kalsak sonrasında bir araya gelince sanki yıllardır görüşmeyen iki can dostu olan insanın yıllar sonra karşılaştığında duyacağı heyecanla üzerime atlayışı, bana bakarken gözlerimin içine içine bakıp oradan adeta kalbime uzanan bir dokunuş hissettirmesi ve yaşattığı daha nice güzel duygu ve anlar nedeniyle her insanın bir başka türle dostluk kurması bence çok ama çok önemli! İnsana bazen kaybettiği hoşgörüyü, merhameti, vicdanı her an her saniye hissetirip bu duygularını her daim canlı tutmasını sağlıyorlar en azından. Bu da toplumsal yaşantıya da yansıyacak olan bir pozitivite yaratacaktır mutlaka..!
İddia ediyorum ki dünyanın en acımasız ve yaşadığı gezegene en fazla zarar veren canlı türü insan. Siz hiç karnını doyurma güdüsünün tatmini,yavrularını,kendini ve yuvasını koruma dürtüsü gibi duyguların dışında zevk için, karşısındakine acı vermekten alacağı keyif için bir başka cana kasteden hayvan duydunuz mu?! Ya da ağaç kesen, etrafa plastik-metal-cam-kağıt çöpler atan, içtiği suya zehirli madde katan, havayı kirleten bir hayvan türü biliyor musunuz?! Dolayısıyla hayvanların tamamını sevmek için çok geçerli nedenlerimiz varken, maalesef insanların bazılarını sevmek bazılarını sevmemek durumu söz konusu. Tıpkı benim de en son okuduğum bir haberde adı geçen Marmaris'in Bozburun mahallesinde yaşayan, sunucu Tanem Sivar ve ailesinin komşusu olan, 53 yaşındaki Kaan Ünveren isimli bir şahsı eğer verilen haber doğruysa hiç tanımadan sevmediğim gibi...
Haber konusu edilen durum şu; bir zamanlar Acun Firarda programıyla tanınan ve sonrasında da sunuculuğa farklı programlarla devam ederek ünlenen Tanem Sivar'ın ve eşinin labrador cinsi iki köpeğini komşularının zehirleyerek öldürmesi! Bahis konusu olan durum belki de pek çok yerde pek çok kez yaşanan bir durum, ancak tanınan bir simanın başına gelmesi sebebiyle haber yapıldığını düşünüyorum. O iki günahsız canlının katledilmesine ne kadar çok üzülmüş olsam da Tanem Sivar gibi tanınan bir karakterin köpekleri olarak katledilmeleri sebebiyle haber yapılmasına da sevindim. Sevindim, çünkü böylesi vahşete imza atanlar topluma afişe edilmeli ki belki bir nebze olsun benzer vahşi duygulara sahip olanları, ''haber yapılır rezil olurum'' kaygısıyla durdurur. Sanmıyorum ya olsun, binde bir olasılık bile olsa önemli...
Şayet ''Cango'' ve ''Pamuk'' isimli canları acımasızca zehirlediği haberi doğruysa, bu vahşi katilin bu dünyadaki cezası ne olursa olsun, cehennemde sonsuza kadar yanacağından şüphe duymuyorum. Bu düşünce belki de beni ''kısmen'' rahatlatıyor çünkü bu dünyadaki cezasının henüz belirlenme aşamasındayken dahi iki nokta dikkatimi çekti ve beni rahatsız etti. Birincisi ve en fazla rahatsızlık duyduğum nokta suç ve ceza tanımı! Şöyle ki; ''Türk ceza kanununun 151/2 maddesi kapsamında <<mala zarar verme>> suçundan, 4 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası''. Köpek=mal öyle mi! Suçu sabit görülüp verilecek ceza olarak da sadece adli para cezası belirlenecek olursa anlayacağım ki köpek=mal olarak görülüyormuş hakkaten!
İkinci rahatsızlık duyduğum nokta ise delillerden ve tanıklardan anlaşıldığı kadarıyla yüksek ihtimalle bu suçu işlediği düşünülen şahsın karar netleşinceye kadar serbest bırakılmış olması. E tabi köpek mal olunca, kalkıp da birinin arabasının camını kıran adam nasıl ki yargılanıncaya kadar içerde tutulmuyorsa bu kişinin de içerde olmayıp serbest bırakılması da şaşırtmamalı aslında..! Bu konuda gerçek bir hayvan sever olarak, hele ki söz konusu köpekler olunca iyice hassaslaşan biri olarak her ne kadar taraf olmama durumum olamasa da elimden geldiğince objektif kalmaya çabalayarak bir de karşı tarafın gözünden bakmayı denemek istiyorum...
Bu katliamı yapan kişi zaten önceden beri gerek sosyal medyadan gerekse yakın çevresindekilere köpeklerden nefret ettiğini ifade eden birisiymiş. Belki çocukluğunda maruz kaldığı bir travma veya çok sevdiği birilerinin başına gelen köpeklerle ilgili bir durum kendisinde bu duygu durum halini yaratmış olabilir. Buna da saygı duymak lazım aslında ancak bu durum sadece duygu durum seviyesinde kalıp somut bir şekilde köpeklere zarar verme eylemine dönüşmediği müddetçe... Bununla beraber, belki de Tanem Sivar'ın köpeklerinin kendisine verdiği somut zararlar da vardı ve konunun bu kısmını da okuduğumuz haberdeki bilgiler çerçevesinde bilemiyoruz. Eğer öyleyse ve bu konuda Tanem Sivar'ı uyardığı halde kayıtsız kalındıysa o zaman köpek sahibinin de hatası var demektir. Yine de böyle bir hata varsa bile bunun için takınılacak tavır iki günahsız canlının hayatına kastetmek asla olamaz. Bu tip durumların yaşanmaması için köpek sahiplerinin de üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi ve çevresindekilerin rahatsız olabileceği ihtimalleri bertaraf etmesi lazım. Tasmasız şekilde dolaştırmamak, tuvaletini ulu orta her yere yaptırtmamak, sürekli havlamasına engel olacak şekilde eğitim vermek gibi...
Aslında bu kadar da uzuuun uzun yazmayı dahi gerektirmemesi gereken çok net bir durum var ortada; köpekler can'dır mal değildir, cana kastedenin cezası da ona göre verilmelidir! Tüm herkesin kalbine hayvan sevgisinin yerleşmesi dileklerimle...
Sağlıcakla kalın..!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!