ANA SAYFA > Yazarlar > Nejat Sayman > Bu kez hem basketbol hem voleybol yazdım

Bu kez hem basketbol hem voleybol yazdım

NejatSayman
Sosyal Medya :
29 Ocak 2025, Çarşamba 22:01
174 kez okundu

Herkese merhaba. Bu kez değişik bir şey yapıp hem Basketbol hem Voleybol yorumu yazmak istedim çünkü aynı gün oynanan maçlar nedeniyle daha sağlıklı olabilir diye düşündüm.
Basketboldan başlarsak Euroleague’de müthiş bir haftayı geride bıraktık. Anadolu Efes Koç değişimi sonrası Milano önünde inanılmaz bir patlama yapıp Koç Ettore Messina’yı şok etti. Efes’e asistan Koç olarak önemli hizmetler veren Tomislav Mijatovic ne yazık ki Koç olarak ağır hasar verdi. Öncelikle 20 benzemezden takım yaratmaya çalıştı. Hepsini mutlu etmek için dakikaları adil dağıtmaya çalıştı. Hatta Euroleague maçlarının son periyotunu hiç oynamayan beş kişiden oluşturup tuhaf maçlar kaybetti ve Efes baştan krize girdi zaten. Halbu ki Euroleague bambaşka bir yerdi ve aslında uzun yıllar orada yardımcı Koç olarak görev alan biri olarak bunu en iyi o bilmeliydi. Hiç bir kulüpte bu kadar çok oyuncu kadroda yok. Ayrıca yaptığı transferler ne yazık ki ikna edici değildi. Vincent Poireir gibi bir dünya yıldızına sahip olup onu bench’de oturtmak en büyük hata idi. Bu oyuncu grubunun içinde Efes forması giyme ihtimali olmayanlar var. Hollatz sonunda gitti. 4-5 oyuncuyu daha yollayıp onlara ödenen lüzumsuz parayı 2 tane kaliteli oyuncuya vermek çok daha akılcı olur. Eskiden altyapısından yetişen oyuncular ile Türkiye ve Avrupa şampiyonluğu yaşayan köklü bir kulübün bugün kadrosunda hiç alt yapıdan yetişen oyuncusu olmaması çok üzücü ! Umarım İtalyan Koç Banchi devrimler ile dolu gelmiştir Efes’e. Çünkü Efes’in buna çok ihtiyacı var. Banchi en önemli devrimi oynayan oyuncuyu kısıtlamakla yaptı. Milano maçını 10 oyuncu ile tamamlayıp mesajı verdi. Hollatz’ı yollaması ayrı bir devrimdi. Sırada daha epey isim var. Ayrıca Tomislav’ı kulüp yönetimi çok sevse de profesyonellik adına Koç Banchi’ye kendi yardımcısını seçebilme şansı verilmeliydi !
Efes hala play-in’den de olsa Euroleague’e tutunabilir. Sonuçta geçen yıl Efes’i İstanbul’da eleyen İtalyan deneyimli Koç bugün Efes’in Koçu. Yani umutlar asla bitmez. Banchi’ye mutlaka destek verilmeli ve gelecek yılın yapılandırması için kolları sıvaması gerektiği anlatılmalı.
Gelelim Fenerbahçe Beko’ya. Saras geçen yıl ağır devrim yapıp Itoudis’den aldığı çökük takıma Euroleague’de Final Four oynatmış ve Türkiye’de 2 kupa kazandırmıştı. Bu sezon başı transferlerinde çok nokta atış yapmasa da yaşadığı bir çok sakatlığa rağmen Euroleague’in gizli lideri durumunda. Yine de normal sezonun genelde yanıltıcı olduğu ve gerçek yaşamın play-off’da başladığını hatırlatmam gerek. Bu sezon bence son 10 yılın en çekişmeli, sürprizlerin çok fazla can yaktığı ve üst sıra-alt sıra dengesinin tamamen bozulduğu bir sezon yaşıyoruz. Garanti maç kavramı bu sezon resmen dip yaptı. Aynı güç seviyesinde 5-6 takım var şampiyon olabilecek. Fenerbahçe Beko sürekli ters eşleşmeye hücum edip şu ana kadar başarılı oldu. Ancak transfer yapılmaması durumunda hedef dönemde büyük sorunlar ortaya çıkabilir. Zaten çok dar olan uzun rotasyonunda oluşabilecek bir sakatlık sezonun yok olmasına neden olabilir. Bu yüzden Saras inadı bırakıp bir uzun almalıdır. Çünkü bu lig gençler ligine benzemez ! Güçlü olup sorun yaşayan takımlar geri dönecektir. Barça ve Real epey atak yaptı. Panathinaikos ve Olympiacos zaten ilk favoriler. Monaco taş gibi takım. Yani her an her şey değişebilir. Yol yakınken bir uzun mutlaka alınmalı. Bu arada Fenerbahçe yönetiminin neredeyse her yıl Koç değiştirdiğini hatırlatmak isterim. Ali Koç yönetimi geldiğinde ilk Obradovic yollandı. Belki net olarak GİT denmedi ama mesaj o şekilde olunca Obradovic gitti. Yerine NBA patentli Kokoskov getirildi. Bütçe daraldı ve Kokoskov’a da fazla süre tanınmadı. Kokoskov 1 yıllık daha garanti kontratı olsa da takımdan tazminatını almadan ayrıldı. Yerine gelen Avrupa’nın karakterli ve emekçi Koçlarından Sasha Djordjevic ise ligi 3-1 ile Efes’in önünde şampiyon bitirse de gönderilip yerine Dimitris Itoudis getirildi. Şampiyon Koçu gönderme operasyonları başlayınca huzur zor bulunur. Daha bunun Voleybol tarafı var ! Itoudis1.5 yıllık icraatında tek bir kupa ve başarı getirmeden ve çok para harcatarak gönderildi. Yerine gelen Sarunas Jasikevicius ise sezonu 2 kupa ile tamamlayıp bu sezonu da çok verimli geçiriyor. Ancak onun bile sezon sonu kalma garantisi ne kadar bilemiyorum çünkü erken yapılan Koç anlaşmaları ve sezon sonu beklenen kupaların gelmemesi her an her şeyi değiştirebiliyor Fenerbahçe’de..Naçizane tabi ki…
Gelelim Voleybola…İzlemesi son derece keyifli bir derbide gülen Eczacıbaşı Dynavit oldu çünkü Eczacıbaşı iyi hücum ettiği günde blok ve arka alan savunmasında da vites arttırınca kazandım sanan Fenerbahçe Medicana’yı şok etti. Ben maç genelinde İtalyan Koç Fenoglio’nun takımını iyi yönetemediğini düşünüyorum. Aynı anda bütün hücum silahlarını tribündeki velilerden biri de oynatır. İyi pasörün varsa ki Drca çok verimli bir gece geçirmese de dünyadaki sayılı pasörlerden biri. Ama sadece hücum ederek maç kazanmak çok da mümkün değil. Rakip takımlarda da eşdeğer hücum silahları var. Mesela Eczacıbaşı neredeyse tüm oyunculardan verim alırken Fenerbahçe’de bunu göremedik. İlk sette fark yaratan Fenerbahçe Medicana Sinead-Jack’in oyuna girip yaptığı bloklar ve kısa pas hücumları ile dengeyi kaybetti. İşte öncelikle Fenoglio’nun bunu çözebilmesi gerekirdi. Maç boyu Arina’ya atılan taktik servislerden Eczacıbaşı köşeyi döndü. Halbuki çok erken Meliha’ya dönüp durumu toparlayabilirdi. Hücum kapasitesi çok yüksek bir takım olan Fenerbahçe Medicana eğer acil şekilde savunma kurgusunu derleyip toplamazsa Avrupa’da tıpkı geçen seneki gibi hüsrana uğrar. Eşleştiği takımın Vakıfbank olduğu düşünülürse durum endişe verici bence. Vakıfbank’ın Avrupa ve Dünya tecrübesi çok daha fazla. Vakıfbank’ın Guidetti gibi şeytan bir Koça sahip olması 4 Mart’ta başlayacak seride elini güçlendiriyor. Ben Koç farkına çok dikkat ederim çünkü maçı Koçlar değiştirir. Mesela Eczacıbaşı’nda Koç Ferhat Akbaş’ın maç önü mimiklerinden galibiyete inancının tam olduğunu fark etmiştim. Zaten o da oyuncularını motive etmek için bunu yapmıştı. Ayrıca Eczacıbaşı’nın maç hazırlığı ile Fenerbahçe’nin maç hazırlığı arasında fark vardı. Sadece A Planına sahip olan Koç Feneglio maça doğal olarak dokunamadı. Halbuki Eczacıbaşı’nın A-B-C planları vardı. Muhteşem bir maç oynayan Elif ile orta oyuncuları bol miktarda kullanıp bloklar yerleşmeden kolay sayılar aldılar. Boskovic’i çok zorlamadan unutturup savunmanın en zayıf anında Boskovic’i kullanıp JOKER çektiler. Eminim ki maç bittikten sonra da Fenerbahçe takımı Eczacıbaşı’nın ne yaptığını ve nasıl kaybettiklerini anlayamadı. Sarı-lacivertlilerin blok zafiyetini 4 numara hücumlarında önce Yaprak ve sonra Hande ile cezalandırdılar. Hem de büyük yüzdeyle. İtalya savunma başarısıyla Olimpiyat ve Milletler Ligi Şampiyonu oldu. Ayrıca İtalyan Kulüp Takımları da öncelikle istikrarlı savunma başarılarıyla şampiyonlukları kazandılar. Fenerbahçe seyirciyi mutlu eden hücum performanslarına rağmen bu sezon hem Vakıfbank’a hem de Eczacıbaşı’na kaybetti. Yani bir yerde bir yanlış var kesinlikle. Stysiak gibi dünyanın en iyi pasör çaprazlarından birine sahip olan Fenoglio Türkiye liginde Fenerbahçe’nin yürüyerek kazandığı maçlarda bile onu oynatmıyor. Halbuki özellikle kolay maçlarda Liza Safranova ve Stysiak’ın oynatılması ve kendisine gelmesi gerek. Korkunun ecele faydası yok. Ayrıca biz buna B PLANI deriz. Yani olası bir sakatlıkta her oyuncunun alternatifini de formda tutup mutlu etmek gerekir. Aynı şey Gizem Örge için de geçerli. Hatta eda Erdem de bence dinlendirilmeli. Bu oyuncuların hiç biri robot değil. Fenerbahçe Medicana’yı etüdüm bu şekilde. Umarım her zaman ben yanılırım çünkü benim haklı çıkmam Fenerbahçe’ye bir artı getirmiyor.

Maçın en iyi oyuncusu tartışmasız Elif Şahin idi. İnanılmaz taktiksel servisler attı. Orta oyuncuları müthiş kullandı. Arka alanda çok top çıkardı. En önemlisi oyun aklı ile fark yarattı. Bloklarda da kritik katkılar ile listeyi iyice doldurdu. Ona çok kocaman alkış. Uzun pasörün farkını ortaya koydu. En önemlisi de yerli pasör ile oynamanın Milli Takım için ne kadar değerli olduğunu da kanıtladı. Vakıfbank ve Eczacıbaşı Dynavit’i bu bu nedenle kutluyorum. Ülke Milli Takımlarına işte böyle destek olunur.

Son sözlerimi şu cümlelerle bitirmek istiyorum. Çok para harcamak, yıldızları transfer etmek en iyi seçenek değildir. Arada üretmek ve oyuncu parlatmak gerekir. Fenerbahçe tıpkı Basketbolda olduğu gibi Voleybolda da her yıl Koçu yollayıp başka Koç ile yola devam ederse daha çok yanılır. Alt yapıdan gelip oynayan oyuncular üretmeleri gerek. Taşıma suyu ile değirmen dönmez.

Bu arada Fenerbahçe Voleybolu da tıpkı Basketbol gibi sürekli Koç değiştiriyor. Terzic 5 yılda iyi işler yaptı. Zaten emekçi ve yetiştirici bir Koçtur. Fenerbahçe onun döneminde Vargas, Ana Christina ve Arina’yı kazandı. Terzic kurduğu sistem ve yetiştiriciliği ile Fenerbahçe’ye müthiş kazanımlar sağladı. Ancak maçı yönetemediği için gitti. Ama Fenerbahçe tarihinde kulübe en büyük katkıyı veren Voleybol Koçu olabilir. Şampiyon olup gidenlerden biri oldu. Ardından gelen İtalyan Koç Lavarini ise kalbur üstü bir Koçtu ama o da maç yönetiminde zayıftı. 2 kupa aldı ama Milano’ya elenip ilk dörde kalamayınca gitti. Yeni Koç Fenoglio ise Polonya Ligini şampiyon bitirip gelen bir başka İtalyan Koçtu. Ancak şu ana kadar beklenen verim bence alınamadı. Koç değiştirerek istikrar sağlansa Futbol takımları uçup gitmişti. O yüzden Fenerbahçe yönetimi mahzendeki Giyotini bir süre müzeye koyup istikrarlı bir döneme adım atmalı. Ne dersiniz?


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?