Bayraklı adliyesi önünde yaşanan terör saldırısıyla bir kez daha sarsıldık. Şehitlerimiz var, yaralılarımız var. Şehit olanlar; adliye katibi Musa Can ve polis memuru Fethi Sekin. Kendilerine Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Yalnız şehit polis memuru Fethi Sekin'e ayrı bir parantez açmak istiyorum...
1973 yılında Elazığ'ın Baskil ilçesine bağlı Doğancık köyünde doğmuş. Annesini daha çok kısa bir süre önce kanserden kaybeden Fethi Sekin'in babası bunun üzerine oğlunun yanına İzmir'e gelmiş. 6 kardeşler ve 8 yıldır İzmir'de yaşıyormuş. Doğduğu köyde toprağa verilecek olan şehidimizin Osmangazi'deki mütevazi evinin balkonuna uğruna canını verdiği ülkesinin bayrağı, Türk bayrağı anında asılmış vaziyette. İçindeki vatan sevgisi ile, insan sevgisi ile ve görev aşkıyla olası çok daha büyük bir katliamın önüne set çekti! İzmir'li miydi? Hayır... Peki bunun bir önemi var mıydı? Ona da kocaman bir HAYIR! Bu ülke Elazığlı'nın İzmir'i, İzmirli'nin Van'ı, Diyarbakırlı'nın Edirne'yi, Antalyalı'nın Rize'yi kendi toprağı, kendi vatanı olarak görüp, birini diğerinden ayırt etmemesiyle ancak özgür, bağımsız kalacak ve bu kötü günlerden kurtulacaktır... Bu anlamda da şehidimiz Fethi Sekin çok önemli bir konuda rol modeli olmayı başarmıştır! Şehidimizin adını olay mahallinde bir yerde veya uygun görülen bir başka yerde de olsa yaşatmak boynumuzun borcu olmalı diye düşünüyorum. Cennet mekanı olsun...
Peki ya bazı ruh sağlığından ciddi endişe ettiğim kişilerin yaptığı ayrımcı paylaşımlar..! Gerçek adı mı yoksa değil mi bilmediğim, fakat Elif Şirin olarak ismi geçen zat ne demişti peki; ''neden hiç İzmir'de patlama olmuyor?? Yoksa gavur gavura rahat rahat yaşıyorlar mı?''... Bir bu kişinin zihniyetine bakın bir de Elazığlı Fethi Sekin'in İzmir'de canı pahasına verdiği mücadeleye... Bu paylaşımı yapan kadına sorsanız kendisi belki de sadece başı kapalı olduğu için dini bütün olduğunu zannederken, İzmir'in tamamına ise dinden imandan yoksun muamelesi yapıyor. Dinin, imanın, ahlakın kimde olduğu dışına bakılarak değil iç dünyasıyla ancak değerlendirilebilir! İzmir'in de İzmirli'nin de kendisini savunmaya dahi tenezzül etmeyeceği düzeysizlikte olan bu paylaşım nedeniyle acaba bu kişi hakkında İzmir'i hedef göstermekten dolayı bir işem yapılır mı bilmiyorum..! Gerçi yapılması ya da yapılmamasından ziyade bu hastalıklı düşüncelerin bulanıklaşmış zihinlerden arındırılması çok daha önemli. Bunu sağlayacak olan da gittikçe daha da kutuplaşmak yerine insanların birbirlerinin farklılıklarına göstereceği saygı ve bunu samimiyetle içselleştirmesi olacaktır.
Hem ayrıca biz bizlere ''gavur İzmir'' denmesine bozulmayız ki! Bizim bu laftan anladığımız bazı art niyetli kişilerin anladığından çok farklı çünkü... Biz bu laftan batının demokrasisini, medeniyetini, bilimini, sanatını, farklı hayatlara saygı göstermek anlamında hoşgörüsünü aldığımız sonucunu çıkartırken bir taraftan da kendi dinimize, geleneklerimize, kendi ahlak kurallarımıza ve Türk toplumunun aile kavramı anlayışına da sonuna kadar sahip çıkmasını biliriz...
Terörün dini, dili, ırkı, mezhebi yoktur. İnsan vardır sadece! Kimi; beyinleri yıkanmış, vicdanını ve insanlığını kaybetmiş türdendir ve katildir, ahlaksızdır ama tüm bunlara da saçma sapan kılıflar uydurarak varlığını sürdürme gayretinde olan terörist sınıfındandır. Kimisi aktif eyleme geçmeyip bu tiplerin pasif sempatizanlarıdır. Kimileri de bunların topunun kökünü kazıyacak olan insanlığa, hoşgörüye, medeniyete ve bıçak kemiğe dayandığında gereğini yapmaktan asla çekinmeyecek olan mangal gibi yüreğe sahip olan ''gavur'' İzmirli'ler gibi olanlardır..!
Eğer bunların eylemleri gelip de İzmir'e kadar dayandıysa, denize dökülme vakitleri de gelmiş demektir zaten!!!
Sağlıcakla kalın...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!