Hem umut, hem de şüpheyle yaklaşılan bir durumda... Aşı! Coronavirüs illetinden korunmak için umutların bağlandığı aşı konusunda ortalıkta dolanan çok fazla görüş mevcut. Aşı konusunun tartışılması bile bence yersiz aslında. Bunu genel anlamda, aşı kavramı için söylüyorum tabi! Söz konusu olan güncel coronavirüs aşısı olduğu zaman ise biraz da haklı olarak bazı şeyleri düşünmek gerekiyor...
Bir kere, bugüne değin bulunan aşıların en çabuk üretileni bile yıllarca süren çalışmalar sonucu bulunmuşken, 8 ay gibi bir sürede üretilen bir aşı var ortada! Mucizevi bir başarı olarak nitelendirebileceğimiz sonuçları ilerleyen süreçte görürüz umudundayım... Bunu, güvenilmez anlamında asla söylemiyorum! Bunu, şu anda onlarca aşı çalışması mevcutken ve bazılarının çalışmalarında finale geldiği görülürken aşı tercihi konusunda nasıl hareket edebileceğimiz üzerinde düşünmek gerektiği anlamında söylüyorum...
Mesela Çin aşısı; geleneksel olarak yapılageldiği üzere zayıflatılmış hastalık etkeninin vücuda enjekte edilmesi ve ona karşı vücudun antikor üretmesi şeklinde elde ediliyor. Çin bu aşı konusunda ''acil durumlarda kullanılabilir'' şeklinde bir ifade kullanıyor ve bu aşının faz 3 çalışmalarına ait yayınlanmış bir veri de söz konusu değil. Tıpkı Rus aşısı gibi (faz 3= geniş bir populasyonda karşılaştırmalı çalışmalarla etkinliğin araştırıldığı, ana amacı etkinliğin kanıtlanması ve yan etkilerin izlenmesi olan aşama).
Türkiye'de şu anda acil, hem de son derece acil bir durum olduğu gerçeğini hesaba katacak olursak, sağlık bakanlığının Çin aşısını bir an önce uygulamaya sokmak için yaptığı hamleyi yerinde buluyorum. Şu anda 10 milyon doz Çin aşısının yolda olduğu, sayının 50 milyona çıkacağı ve herkese ücretsiz olarak yapılacağı bilgileri veriliyor...
Diğer taraftan Amerika menşei'li Moderna ve yine bir Amerikan şirketi olan Pfizer ile Alman şirketi Biontech ortaklığında çıkarılan messenger RNA aşıları söz konusu ki tamamen yeni bir teknoloji. Bunlarla ilgili olarak da hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, insan DNA'sına etki edip değiştireceği yönünde komplo teorileri mevcut. Teknik ayrıntılarla sıkmadan, en kısa haliyle ve net olarak ifade edcek olursam bu mümkün değil!..
Bu aşılar faz 3 aşamasını da tamamlamış vaziyetteler. Onay alma süreçleri tamamlandıktan sonra bunların da Türkiye'ye girişinin yapılarak, eczanelerde ücrete mukabil satılmak üzere yerini alacağı söyleniyor. Gerek bu aşıların, gerekse Çin ve Rus aşılarının koruma yüzdeleri yüzde 90'ların üzerinde ifade ediliyor. 3 hafta ara ile iki doz yapılacakları belirtiliyor. Koruyuculuk süreleri ise mulak! İmmunoloji ile uğraşan pek çok profesörün ortak ifadesi; aşıların koruma süresi ancak ve ancak yaygın kullanıma girmeleri sonrasında yapılacak takiplerle belli olacaktır yönünde. 3 ay da olabilir, 6 ay da, 1 yıl da...
Çin aşısı ve Moderna (Amerikan) 2-8 derece aralığında saklanabiliyorken, Biontech-Pfizer (Alman-Amerikan) aşısı için eksi 70 dereceye gereksinim var. Pfizer-Biontech aşısının fiyatı 19,50 dolar olarak, Moderna aşısı ise 25 ila 37 dolar arasında belirlendiği söyleniyor. Hani Çin aşısını yaptırmayıp, ücretli olarak diğer aşıları yaptırmak isteyen olursa diye söylüyorum...
Aşı konusundaki gelişmelere sevinmekte haklıyız, ancak tamamiyle aşıya bel bağlayıp da bu işin bıçak gibi kesileceğini zannetme yanılgısına da düşmemek lazım. Bir süre daha, belki de 1 yıla yakın bir süre daha en azından tedbirleri sürdürmek gerekecek gibi... Çünkü aşıya erişim, genel populasyonun aşılanması ve aşının koruyuculuğunun süresinin ne kadar olacağının bilinmezliği gibi kavramlar hesaba katılacak olursa benim ''aşı rehaveti'' olarak tanımladığım ruh haline girmek için henüz aceleci davranmamak gerekiyor.
Pekiii, yukarıda verdiğim mümkün olan en sade şekliyle yer alan bir takım bilgilerden sonra; ''aşı elinize ulaşabilecek aşamaya geldiğinde hemen aşı yaptırmak ister misiniz? yoksa birileri olsun da sonuçlarını kendim görüp öyle karar vereyim mi dersiniz?'', ''aşı olacaksanız eğer, Çin'den gelecek olan ücretsiz aşıya daha erken erişilecek gibi göründüğüne göre o aşıyı erkenden olmak adına tercih eder misiniz? yoksa Amerikan veya Alman menşei olan aşıları bekleyip ücretli olarak onları mı yaptırmayı tercih edersiniz? (maddi durumu elverenler için söylüyorum bunu tabii ki de!)'', ''aşı olur olmaz maske-mesafe-hijyen bitti diyebilecek misiniz? yoksa bir süre daha tedbiri elden bırakmamak gerektiğini mi düşüneceksiniz?''...
Bu soruların kesin ve net cevapları olmadığından ben de buradan kendi tercihlerimden bahsederek olası negatif sonuçların sorumluluğunu almak istemem doğrusu! Artık gerisi; muhakeme-akıl-fikir ve belki biraz da şansa kalmış gibi... Her şeye rağmen gelinen şu aşama çok çok değerli...
Herkesi saran ''önlem yorgunluğu'' sendromunu farkındayım, ancak en en ennn şiddetli salgın dönemine girdiğimiz şu günlerde konsantrasyon kaybına da, önlemlerde gevşemeye de asla ama asla yer olmamalı!.. Kendi canımızı düşünmüyorsak bile, sevdiklerine ve çevrendekilerin yaşam hakkına saygı gereği en azından...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!