İtilaf Devletleri, Çanakkale'yi bu sefer karadan geçmeye çalışmaktı ve Türk cephesini yarmaktı. 25 Nisan 1915 günü sabaha karşı General İan Hamilton, İki İngiliz ve Bir Fransız Tümeni ile Bir Hint Tugayını Seddülbahire, İki Tümenden oluşan Anzak (Avustralya-Yeni Zelanda Askerleri) Kolordusunu da ikinci derecede tuttuğu Karatepeye çıkarmayı planlamıştır. Gelibolu'daki Türk Kuvvetleri ise 3.ve 16.Kolordularının yanı sıra 6 Tümen, Süvari Tugayı ve bağımsız taburlardan oluşmaktaydı. Gün ağardığında Anzaklar çıkarma yaparken Türk Askerinin açtığı ateşleriyle kayıplar vermişti. 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal'in düşman ordularının çıkarma yaptığına ilişkin raporunu alır almaz zayıf bir keşif kolordumuzun olduğunu ve dayanmalarının imkansız olduğunu komutana bildirmişti. 27. Alayın da ağır kayıplar aldığını öğrenmişti. Tahminlerinde yanılmamıştı. Ordudan hiçbir emir gelmiş olmamasına rağmen tüm sorumluluğunu üstlenerek 57. Alayı bir batarya ile Kocaçimentepe yönünde harekete geçirmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Conkbayırına çıktığı zaman Arıburnu kesiminden bazı askerlerin çekilmekte olduğunu ve düşman birliklerinin de bunları izlediklerini de görmüştür. Conkbayırının güneyindeki 261 rakımlı tepeden sahilin gözetleme ve korunmasıyla görevli iken Conkbayırına doğru koşmakta ve kaçmakta onları görünce şunları sormuş ve cevaplarını vermiştir:
Askerler neden siperlerini terk ettiniz?
Efendim, Düşman!
Düşmandan kaçılmaz
Cephanemiz kalmadı
Cephaneniz yoksa süngünüz var.
Mustafa Kemal Paşa, Askerlerine süngü taktırarak hücuma geçirmişti. Böylece 57. Alay Öncü Bölüğünün Conkbayırına yerleşmesi için süre kazanmıştı. Daha sonra Kolordu Komutanı Esat Paşa'nın izniyle 27. Alay'dan geri kalan birlikleri de emrine alan Tümen Komutanı Mustafa Kemal Paşa 57. Alay'a karşı şu emrini vermişti: ''Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum. Bizler ölünceye kadar geçecek zamanda yerini başka kuvvetler ve komutanlar alabilir''.
27. Alayın birlikleri ve 57.Alayın yaptığı karşı saldırıları ile süngü hücumları neticesinde Anzaklara ve İngilizlere ağır kayıplar vermişti. 1915 yılının Ağustos ayına kadar geçen sürede Türkler de ağır kayıplar vermişti. Savaşının en kırılma anı Mustafa Kemal'in göğsüne şarapnel parçasının isabet etmiş olması sonucu saatinin parçalanmış olmasaydı. Tıpkı Seddülbahir'de olduğu gibi Anzaklar hiçbir hedeflerine varamamışlardır ve çıktıkları yerlerde 3-4 km'lik bir mesafede ilerleyip boşaltmaya kadar o noktada kalmıştır.
Yazımı 1934 yılında Türkiye Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Anzak Annelerine yazdığı mektupla bitirmek istiyorum. ''Bu memlekette toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar. Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve Sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar. Gözyaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler. Ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır''.
Başta Türkiye Cumhuriyetimizin Kurucusu ve Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşları olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!