Şehir mektupları, Gülüp ağladıklarım, Fuhş-i Atik aklımda kalan Ahmet Rasim yapıtları.
Fuhş-i Atik’de Ahmet Rasim, lise çağlarındaki gençlerin yatılı okul hayatını anlatıyordu. Yatılı okuduklar okulun karşısında bir konak vardır. Konak kafeslerinin ardındaki gölgeleri, perde oynamalarını izlerlerdi üç arkadaş bahçede turlarken. Bir gün, okula daha önceleri hediye edilmiş olan, tek gözlü dürbünü, hapsedildiği odadaki masanın gözünden çalarlar. Dürbünle, karşı konakların bahçelerinde çamaşır asan kadınları izleyip, gözlerler.
Sonrası günlerde, içlerinden biri mendilini yıkar, konaklardan görünebilecek bir yerlerden, güya kurutmak için, bahçede dolanıp sallamaya başlar mendili. Karşı Konak kafesinin altından bir perde ucu sallanmaya başlar ilkin. Okuldan bir başka mendil sallanır. Konaktan perde ucu, okuldan mendil, bütün sınıf pencere önüne doluşurlar. Haftalarca sürer mendil sallama düzeneği. Kafes altından el kol hareketlerinin de başladığını yazar Ahmet Rasim ve şöyle sonlandırır: ‘Ben sana hayran, sen cama tırman’ şeklindeki atalarımızdan kalma sözün gerçek niteliği ortaya çıkmıştı. Salla bre salla...”
Bu işin, bizim ‘Kürt Açılımı’ndan ne farkı var? Karşıda bir Konak ve Konaktaki kafeslerin ardında birileri var. Bizim cenahtan, ıslak mendiller sallanıyor. Konak kafeslerinin ardında perdeler kımıldıyor. Kafesin ardında kimlerin olduğunu bile bilmiyoruz. “Salla bre salla...” Aslında sallanan mendil değil,
Türk toplumunun bütünlüğü sallanıp, silkeleniyor.
Amerikan Dış Politikası ile ilgili Ulusal komite adına hazırlanan, David Phillips imzalı raporu “Her şeye varız!” diyenlerin önüne koyuyor:
Raporun adı: “PKK’nın silahsızlandırılması terhis edilmesi ve entegre edilmesi.”
Raporun 301. maddesinde Türk’e hakaretin suç olmaktan çıkartılması isteniyor, bu yapıldı. Topluma kazandırma yasası adıyla genel af çıkartılması isteniyor, bu da gündemde. Raporda Kürdistan yönetimi ile ortaklık geliştirilmesi öneriliyor, bu da yapıldı yapılıyor.
Bir kesim, karşıdaki konakta birilerinin var olduğunu söylüyor, bir kesim de inkâr ediyor.
Konaktaki kafesleri ardında kimler var, gerçekten merak ediyorum?
Ucundan kıyısından Konaktakilerden birinin Amerika olduğunu öğrenebiliyoruz.
Amerika yalnız mı oturuyor bizim konakta acaba başkaları da var mı?
Ahmet Rasim’in kitabından yola çıktık ya bir soru da oradan:
Şimdi siz “Bekârları evlendireceğiz” dediniz ya. Kadınlar devlet tarafından verileceğine göre Devlet malı sayılacağından. Bu kadınlarla cinsel ilişkiye girmek devlet suçu sayılacak mı?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!