Anadolu Efes son 2 sezonda çok kötü başlangıçlar yaptığı Euroleague’e bu yıl da yenilgiyle başladı. Önceki yıl EL Şampiyonluğu rehaveti ile sezona başlayıp oldukça kötü giden EL sezonunu Rus Takımlarının oylama ile ihracı sonrası kurtarıp back to back yapmıştı. Ligde ise Fenerbahçe’de finalde kaybedip şampiyonluktan olmuştu. O günlerde seri şekilde gelen Tsunami farkedilmemiş ve sezona tuhaf oyuncu değişiklikleri ile başlanıp EL’de play-off yapılamamıştı. Bu sezon başında bu kez Koç değişimi sonrası düşen bütçe ve oyuncu değişimi ile adeta 12 benzemeze dönen Efes’in sezona verimli başlaması ancak peri masallarında olabilirdi. Hazırlık dönemi son 2-3 maça kadar sakatlıktan dolayı oynayamayan Clyburn bir anda form tutamadı doğal olarak. Geçmişten gelen garanti kontratlar Koç Erdem Can’ın elini kolunu bağlasa da yapacak bir şey yoktu. Dün gece maçı dikkatli izlediğimde Beaubouis’nın emekli muhasebeci görüntüsü beni üzdü. Doymuşlukla birleşince yaşın da önemi katlanarak büyüyor. Hücumda yetenekli ama savunmada zayıf olduğu bilinen Zizic bu saatten sonra değişip He-Man olamaz. Bunu kabullenmek gerek. Tibor da dinlenip sezona hazırlanacağım diye Milli Takımdan affını istedi ama yaz boyu tatil resimleri paylaşıp sadece İDARE EDECEĞİNİ göstermişti. Efes çember altının sıkıntısını geçen yıldan beri konuşuyoruz. Bu arada Furkan Haltalı’yı bırakmak bence çok büyük hata oldu, oda ayrı. Efes final serisinde Karşıyaka’yı 3-0 ile geçip kupayı alırken çember altını sertliği ve direnci ile KORKU BÖLGESİ’ne çeviren ama tabi ki yaptıkları fark edilmeyen Furkan unutuldu gitti !!!
Baskonia’dan çıkan oyuncuların büyük bölümü gittiği kulüpleri yanıltır çünkü Baskonia Başkanı geleceği olabilecek oyuncuları erkenden alıp parlatır ve sonra iddialı kulüplere satıp para kazanır. Yani iş adamı ve Kulübü bu mantıkla yönetir. Zamanında Larkin de bu mantıkla transfer edilmiş ve parlatılıp Efes’e satılmıştı. Larkin ekstra karakter olduğu için kendisini oynatmayıp yarı sezonda bırakmak isteyen Koçuna takımda yaşanan sakatlıklar sonrası yer bulup olağanüstü bir performans verip cevap vermiş ve Efes’i şampiyon yapmıştı. Onun dışında örnek azdır. Polonara faciasını hem Fenerbahçe hem de Efes yaşadı. Darius geçen yıl TAM SERBESTLİK ile harika sezon geçirip transferi hak etti. Genelde orta sahayı geçip ilk topu atma yetkisine sahip olan Baskonia’lı oyuncular başarılı oldu. Darius tam zıt bir sisteme geldi. Yani her topun çok değerli olduğunun bilincinde olan ve oyuncuların yeteneklerine göre hücum düzeni organize edilmiş Efes Takımında şimdilik sudan çıkmış balık görüntüsü veriyor. Bu da çok normal. Onun yapması gereken şey, acil olarak Koçu ve sistemi anlayıp ona göre motive olup takımı oynatması. Hızlı hücumlarda çok başarılı ama sete set hücumda top eline yapışıyor. Efes’te top ne kadar çok dönerse Efes o kadar verimli oynar. Yani Darius’un sıkıntısı net olarak yetenek ya da başarısızlık değil, sistemi henüz çözememiş olması. Artık Baskonia’da olmadığını anladığı zaman takımı çok iyi idare edecek. Bu arada Efes’in en önemli şanssızlığı tabi ki ligin uzak ara en iyi yerli oyun kurucusu Doğuş Özdemiroğlu’nun sezonluk sakatlığı oldu. Yoksa dün gece Laprovittola bu kadar FİNK atamazdı sahada.
Duyumlar Efes’in bir NBA uzununa odaklandığı ve karar vermesini beklediği yönde. Umarım bir an önce bu transfer gerçekleşir ve sorunlar biter. Yeni takımlara biraz zaman vermek gerek. Efes taraftarı takımına sonuna dek güvenip desteklemez ise sıkıntı büyür. Erdem Can ile ilgili yaratılan algı uzaktan kumanda oyunundan başka bir şey değil. Kısa süre sonra sakatlıktan dönenler de form tutunca Efes olması gereken çizgiye ulaşır. Uzaktan kumandalı kurgulu bebeklerin yazıp söylediğine itibar etmeyin. Naçizane !
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!